63. Bölüm

280 20 5
                                    

Yayın tarihi

26 Temmuz 2022
Salı










Yazardan*

Aradan hemen hemen 1 hafta geçmişti. Hanuelde Jungkook'ta hala toparlanamamıştı.

Hanuel Amerika'ya ayak bastığında evine doğru taksi çağırıp gitti. Eve girdi Yeontan'ı yere bıraktı koltuğa çöktüğü gibi ağlamaya başladı. O kadar kötü ağlıyordu ki en sert olan insanın bile vicdanını sorgulatırdı.

Feryatları tüm evi doldurmuştu.

Bir haftası çok kötü geçmişti. Zordu fakat dayandı. Sevdiği adam ona çekmediği işkence bırakmamıştı.

Ama son yaşadıkları herşeyi unutturucak cinstendi.

Peki Jungkook ne yapıyordu?

Bu sefer gerçekten kaybetmişti onu. Berbat bir haldeydi. Yerinden bilr kalkamicak kadar kötüydü.

Hanuelin onu bırakıp gittiğinden sonra 2gun geçmişti. Kapı çalmıştı.

Jungkook başta umursamamis tekrar çalınca da gidip kapıyı açmıştı.

Karşısında hem abilerini hemde Chanlari görmeyi planlamıyordu elbette.

Üyeler direk ona sarıldı. Zorda olsa ona destek olup sahip çıkmışlardı işte.

Fakat onlarında arasında bir kişi eksikti. Jimin neler olduğunu Chan'dan öğrenmiş ne kadar sinirlensede bişey diyememisti. Jungkook'unda hali ortadaydı. Bu  durumda üstüne gitme iyi olmazdı.

Jungkook ise Jimine karşı acayip mahçuptu. Bişey diyemiyordu.

Jungkook ve Hanuel geçen bir haftada zorlanmiştilar fakat ikiside toparlanmaları gerektiğini biliyordu. Özellikle de Jungkook işleri halletmesi gerekiyordu. Madem o üstlenmişti devamınida getirmeliydi.

***

Hanuel o gün Yeontan'ı da almış dışarıda geziyordu. Hava serindi. Üstünde siyah kapşonlusu altında siyah kargo pantolan ile ilerliyordu.

Birazdaha yürüdükten sonra bir adam onları durdurdu.

Oda Hanuel gibi simsiyah giymişti. Kafasındaki silindir şapka ve yüzündeki maske ile yüzü belli olmuyordu.

"Sevebilirmiyim?"

Diye seslendi. Hanuel hemen karşılık verdi.

"Ah.. tabiki."

Adam diz çöküp Yeontan ilr oynarken. Yeontan resmen Taehyungu görmüş gibi çıldırıyordu. Havlıyor, adamın üstüne çıkıyor, heyecandan ne yapılacağını bilemiyordu.

Hanuel Yeontan'ı böyle görünce aklina Tae gelmişti. Tekrardan dolan gözlerini sıkıca yumdu.

"İyimisiniz hanımefendi?"

Adam Yeontan'ı kucaklamış ayağa kalkmıştı. Sesi bile Tae'ye benziyen bu adama bakan Hanuel kafasıyla onaylamıştı.

"Peki o zaman iyi günler." Dedi adam.

"İyi günler."

Yeontani Hanuel verdi. Fakat Yeontan adamdan ayrılmak istemiyordu.

"Kızım.. bişey yok annem. O adam Tae değil." Diyip kafasını okşadı.

Fakat Yeontan resmen inkar ediyordu.

Hanuelin kucağından atladı fakat tasmasını unutmuştu. Adamda ortadan kaybolmuştu.

Üzüntüyle yere uzanan köpeğe bakan Hanuel eğilip onu kucakladi.

Burnuna öpücük kondurduktan sonra eve yürüdü. Yeontan için Tae'nin yanında getirdiği bir tişörtü yere serdi.

Yeontan koşarak oraya gidip uzandı.

Hanuel ise gerilip koltuğa bıraktı kendini.

Bir süre sonra kilosunu merak edip kalktı ve baktı.

Şok olmuştu. 1 haftada 5 kilo vermişti. Zaten zayıf olan bedeni iyice zayıflamış ve kötü bir görüntüye kavuşmuştu.

Hanuel*

Tartıda gördüğümle şok olup adam akıllı bir liste hazırladım. Düzgün bir de spor ekleyince tam olmuştu. Yeniden ideal kiloma yükselip kendime gelicektim.

Evet kendimle ilgilenip Jungkook'u unutmayı planlıyordum. Onu özlemiştim.

Ama artık bitmişti.

Derin bir nefesle gözlerim ile Yeontan'ı aradım.

Yerde tişörtün üstüne oturmuştu.

Onu görünce bugün gördüğüm adam geldi. Boyu Tae ile aynı boydaydi.

Sesi de benziyordu. Yeontan onu görür görmez kafayı yemiş gibi havlamıştı.

Cidden çok garip biriydi. Acaba tekrardan görme ihtimalim varmiydi?

***

Artık yeni hayatıma alışmıştım. Herşey güzel gidiyordur. Üyeler sürekli beni arıyordu. Bende onları arayıp acayip boş konuşup telefonu kapatıyordum.

Jungkookla alaka hiçbir şeyden bahsetmiyorlardi. Bu onu unutmamı kolaylaştırıyordu.

Yine yürüyüşe çıkmıştım. Bu sefer tektim.

Elimdeki çikolatayı yiyerek etrafa bakıyordum.

Neşe ile gulusen bir grup gördüm. İki kız iki erkekten oluşuyordu. Kızlardan biri neşe icinde "Lunaparka gidelim." diye bağırdı.

Öbür kız hemen atıldı. "Evet gidelim ama korku tüneline binmeyelim."

Erkelerden biri "binelim bişey olmaz hem yanındayım," dedi.

Diğeri de onay verince hareketlendiler. Guluserek lunaparkjn yolunu tuttular.

Onlar giderken arkalarından bakakalmıştım. Bu sırada bana çarpan beden ile az kala yere dusucemtim.

"Ah pardon pardon." Dedi bana çarpan kişi.

Kafamı kaldırıp baktığımda sanki Tae'nin gözlerine bakıyordum. Mal gibi kalmıştım.

"Taehyung..?"

Adam hemen yerinden sıçradı. Gülümseyen bir ses çıkardı. "Ne güzel bit karşılaşma fakat Taehyungta kim?"

Derin bir nefes aldım. "Benim için çok önemli biri onu kaybettim. Gözleriniz ona çok benziyorda aklıma o geldi."

"Oww onu hatirlattigim için üzgünüm."

Gülümsedim.

"Hayır sorun değil. Aksine onu hatırlamak beni mutlu etti."

"Sizin köpeğiniz vardı galiba?"

Bu sırada aklıma gelmişti. Bu o adamdı.

"Ah.. evet evde."

"Hmm."

Öylece yüzüne baktım. Şapkasını yeniden gözlerine kadar kapattı.

"İsminiz ne?"

Cevap vermedi. Sadece iyi günler diyip hızla uzaklaştı. Acaba kötü birşey mi söylemiştim.

Hayır birşey denemiştim ki.

Bende eve doğru yol aldım.

Evet yeni bolumle burdayım. Umarım begenmissinizdir.

Hikaye başlarında hikayde ters köşe  olucak demiştim. Fakat nasıl bir şey olacağını soylememistim. Bakalım neler olucak?

Sonraki bölümde görüşmek üzere kendinize iyi bakın 💜💜💜

Hadi eyw 💜💜

Mafia (JJK)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin