12. Bölüm

660 37 9
                                    

2 Haziran 2021


Sabah saat 9 gibi kalktık. Güzel bir kahvaltının ardından önce eve gittik. Kalan son bilgilendirmeleri yaptık.

Maske ve şapkaları da taktıktan sonra hazırdık. Arabaya bindik. Ve gizli bir baskın için hazırdık. Herkes arabayla düzgün ve saklı bir sekilde müşteriymiş gibi içeri girdi. Herkes onlara ilgilenirken ben ve Tae arka kapıdan içeri geçtik. Ordan büyük ve geniş havanladırma borularına.

Normalde öyle dar alanlarda nefes alamazdım. Bir tek Tae varsa girerdim.

İlerlemeye başladık. Tae nereyi gösterirse oraya dönüyordum. Gözü sürekli üzerimdeydi.

"Tamam burası Hanuel."

"Nerden inicez?"

Kafasıyla gösterdi. Ordan aşağıya atladık. Oda atladıktan sonra silahlara susturucu taktık. Kapıdan dışarı çıktık. Koridorda hızlı ama dikkatli adımlara yürürken karşımıza silahlı bir adam çıktı. Hemen Tae kafasına sıktı.

Harika şimdi şunu saklıcaz.

Etrafa göz gezdirdim. Küçük bir depo buldum. Hızlıca onun içine attık. İntihar süsüde verilince işimiz bitti.

Tekrar aynı hızla adamın odasının koridoruna varmıştık. İyi korumalar var hani.

Tae bana döndü. "Sıra sende." dedi. "Hadi o zaman" diye karşılık verdim.

Maske ve şapkayı çıkardım. Silahımı t-shirtumun içine koydum. Yerimden kalktım ve yanlarına gittim. Adamlardan bir tanesi "Hey sende kimsin?" diye sordu. Sürtük kızlar gibi piç smile attım. Şu anda kendimden iğreniyorum. Neyse sakin devam.

"Şey ben patronu arıyorum beni çağırdıda. Nerde?"

İkisde göz devirdi. İçlerinden bir tanesi "Zaten beyfendi kendine cağırsın bizide burda diksin." dedi. Yanlarına dahada yaklaştım. "İstersen gel canım depo denen bir şey var." dedim. Ben dedim. Allahım imdat. Sen affet küçük cocuklar için yapıyorum. Adam sırıtarak güldü. Gerizekalı.

"Sen bekle işim var." dedi yanındakine. Onu ordan çektim nereye gidersem peşimdem geliyordu. Tae'nin bulunduğu yerden geçtik. Adama döndüm. Ordan Tae'ye beni kurtar burdan bakışı atıyordum. Pislik adam beni duvara yasladı. Tam öpeceği sırada Tae kafasına sıktı.

"Benim kızıma ben izin vermediğim sürece elini bile suremezsin." dedi ve yerde duran cesete tekme attı. Hızlıca kapının önüne tekrar gittik. T-shirtumun içindeki silahı cıkardım. Adamın kafasına ben sıktım bu sefer.

Kulaklık ile adamlara içeride olduğumuzu ve daha dikkatli olmalarını söyledim. Sıra onlardaydı. Hemen şapka ve maskeleri taktık. Adamın kapısında koruma gibi bekledik. Aşağıda silah sesleri vardı.

Sonra adamlarımdan bir tanesi herşey yolunda bilgisini verdi.

Tabikide adamı burdan çıkacaklardı. Bu yüzden koruma yolladılar kapıda bizi görünce silahlarını çektiler.

Tae sesini olabildiğince kalınlaştırarak

"Bizi çağırdı hazırlansın onu goturucez aşağıda adama ihtiyaç var gidin yardım edin ne duruyorsunuz?!" Dedi.

Adamlar hak vererek gittiler. Bu sırada şahıs içeriden çıktı. Tae gine aynı sesle
"Sizi burdan götürmeye geldik efendim hazırsanız gidelim," dedi.

