B-bu çok güzeldi. Bir kere çok eşsizdi. Bir kere özeldi.. Ne yaşıyordum.. Kalbim dayanmıyordu... İlk defa bu kadar hızlı artıyordu... Onu istiyordu. Kalbimdeki yıllar önce buzdan duvarların arasına haps ettiğim kız çocuğu şimdi kaçmaya çalışıyordu... Tek istediği onun kalbiydi. Eğer onun kalbi küçük kızın yanında olursa küçük kız buzdan duvarların arasından çıkıcaktı.. Eğer çıkarsa arkasından büyük bir felaket gelicekti..
Gözlerimi araladım. Gözlerini gözlerime kenetlenmiş bir adet Jungkook gördüm. Aslında bana kalsa saatlerce bakardım gözlerine. Ama.. AMAN NE DİYORUM BEN?!
Hızlıca onu ittirdim. Yerde oturuyordu. Hızlıca ayağa kalktım. Ölüm sessizliği etrafa yayılmıştı. Tae benim her hareketimi dikkatli bir şekilde izliyordu.
Yerde duran silahımı aldım. Elimi ağzıma götürüp hızlıca dudaklarımı sildim. Sinirden gözüm görmüyordu. Aslında bu bende tikti.
Alışmadığım yada tanımadığım insanlar bedenime dokunduğu zaman ben istemesemde anında tüm vücudumu sinir sarıyordu. Bir tek Taehyung'da vucum tepki vermemişti. Ona çok guvenmiştim çünkü.
Silahın tetiğini çektim.
"Son sözünü söyle baba.. hıh?! Ne kadar babasın ama!" Silahı kafasına dayadım. Alex çığlık atmaya başladı. Elim titiyordu. Ve silahı ateşleyemedim. Kalbim izin vermiyordu. Bir tarafım öldür diyordu. Ama diğeri ise o senin baban öldürme onsuz yapamazsın diyordu.
Silahı sert bir şekilde yere attım. Adamlara bağırarak onu kitlemelerini söyledim Alex'i farklı yere götürücektim.
Hızlıca uzaklaşırken bir tek Tae benle geliyordu. Arkamı döndüm. Alex'i kaldırdım. Tae'nin bulunduğu yere fırlattım. Oda gözlerini bağladı. Sonra Jungkook'u ittirdim. Oda yürüdü. Eğilip silahımı aldım. Sonrada arabaya bindik. Ben önde oturuyordum. Hayret Jungkook ilk defa çıt cıkarmamıştı. Alex'i bizim eve götürdüm.
Alt depoya koydum ve bağladım. Gözlerini açtım. Ağzı hala bağlıydı.
Neyse yukarı çıktım. Mutfağa gittim. Su içmek için baradağa uzandım. Sonrada çeşmenin altına koydum. Ahh.. neden bunlar benim başıma gelmek zorunda..
Su dolarken biri arkamdan bardaklara uzandı. Benide kendi ile mutfak tezgahı arasına sıkıştırdı.
Hızlıca önüme döndüm elimdeki bardağı arkamda kim varsa onun başından aşağıya döktüm. Boyum biraz kısa geliyordu. Bende parmaklarımın ucuna çıkıp ıslattım.
Kafamı yukarı kaldırdığımda karşımda bana far görmüş tavşan gibi bakan Jungkook vardı.
"Çekilsene!"
"Sen beni ıslattım mı yani?"
Boş gözlerle ona baktım.
"Yok kuruttum seni ne ıslatması canım sende aa aa."
Elindeki bardağı çeşmenin altına koydu. Başıma gelicekleri biliyordum. Hızlıca kaçmaya çalıştım. Ama eliyle engel oldu. Hemen eğildim. Gine yakaladı.
"Tıck tıck. Kaçamazsın küçük hanım."
"Jeon rahat bırak beni hemen!".
Güldü ve kafamdan aşağıya suyu döktü. Ona sinirli bir şekilde baktım.
Bu sefer kaçmak için harekete geçince bıraktı. Odama gittim. Üstüm ıpıslak olmuştu. Kapıyı sert bir şekilde açıp içeri girdim.
Üstümdekilerden kurtuldum. Medya. Günlük kıyafetin pantolonunu giydim. Diğer kazağa uzandım. Hava sıcak ama esintiliydi. Evdede klima çalışıyordu bu yüzden içeri serin olduğu için iyi olurdu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mafia (JJK)
Fanfiction"Neden herkesi kaybettim..." Dedi genç kız. Sonrada derin bir uykuya bıraktı kendini... #mafia 5. Sıra 2022