Tam bir bölüm sonundaki Günce dfjskfshkfhs
"Hay senin blok dersine de sıçayım, senin olmayan beynine de sıçayım. Ulan profesörler açıklama yapıyor bir süreden sonra algılar kapanır, ara verin diye. Koduğumun herifine bak."
Önümdeki deftere artık saçma sapan şekiller çizmenin bile sınırlarını zorlarken söylenmem üzerine ucum kırılmıştı.
"Senin gibi uca da sıçayım."
Kötü kötü kalemime bakarak söylenmemle telefonuma bildirim gelirken hocaya bakıp göz devirdikten sonra telefonumu çıkartıp Gürkan'dan gelen mesajı okumuştum.
Hocaya daha az öldürücü bakışlar atmalısın. Ayrıca kırmızı seni açmış. :)
Mesajı okur okumaz gözlerim pencereden dışarıyı bulurken ilk katta olmamız ve pemverenin bahçeye bakmasından kaynaklı bizi rahatça görebilen Gürkan'ı fark etmiştim.
Durduğu ağacın altına gözlerime bakıp gülümsediğinde kalbimin kıpır kıpır olduğunu hissederek ben de gülümsemiştim.
Bugün okul çıkışında Günce'nin yanına uğramam lazımdı. Üç gün sonra Gürkan'ın doğum günü vardı ama klinik sadece yarın çıkabileceğini üç gün sonra tedavi alması gerektiğini söyleyerek planlarımızı öne çekmemize neden olmuştu.
Fakat yine de mutluyduk.
Şimdi ise Günce mesaj atarak benimle bir şey konuşmak istediğini söylemiş ve yardımıma ihtiyacı olduğundan bahsetmişti. Ben de bu konuda onu dinleyecek ve yapabileceğim bir şey olup olmadığına bakacaktım.
Gürkan'a ise doğum gününde hediyem belliydi.
Kostüm giymiş bir adet Doruk'a hayır demezdi sanırım...
Geri kalan zamanda Gürkan dersi olduğunu söyleyerek ayrılırken pencereden son kez ona bakıp gülümsemiş ardından da dersin bitmesi için dualar etmiştim.
***
Okuldan çıktıktan sonra geldiğim klinikte merdivenleri çıkarak Günce'nin odasının kapısını çaldığımda içerden gelen komutla kapıyı açıp kocaman gülümsemiştim.
"En sevdiğim görümcem!"
Neşeyle bağırmam üzerine Günce de gülümsediğinde "tek görümcen benim zaten şaşkın." diyerek sarılmama karşılık vermişti.
"Tabii başka biriyle daha birlikte değilsen?"
Son kısmı sonradan ekleyip tek kaşını kaldırarak bana baktığında yanına oturup kendimi göstermiştim.
"Tek eşlilikten yanayım bebek." Diyerek gülümsediğimde Günce koluma vurarak göz devirmişti.
"Ee abimle nasıl gidiyor?"
Göz kırparak sorduğu soruyla gülümsediğimde "İyi, o beni delirtiyor ben de onu." Dediğimde bu sefer 'Bilmez miyim?' bakışları atmıştı.
"Sen neden beni çağırdın? Bir şey konuşacağım demiştin."
Kaşlarım ilgiyle havalanırken Günce derin bir iç çekmişti.
"Biliyorsun yarın abimin doğum gününü kutlayacağız. Ama kutlarken onunla, daha doğrusu sizinle bir şey konuşmak istiyorum ama ondan önce yanımda olacak birine de ihtiyacım var."
Kaşlarım bu sözlerle çatılırken Günce'nin ne gibi bir istekle bana gelmeye çalıştığını tahmin etmeye çalışıyordum ama tamamen başarısız kalıyordum.
"Bak Doruk... Burada tamamen yalnızım, sizler geliyorsunuz ama birkaç saatin ardında yine duvarlara bakıp duruyorum."
Bir an Günce için üzüldüğümü hissederken haklı olması çok fazla can yakıcıydı.
"Hastane bir gezi planlıyor. Aslında gezi de değil. Bir yıllık bir proje-"
"Günce, Gürkan bundan hiç hoşlanmaz."
Günce'nin sözünü kesmiş olsam da direkt doğruları söylediğimde kafasını onaylar anlamda sallamış ve elini omzuma atarak hafifçe sıkmıştı.
"Bu yüzden ikna için sana ihtiyacım var ya akıllım."
Diyerek güldüğünde yarın evde kıyametin kopacağına emin olmuştum. Hayır, Günce gittikten sonra o canavarla evde kalacak olan bendim ulan...
"Doruk. Lütfen, sadece yanımda olacağını söyle. Zaten ben çok güzel bir konuşma ayarladım bile. Abim kesinlikle biraz kızsa da bana hak verecek."
Gözlerimin içine umutla bakması onu kıramamama neden olurken kendimi onu onaylarken bulmuştum.
"Şu gezi hakkında biraz daha bilgi ver bakalım sen."
Kaşlarımı çatıp anlamaya çalışırcasına Günce'ye odaklanmamla neşeli bir biçimde anlatmaya başlayan kızın enerjisi hemen bana geçtiğinde tüm algılarım tamamen açıktı.
"Bak şimdi, proje yurtdışı projesi. Benim gibi hastaların dört duvar arasında kalıp delirmemesi için var."
Gözlerimi baygınlaştırıp 'Cidden mi?' dercesine baktığımda gülüp eliyle beni geçiştirmişti.
"Tam olarak böyle açıklamıyorlar ama öyle işte." Diyerek güldüğünde anlatmaya devam etmesi için kafamla işaret vermiştim.
"Her neyse, dediğim gibi bir yıl sürüyor ama belki biraz daha uzatırlar. Tabii bu uzatma olasılığını biricik abimle paylaşmayacağız. Doktorlar sürekli bizimle olacak ve hastalara göre gelişmiş cihazlarla dolu odalarda konaklayacağız."
Şimdilik fikir aklıma yatarken karşımda fazlasıyla istekli duran Günce'nin de ne kadar heves ettiği belliydi.
"Amaç hem gezmek hem de ortam değiştirmek. Sizlerle de sürekli telefonda görüşürüm. Bence çok güzel olur. Olmaz mı?"
Günce'ye karşı içten bir şekilde güldüğümde "Olur. Olur tabii. Arada kaynayan ben olacağım." Dediğimde Günce bana sıkıca sarılmıştı.
"Ben sana bolca krem gönderirim."
Sözlerinin ardından "Lan!" diyerek bağırdığımda Günce'nin şen şakrak kahkahası ve kafasını göğsüme gömerek utanması birbirini takip eden şeyler olmuştu.
Görümcelerle arayı iyitutmak güzel ve önemliydi ama görümceyle iyi olacağım diye Gürkan'ın altınayatmak... Şey, aslında bu çok daha güzeldi.
****
Ehehe şaka maka 30 bölüm olduk ya lan. Yazamıyorum diyorum ama 30 bölümü görünce mutlu oldum ne yalan söyleyeyim... :')
Diğer bölüm neler olacak fikirleri alabilirim. <3
23.08.2021
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yasak (bxb)
Teen Fiction-TAMAMLANDI- O sadece öğretmeninin dersini engellemeye çalışan bir öğrenciydi. Ve eğlenmek istemişti. Eşcinsel konulu bir hikayedir, bunu bilerek başlamınızı isterim. Homofobikler ve aşağılayıcı yorum yapanlar engellenecektir. +18 içerikler, bdsm v...