Onunla aldık geldiğimiz yoldan hızlı bir şekilde dışarı çıktık. Ordan da arabaya işte elimize düştün ağzına sıçtığım. Tae adamdan telefonunu istedi. Küçük bir açıklama yaparak telefonu kırdı. Tüm elektronik eşyaları kırıp attı.

Arabaya oturduk. Adam hemen yanımdaydı ve şoför koltuğunda ise Taehyung duruyordu.

Depoya az kalmıştı. Ama bacağımda bir el hissettim. İğrenç adam bacağımı okşuyordu. Benim ise midem bulanıyordu. Tae'den arabayı durdurmasını söyledim. Köşeye çekip durdu. Arkaya döndü.

"İyimisin?" diye sordu. Hemen öne geçtim. Arabadan çıkmadan geçtim.

"Biraz midem bulandı. Bişey yok."

Dedim. Dikiz aynasından adama baktım. Piç smile attıyordu. Eğer Tae'ye söylersem o adamı burda öldürür.

En sonunda depoya geldik. Tae sert bir şekilde adamı arabadan indirdi. İçeri götürdü. Adam şoka girdi. Bende bime. (Lütfen dovmeyin benii)

Tae adamı sandalyeye oturttu. Ellerini bağladı. Ama adam bir saniye yerinde durmuyordu. Sonra içeriden bir ses geldi.

"Ooo hyung yakalamışsınız." dedi biri. Kafamı kaldırdığımda Jungkook oradaydı.

"Aa Bay Jeon. Senin ne işin var burda."

"Aa sana söylemedim Jungkookta aslında bir mafya. Amcasından miras kalmış. Babası isteme-"

"Tae hyung sonra ben anlatırım." diye sözünü böldü. Sonra heycanla bana döndü.

"Ee ne yapacaksınız buna?"

"Aklında ne var. Bay Jeon?"

"Şöyle güzelce doveyim sonrasını siz düşünün ha olurmu?"

"Meydan senin." Diyip geri çekildim.

Hemen hemen sadece 2 dakikadır dövüyor ama adamın kalcak hali kalmadı. Nasıl bir güç var onda anlamadım ki.

Bir süre sonra bıraktı. Anlı ter içindeydi. Eli ise vurmaktan kanamıştı. Güzelce gerildi.

"Ohh be iyi geldi." Tae gülerek atıldı.

"Tabikide iyi gelir. Elinin halina bak neyse Hanuel ilk yardım biliyor. Biraz pansuman yapsın bence intihap kapmasın." dedi.

"Aslında iyi olur." Dedi Jungkook. Oflarayarak gidip ilk yardım çantasını aldım. Yere oturdum. Oda yanıma oturdu.

"Elini ver de temizliyim."

"Al." Dedi elini uzattı. Eli elimin iki katı büyüklükteydi. Pamukla elini güzelce temizledim. Pamuğa tentürdiyot sürdüm. Yavaşca elinin üzerindeki küçük ama kanayan yaraya uyguladım. Değdirir değdirmez ağzından küçük bir inleme çıktı. Yüzünü bururştudu. Şapşal ne bekliyordu ki.

Güzelce temizledim. Elini sardım ve kalktım. Tae bu sırada adamla ilgileniyordu. Elimi yıkamak için kalktım ve lavaboya gittim. Arkamdan ise Jungkook geliyordu. Elimi yıkarken kapıda bekledi. Baya sessizdi. Gözleri ise korukutucuydu. Niye böyle bakıyordu bu? Sanarsın sevdiği birine işkence ettim. Hızlıca ordan ayrıldım.

Tae'nin yanına gittim. Gün daha bitmedi. Daha ölucek biri duruyor..

Eveeet bu bölümde bitti. Jk sonunda konuya girdi. Bundan sonraki bölümlerde bol bol gelicek. Neyse sizce diğer bölümde ne olucak?

Siz bunu düşünün ben doğaçlama yapamyım. Neyse bb sizleri seviyorum 💜❤️

Mafia (JJK)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin