0.1

39.6K 2.4K 914
                                    

Eğleniyorduk.

bir haftadır Gürkan hoca kızgın bir boğa gibi her yere saldırıyor ve bilgisayarına girerek dosyalarına virüs bulaştıran kişiyi arıyordu. Şanslıydım ki okul kalabalıktı ve o gün derse katılım da bir hayli çoktu.

Tabii yanımda getirdiğim bilgisyarımla yarım saatlik uğraşın sonucunda güvenli bir ağ bulup sisteme bağlanmam ve ardından kullandığım vpn sayesinde tam olmasa da kendimi bir miktar korumaya alarak hazırladığım crackli dosyayı Gürkan hocanın bilgisayarına bulaştırmayı başarmıştım.

şimdi ise iddia sonucunda kazandığım oyunu oynayarak dersimin gelmesini bekliyordum. Yanımda ise Can oturmuş keyifle tüm ders notlarının gitmesinden kaynaklı bir süre ertelenen istatistik dersi için mutluluklarının kırıntılarını yaşıyordu.

"Bir hafta da hemen doldu anasını satayım. Doruk, bir daha mı girsen şu bilgisayara lan?"

Gözümü oyundan saniyelik alarak arkadaşıma ciddi mi diye baktığımda gerçekten ciddi ciddi bana baktığını görmemle gözlerimi devirerek oynuma dönmüştüm.

"Olmaz salak herif, zaten ders notları bende adama bir şekilde ulaştıracağım bugün. Anlaşılan yedeği yoktu yoksa şimdiye başka bir bilgisyarla dersine devam ederdi. Hem notlar fazlasıyla detaylı yani yıllarını harcamış olabilir. O kadar da vicdansız değilim."

Doğrruydu. Dosyalarına virüs bulaştırmadan önce kendime kopyasını almıştım. Bu aslında daha çok bir alışkanlık gibiydi. Çalıştığımız konu önemliydi ve yazdığımız tek satırlık koda yüzünden tüm birikimimiz yok olabiliyordu, biz de her zaman çalışmalarımızın yedeklerini hazırlayarak işlerimizi görüyorduk.

Bu durum burada da işime yaramıştı. Başta farkında olmasam da sonrasında bilgileri incelediğimd gerçekten özenerek hazırlandığını görmemle kendimi kötü hissetmeye başlamıştım ve özellikle son iki gündür kendimi cidden rahtsız hissediyordum.

Zaten adamın tüm bilgilsayarı elimdeydi şu an, bu özel hayatına da saygısızlıktı.

Adamı hacklerken düşünmediğim ne bok varsa şimdi beynimde dönüp duruyordu anasını satayım.

"Hackerın da vicdanlısı olmuyormuş be abi."

Onu hiç takmayarak önümdeki haritayı geçmeye odaklandığımda bir gözüm sürekli telefonumadydı. Birazdan başka bir dersim başlayacaktı ve alarm kurmuş olsam da oyunu kapatma, toparlanma gibi olaylardan kaynaklı istemesizce gözüm telefonuma kayıyıordu.

Hem derse girmeden önce hızla yanımda olan USB belleği Gürkan hocanın arabasına bırakmam lazımdı. Odasına giremiyordum çünkü kamera sistemleri erkindi ve onlarla uğraşamazdım ama adamın arabasını park ettiği yer kör noktaydı ve o bunun farkında değil gibiydi.

Eh, bu da benim işime geliyordu.

Alarmımın çalmasıyla soğuk bir ifade ile alarmımı kapatıp oyundan çıktığımda Can gözlerini üzerime dikmişti.

"Daha ders saatine zaman var?"

Omuz silkerek "İşim var." dememle sorgulayacak olsa bile bundan vazgeçerek kafasını salladığında başımla selam verip kapattığım bilgisayarımı çantama koyarak kafeteryadan çıkmıştım.

Adımlarım seri bir şekilde Gürkan hocanın arabasına doğru ilerlerken gözlerimle arada etrafı tarayarak tanıdık simalardan kaçınmaya çalışıyordum. Sonunda önüne geldiğim siyah jeep'in kol kısmına hazırladığım düzenekle USB'yi bıraktığımda hızlı adımlarla arkama dönerek izlenmediğime emin olmuş sonra da dersimin olduğu binaya doğru ilerlemiştim.

Bitmişti işte, artık vicdanım rahat olabilirdi.

***

Ödevim bitmek üzereydi. Sıkıntılı bir şekilde ekrana yazdığım kodaları kontrol ederken bu çalışmayı bizlere veren hocama söverek eksik olan kodları düzenliyor olabildiğince hataları ayıklıyordum.

Ailemle yaşamıyordum. Onlar ayrıldıktan sonra iki tarafa da nedensizce kinlenmiştim. O zamanlar çocuk aklıyla yaptığım bu kinlenme oyunu zamanla gerçeğe dönüşmüştü ve şimdi ikisinden de olabildiğince uzak duruyordum.

Yaptığım çalışmalar ya da tasarladığım siteler sayesinde harçlığımı çıkartırken ikisine de ihtiyacım kesinlikle yoktu. Arada arayarak özlediklerini belirten ve her zaman arkamda olduklarını söyleyen iki uzak insandılar benim için. Söylediklerinde de hiçbir zaman ciddi olmadıklarını bilirdim. Sadece sözde vardılar.

odamda duyulan bildirim sesiyle ağrıyan gözlerimi kapatıp elimle ovaladığımda derince bir nefes vermiştim. Sahi, kaç saattir bu sikik masanın başındaydım ki?

Yorgun ifadelerle telefonumu alarak kilit ekranını açtığımda sınıf grubundan mesaj geldiğini gördüğüm için okundu yapıp bırakacaktım. Planım buydu ama sınıf temsilcisinin yazdığı mesajı görür görmez tüm kanım çekilmiş  gibi olmuştu.

Başta bana ait olan okul numaramın yanımdaki yazanlar sıötığımın belgesiydi.

"Doruk Yılgın, yarın saat 10 gibi Gürkan hocanın odasında bulunman gerekiyormuş."

Ellerim kilitlenmiş gibi telefonu sıkarken içimden tek bir cümle geçiyordu.

Umarım siki tutmamışımdır.

Yasak (bxb)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin