“Seni bir arkadaşımla tanıştıracağım, akşam.” Çift karşılıklı oturmuş ellerinde bulunan kitapları incelerken Adrian bölmüştü.
“Kiminle?” Isabel, merak etmişti. Getireceği kişi muhtemelen Luke olmazdı. Sonuçta onu ölesiye kıskanıyordu.
“Benim erkeklere ilgi duyduğumu söylemeyecek biri. Ayrıca sana da sarkmayacak. Çünkü, çok güzel bir eşi zaten var.” Adrian’ın tavırları kendinden emindi. Getireceği kişi her kimse onun için önemli olmalıydı.
“Ah, pekala. Bu kişinin senin için önemi ne?” Isabel, onun çevresindekileri tanımayı istemişti. Bunu ondan rica etmiş ve bu sayede Adrian, kadını arkadaşlarıyla tanıştırıyordu.
“Bir ara erkeklere ilgi duyuyordum ve o zamanlarda ki eğlencem.” Bu cümleyle kahkaha atan Isabel, yerinden kalkıp Adrian’a doğru ilerledi. Yanına gittiğinde başına yavaşça kitapla vurarak mırıldandı.
“Kimse sana terbiye öğretmedi mi!?” Kitabı onun kucağına bıraktı. “Akşam için hazırlanmalıyım. Çünkü görünüşe göre sevgilimin, eski erkek sevgilisi geliyor. Vay canına, ne güzel ama.” Isabel gülerek merdivenlerden koşmaya başladığında Adrian’da peşine gitmişti. Bu kadın onu eğlendiriyordu. Mutluluğunu ona geri getirmiş ve sevgisini vermişti.
“Onu öldüremezsin. Onu seviyorum ama!” diye işi dalgaya vurmaya çalışan Adrian kurtulamamıştı.
“Bunu ona da sormalıyız ama, değil mi?” Isabel’in sırıtışı akşam bu konuyu açacağını belli ediyordu. Ne yaparsa yapsın bu kadını asla ikna edemezdi. Eğer bir şeyi yapacağım diyorsa, ondan vazgeçiremezdiniz.
“Onun sevgilisi de, beni öldürmeye kalkarsa?” Adrian konuya nereden gireceğini iyi biliyordu.
“Buna asla izin vermem.” Isabel bir süre düşündükten sonra güldü.
“O zaman, evimize gelen her erkeği ya da kadını öldürmeni istemiyorum.” Bu lafıyla Isabel ağzını kocaman açmış, yumruğunu adamın karnına sert denilebilecek bir şekilde geçirmişti. Bunu nasıl söylerdi!?
“Canımı acıttın ama.” Dudaklarını ona doğru uzattığında Isabel geri çekilmişti. “Hadi ama! Kıskandığını söylemeyeceksin değil mi?” Adrian onun bir an kıskanmış olabileceğini düşündü.
“Belki olabilirim.” Isabel’in dedikleriyle buna tamamen inanan adam şok olmuş gibiydi.
“Tanrı aşkına! Bir erkekle sevgilimi olduğumu düşünmüyorsun değil mi? Yoksa seni memnun edemiyor muyum?” Adrian’ın bu lafına Isabel cevap veremedi. Çünkü arkalarından gelen kahkaha sesleri onu susturmuştu. Bütün hizmetliler duymuş olmalıydı. Adrian’ın başından aşağıya sanki kaynar sular dökülmüştü.
“Çok güzel. Artık herkes erkeklere ilgi duyduğumu düşünecek.” Adrian somurtmaya başlayınca Isabel ona bir öpücük vermiş ve gülümsemesini sağlamıştı.
“Ülkede bu kadar güzel kadın varken, niye erkeklere bakayım ki?” Bunu mırıldanırcasına söylese de Isabel duymuştu.
“Duyamadım, sevgilim? Güzel kadınlardan mı bahsediyorduk?” Isabel anlamamış gibi yapsa da Adrian onun duyduğunu biliyordu.
“Senin ne kadar güzel bir kadın olduğunu söylemiştim.” Adrian iyi toparlamıştı.
“Bunu İngiltere’de ki herkesten duymaktan sıkıldım.” Sıra Isabel’e geçmişti. Bütün gün böyle oyunlarla geçiyor, bu ikili eğleniyordu.
“Bunu sana benden başka kim söyledi!?” Adrian’ın kükremeyi andıran sesi kadını daha da eğlendirmişti.
“Neyi?” diye araya atlayan Luke, konuşmayı bölmüştü. Adrian onu görünce homurdandı ve Isabel’e dönerek konuştu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Tatlı Kurban
Romance-Bana aşık olabilir misin? -Asla. -Ben de öyle düşünmüştüm, sevgilim. Sanırım ben de sana 'asla' aşık olmayacağım. -...