Yasak (bxb)

1.3



Nekrofili: Ölü bedenlere ilgi duyma olarak adlandırılır. Bölümde kullanma amacı 'yorgunluktan baygın düşme' olarak değerlendirilmelidir.

Hafta bitmişken okuldan çıkmış eve doğru yürüyordum. Aklımda bugün Gürkan hoca ile aynı evde kalacak olmak varken adımlarımı hafif yavaşlatmıştım.

Saçma bir hack işine girişmiş adamın bilgilerini ele geçirmiştim. Ben vicdan yaparken aslında adamın beni denediği gerçeği ile yüzleşmiş, üzerine bir de ilişki teklifi almıştım. Kabul etmemem üzerine her şey bitti derken içimde oluşan merak ve isteğe karşı koyamayıp onunla olmayı kabul etmiştim.

Durumumuzu düşünmek beni gererken eve geldiğimi fark etmemle kafamı iki yana sallayarak apartmandan içeriye girmiştim. Ondan hoşlandığımı ve ona karşı çekim hissettiğimi yalanlamıyordum. Kabullenmiştim.

Biraz zorla da olsa sevgili de olmuştuk ama bunun sadece böyle isimde kalmasını istemiyordum. Elimden geldiğince gerçek bir ilişki yaşamaya çabalayacaktım.

Eve girdikten sonra küçük bir sırt çantasına iki gün için yetecek şeyleri alıp diş fırçası parfüm gibi malzemeleri de eklediğimde çantam hazırdı. Gitmeden önce duşa girmeye karar vermemle adımlarımı banyoya yönelttiğimde aklıma bir sürü tilki dolanıyordu.

***

Telefonumu son kez kontrol etmemle evden çıkarken aklımdaki şarkıya ağzımdaki ıslıkla eşlik ede ede merdivenlerden inmiştim. Apartman kapısını açmamla zille bakışan Gürkan hocayı görürken şaşkınlıkla suratına bakıyordum.

"Seni almaya geldim."

Beni görür görmez gülümseyip başıyla arkada kalan arabasını işaret ettiğinde bu düşünceli davranışı için mutlu olmuştum. Sonuçta gelmeyip benim otobüs ya da taksi ile gelmemi bekleyebilirdi de.

Gürkan hoca önde ben arkasında arabaya binmemizle gözleri kısa bir an bana dönüp gülümsediğinde bugün ondaki bu sıcakkanlılığın nedenini merak etmiştim ama keyfimi yerine getirdiği için hiçbir şey söylemeden yolu izlemeye başlamıştım.

"Hafta nasıldı?"

Ondan gelen soru ile durup düşündüğümde aklıma gelen şeyle sinsi sinsi sırıtmıştım.

"Genel olarak iyi ama bir hocamız var ki sorma gitsin."

Beni ciddiyetle dinleyip kaşlarını çattığında istediğim kıvama geldiği için daha da keyiflenmiştim.

"Hangi hoca?"

Sesi her zamanki sert haline bürünmüşken elimi çeneme koyup koltukta ona dönmüş ve sırtımı kapıya doğru yaslamıştım.

"Gürkan Çetin. Bazen tam bir bela olabiliyor."

Gözleri dediklerimle kısılırken onunla kafa bulduğumu anlayarak yan yan suratıma bakmıştı.

"Bak sen şu işe. Demek bela ha."

Dudağının köşesi hafifçe kıvrılırken kafamı olumlu anlamda sallamıştım.

"Bir de egolu ki sorma gitsin."

Yalancı bir yakınma ile konuşmamın ardından "Doruk." Diye uyarıcı bir ses yankılandığında "Aman be." Diyerek önüme dönmüştüm. Ne vardı yani egolu dediysem sanki küfür etmiştim amına koyayım.

Geldiğimiz site ile arabayı otoparka park ettiğinde emniyet kemerimi çözüp ayaklarımın altında duran çantamı alarak aşağıya inmiştim. Ardımdan o da arabadan inip kapıları kilitlediğinde kafasıyla önünde durduğumuz apartmanı işaret etmişti.