-TAMAMLANDI-
O sadece öğretmeninin dersini engellemeye çalışan bir öğrenciydi. Ve eğlenmek istemişti.
Eşcinsel konulu bir hikayedir, bunu bilerek başlamınızı isterim.
Homofobikler ve aşağılayıcı yorum yapanlar engellenecektir.
+18 içerikler, bdsm v...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Dudaklarımdan öpülmemle gözlerimi açtığımda Gürkan'ı görmemle gözlerimi yeniden kapatmış, bu sefer ellerimi boynuna sararak öpüşmeyi derinleştirmiştim.
Dili dilime dolanırken kendimi geri çekip dişlerimle dudağını ısırdığımda Gürkan kendisini çekerek bana kaşları çatık bir biçimde bakmıştı.
"Bu ne içindi?"
Elinin birisi hâlâ dudağında dururken "Gece uyumadığın için." Cevabını vermiştim. O uyumadığı için kendimi biraz kötü hissediyordum.
"kalk hadi, kahvaltı hazır."
Geceye dair yaptığım imayı görmezden gelip üzerimdeki çarşafı çekiştirdiğinde ona boş boş baksam da derin bir nefes alıp yataktan çıkmıştım.
"Bugün dersin kaçta?"
Saçlarımı karıştırırken sorduğum soruya "Dersim yok." Diye cevap geldiğinde ona dönerek genişçe gülümsemiştim.
"Desene tüm gün beraberiz."
Onun da yüzünde ilk başta gülümseme oluşurken ardından kaşlarını çatıp bana bir adım yaklaşmıştı.
"Dersin olduğunu biliyorum Doruk."
Sözlerine karşılık omuz silktiğimde ders falan umurumda değildi. Sevgilimle aram yeni düzelmişken tadını çıkartmak istiyordum.
"Yeni düzeldi aramız, biraz zaman geçirelim istiyorum."
Kollarımı boynuna dolayarak yüzüne alttan alttan baktığımda iri elleri hızla belimi bularak beni kendisine çekmişti.
"Kaçırdığın dersler sınavların için önemli olacak."
Yüzünden gitmemem için türlü duygular aksa da dilden tamamen okula gitmemi söylediğinde yeniden omuz silkmiş ve parmak uçlarımda kalkarak dudağının kenarından öpmüştüm.
"Can'dan ya da sınıftaki birilerinden notları alırım."
Gürkan sözlerimin üzerine kafasını onaylar anlamda salladığında beni kendinden uzaklaştırıp yavaşça kalçamı sıkıp bırakmıştı.
"Hadi elini yüzünü yıka. Masada seni bekliyorum."
Ona gülümseyip mutlulukla yanından ayrıldığımda iyi hissediyordum. Bir haftanın tüm yorgunluğu ve stresinden arınmıştım sanki.
***
"Kol bozuk."
Kaşlarımı çatıp kollarımı göğsümde birleştirdiğimde Gürkan bana bakıp gülüyordu.
"Kol bozuk değil Doruk."
İnat eder gibi konuşmasıyla ona kötü kötü baktığımda elimle televizyon ekranını göstermiştim.
"10-3 skor. 10-3! Kör olsa koklayarak topu kaleye atar."
Sözlerimle "Abartma." Diyerek beni kolunun altına çektiğinde hâlâ kendi kendime söyleniyordum.
