Öncelikle bir not daha düşmek istiyorum. Kısacık bir şey; hikayenin tüm hakları benimdir. Yazan da benim bunu yıllar öncesinden, çalındığı için gelip kendim yayınlıyorum. Burası hariç nerede yayınlanıyorsa çalıntıdır, bilginize.
“Burada uyumayı düşünmüyorsun herhalde?” Isabel biraz korkuyla geri çekilmişti. Bu gece, mümkünse bundan sonra ki geceler yanına yaklaşmasını bile istemiyordu. Belki sadece onu öpmek için yaklaşabilirdi.
“Neden olmasın?” Örtüyü biraz iterek üzerinden attıktan sonra Isabel’e daha da yaklaşınca onun bir şeyler tedirgin olduğunu anlayabilmişti.
“Çünkü.. Çünkü senin sapık düşüncelerin aklıma geliyor. Bu şekilde seninle uyuyamam.” Bu açıklama yeterli olmalıydı. Sapık ve kendini bilmez düşünceleri aklına geldikçe adamdan korkuyordu.
“Beni düşündüğünü itiraf mı ediyorsun?” Bunu da kendi lehine çevirmeyi başarmıştı. Ama Isabel’in korkmasına anlam veremiyordu. Ne demişti ki? Daha doğrusu, normal olmayan ne demişti? Bu kadının hiçbir şeyden haberi olmadığına inanmayı kesinlikle reddediyordu.
“Tabi ki hayır! Sadece yanımda sapık düşünceleri olan biriyle uyumak istemiyorum. Eğer sen çıkmayacaksan, ben gideceğim.” Söylediklerinde o kadar kararlı görünüyordu ki adam yaklaşıp, onu kendine çekmek zorunda kaldı. Göğsünü onun sırtına yasladıktan sonra konuşmaya devam etti.
“Bu ‘sapık’ düşünceler sadece seninle ilgili. O yüzden, bunlar sapık olduğumu göstermez. Ne de olsa biz evliyiz.” Dediklerini kabul etmesini beklemiyordu. Onu kızdırırsa, bu gece daha çok eğlenebilirdi. Şu an bile keyfi o kadar yerindeydi ki neredeyse İskoçları unutacaktı. Tabi onları unutması, Isabel’e baktıkça imkansızlaşıyordu. Ona dokunduklarını düşünmek bile adama eziyet ederken, nasıl olurda bu kadar yakınlarındayken bir şeyler yapamazdı?
“Evli olabiliriz. Ama evli insanlar, bunları yapmaz.” Sesinde ki tereddüdü fark etmemek elde değildi.
“Emin misin?” Sorusundan sonra kahkahasını saklayamamıştı. Bu kadının gerçekten bildiği bir şey yoktu. Ayrıca Adrian, ona bilmediklerini öğretirken de eğlenecekti.
“Amcamın sözlerine güvenirim. Eminim.” Bu Adrian’da kafa karışıklığına yol açmıştı. Amcası gerçekten böyle mi söylemişti?
“Başka ne dedi?” Parmaklarını kadının bacaklarında gezdirirken onun kesik kesik olan nefeslerini duyuyordu. “Bunu yapmamam mı gerekiyormuş?” Kadını kendine çevirip elleriyle vücuduna dokunduğunda nefesini tuttuğunu duydu. Evet, bu tahmin ettiğinden de eğlenceliydi. “Ya da bunu?” Elleri aşağıya inmeye başladığında kadın onu iterek bağırmaya başladı.
“Hayır! Bana bu şekilde dokunamazsın. Dokunmamalısın!” Gözlerindeki açık korku ifadesi onu durdurmuştu. Sanırım ona önce anlatması gerekiyordu.
“Peki nasıl dokunacağım? Amcan sana ne dedi?” Adrian onu daha çok kendine çekerek vücuduna bastırdı. Kadının ağzından kaçan bir inleme ve vücuduna verdiği tepki hoşuna gitmişti.
“Be-ben bilmiyorum. Sadece bana bu şekilde dokunmaman gerektiğini söyledi. Bunu ancak akrabalar yapabilirmiş.” Isabel korku dolu gözlerle ona bakıyor aynı zamanda bildiklerini ona aktarıyordu. Amcası bu kadarını söylemişti. Başka bir şey söylemesi mi gerekiyordu? Nedense, bilmediği bir şeylerin olduğu hissine kapılıyordu.
“Anlayamadım?” Sesi sinirden boğuk çıkmıştı. Akrabalar birbirine böyle mi dokunmalıydı? Bu kadın ne söylediğinin farkında değildi. Adrian, yanlış anlamış olabileceğini düşünerek daha açıklayıcı bir şekilde sordu. “Sana daha önce böyle dokunan biri var mıydı?” Tek kaşını kaldırmış bir şekilde yüzüne bakıyor bir cevap bekliyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Tatlı Kurban
Romance-Bana aşık olabilir misin? -Asla. -Ben de öyle düşünmüştüm, sevgilim. Sanırım ben de sana 'asla' aşık olmayacağım. -...