2.0

18.8K 1.4K 479
                                    

Günün ikinci bölümüdür, öncekini okumadıysanız ona bakın lütfen

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Günün ikinci bölümüdür, öncekini okumadıysanız ona bakın lütfen.

Hemşire Günce'ye ilaçlarını verip ardından odadan çıkarken resmen ölüm sessizliği vardı.

"Sen abimin arkadaşısın demek! Memnun oldun, ben Günce."

Bana doğru uzatılan küçük ve zarif ele bakarak kendi elimi uzattığımda karşımdaki 18'li yaşlarında olan kıza karşı tebessüm etmiştim.

"Ben de Doruk. Memnun oldum Günce."

Karşılık vermemle neşelenen kız hızla abisine dönerek gülümserken Gürkan gözünü kırpmadan bana bakıyor olduğu için aşırı gergindim.

"Güzelim, biz birkaç şey konuşacağız Doruk'la. Sonra hemen yanına geleceğim tamam mı?"

Gürkan kardeşine dönüp konuştuktan sonra cevap beklemeyerek Günce'nin alnını öpüp kolumdan tutarak beni odadan çıkartmıştı.

Hiç durmadan ve sessizce bakım evinden de çıkıp boş bir duvar kenarına geçmemizle kolumu bıraktığında sıktığı kolum bile umurumda değildi şu an.

"Burada ne işin var Doruk?"

Sesi o kadar soğuk çıkıyordu ki istemsizce gerilediğimde kendimi savunacak birkaç cümle düşünüyordum.

"Seni sokakta gördüm, yanına gelmek istedim ama hızlı yürüyordun. Sonra-"

"Sonra baktın buraya girdim sen de dedin ki ben de gireyim."

Evet.

Kafamı eğip olumlu anlamda sallamamla Gürkan elini saçları arasından geçirirken derin derin nefesler alıyordu.

"Kardeşin olduğunu bilmiyordum...O, o neden burada?"

Çekinerek konuşmamla Gürkan gözlerini sımsıkı yumup dudaklarını nemlendirmiş ve sabır dilercesine yukarıya bakmıştı.

"Doruk..."

Birkaç saniye susup nefesler aldığında gerçekten sakinleşmek için çaba harcadığını görebiliyordum. İyi ama neden bu kadar sinirliydi ki? Alt tarafı kardeşini öğrenmiştim.

"Beni takip ederek öğrendiğin şeyleri fazla kurcalamasan iyi olur. Anlatmak istesem ya da zamanı olsa zaten seninle konuşuyor olurdum. Buraya girerken aklından ne geçiyordu senin?!"

Tamam, sakinlik çabası buraya kadardı.

Son kısımda bağırmasıyla yerimde sıçrarken ban bağırmasının gereksizliği ile yerimde kıpırdanıyordum.

"Bana bağırmaya hakkın yok. Alt tarafı hakkında bir şeyleri merak ettim."

Kaşlarımı çatmamla yaram acırken gözleri yaralarıma değmiş ve surat ifadeleri biraz yumuşamış olsa da bu sefer sinirle nefesler alıp ben üzerine yürümüştüm.

"Eğer hakkında bir şeyler anlatsan ben de peşinden gelmezdim. Ayrıca yeniden söylüyorum sadece selam vermek istemiştim!"

Omuzlarıma konulan eller beni biraz kendinden uzaklaştırırken ikimizin de sinirli solukları havaya karışıyordu.

"Sen kötü olduğun zaman yanına geldiğimde sadece sustum Doruk. Anlatmak istersen anlatırdın zaten. Sana söylemek istediğim şey de bu! Anlatmak istediğim zaman anlatacaktım. Her şeyi aniden yapmak zorunda değilsin."

Sinirli olsa da hâlâ kendini tutarak konuşmasına karşılık alayla güldüğümde resmen onu sınıyordum.

"Zaten anca sana uyalım. Beyimiz gel desin geleyim, git desin gideyim. Alt tarafı kardeşini öğrendim lan, neden sanki büyük bir sır öğrenmişim gibi davranıyorsun?!"

Yanına gidip omuzlarından itmemle bileğimi tutup sıkarak kendinden uzaklaştırdığında onu ilk defa böyle sinirli görüyordum. Sanırım sınırı fazla aşmıştım.

"Bazen insanlar için neyin önemli neyin ise değersiz olduğunu anlayamazsın Doruk. Şimdi seni daha çok kırmak istemiyorum. Git buradan."

Sesi büyük bir soğuklukta çıkarken bileğimin acımasına aldırmadan kendimi ondan kurtarmış sonra da soğuk bir şekilde gülmüştüm.

"Emredersiniz efendim."

Son sözlerim bunlar olurken arkamı dönüp bahçeden çıkmış ve insanların arasına karışmıştım.

Gürkan artık umurumda bile değildi. Benden bir şeyler saklayan biriyle beraber olmam saçmalıktı zaten.

****

Kawga.

Gürkan vs Doruk. Kim haklı?

Yasak (bxb)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin