16. Bölüm

557 29 14
                                    

Yayın tarihi

16 Tammuz 2021



Mutfağa geçtim. Jungkookta peşimden geldi. Dolaptan bir kâse puding çıkardım. Masaya koydum. Bir tanede kaşık çıkartıp yanına yerleştirdim. Bu sırada Jungkookta sandeyleye oturmuş beni izliyordu.

Gidip süt çıkardım. Pudingin yanında güzel oluyordu. Onuda bardağa doldurdum. Bardağı elime aldım. Arkamı döndüğümde Jungkook pudingi kaşıklıyordu. Yemesine birşey demezdim. Ama sadece bir tane vardı.

Onuda Tae'den saklamıştım. Yemek için. Neyse pek umursamadan yerine geçtim. Oturdum. Sütü içmeye başladım.

"Çıkarsana kendine."

Kafamı kaldırdım. Ona baktım.

"Kalmamış bir tane vardı. Neyse boşver gitsin."

"Hayır olmaz."

Dedi ve eline kâseyi aldı geldi. Hemen çaprazıma oturdu. Kaşığı pudinge daldırdı. Sonrada bana doğru uzattı.

Benimde canım çektiği için itiraz etmedim. Sonrada kendi ağzına götürdü.

Tüm kâseyi bi' kendine bir bana kaşık kaşık yedirdi.

"Süt içcen mi?" diye sordum.

"Olur güzel gider." dedi.

Kalkıp dolaptan sütu çıkardım. Bardağa koydum. Eline verdim.

"Al bakalım."

"Bak ne güzel anlaşabiliyoruz. Niye işleri zorlaştırıyorsun. Bu adam ne yaptı sana?"

"Jeon fazla derine inme tehlikelidir. Zamanla anlarsın zaten. Eğer vücudumdaki yaraları görürsen ki bu imkansız."

"Yaramı?"

"Evet. Neyse boşver Alex'e bakmam gerek."

"Bende gelsem."

Dedim. Dudaklarını hafif büktü. Şaşkınlıkla ona bakıyordum. Cidden bu Jungkook muydu?

"Gel." Dedim. Depoya doğru gittik.

İçeri girdiğimde Alex yerde oturmuş ağlıyordu.

"Alex?" dedim sert bir şekilde.

Kafasını kaldırdı. Bana baktı.

"Ne var?"

"Açmısın?"

"Düşünceli abla tavırları yapma!"

"Öyle bir şey yapmıyorum. Sana iyilik edende suç. Yemek hazır olunca getiririm."

Dedim kapıya doğru yürüdüm. Sonra arkamı döndüm. Bir bana birde Alex'e bakan Jungkook ne yapacağını düşünüyordu herhalde.

"Sevgilinle iyi eğlenceler Alex." diyip çıktım.

Yukarı çıktım. Gizli odaya girdim. Kapıyı kitledim. Büyük bilgisayarın başına oturdum. Tek tuş ile tüm evdeki kameralar önümdeydi. Hemen depo kamerasını büyüttüm.

Jungkook duvarın dibine oturmuş öylece kameraya bakıyordu. Alex ise hala ağlıyordu.

Ordan çıktım. Kendi odama geçtim. Aynanın karşısına geçtim. T-shirtumu çıkardım. Sonrada makyaj temizleyici ile cildimi sildim.

Vücumda dolu yara izlerine baktım. Asla iyileşmiyorlardı. İzleri geçmiyordu. Sonra birden kapı açıldı.

İçeri Tae girdi. Beni öyle görünce kapıyı geri kapattı. Gelip sarıldı.

"İyileşmiyorlar dimi?"

"İzler geçmiyor. Tae ben bu izleri istemiyorum. Yardım et."

"Şşşş sakin ol. Herşey iyi olucaktır. Eminim buna. Tamam mı?"

Kafamı sadece aşağı yukarı salladım.

Ellerini çözdü.

"Üstünü giyin bebeğim hadi."

"Tamam Tae hadi çık geliyorum."

O çıktı. Nemlendirici sürdüm. Sonrada fondöteni sürdüm. Üstüme temiz kıyafet giydim çıktım.

Aşağıya indim. Tae mutfakta birşeyler hazırlıyordu.

Aldığı şeyleri bir poşete koymuştu. Gidip tüm poşetleri karıştırdım. Puding almıştı. Dolapta yeti kadar sütte vardı zaten hazır akşam olmak üzere.

Hemen tencereyi çıkardım. Gerekli sütü içine koydum. Sonrada pudingi içine döktüm. Ocağı açtım. Karıştırmaya başladım. Jungkook geldi.

"Jeon gel biraz karıştır elim öldü."

Bana baktı. Gelip elimden aldı. Kendisi karıştırmaya başladı. Sonra kapı çaldı.

Gidip kapıya baktım. Jimin oppa kapıda bekliyordu.

"Opppaaaaaaaaaa!"

"Ne bağırıyon kulağım öldü."

Elinden tutup içeri soktum. Sonrada sarıldım.

"Hoşgeldin özlettin kendini oppa." Bilerek baskılı söyledim oppayı ona oppa diye seslenmemi sevmiyordu. Çünkü Tae ve Jimin oppa aynı yaştaydı. Birine ismiyle hitap edip diyerine abi diyordum.

Oda istemiyordu.

Sırf sinir olsun diye söluyordum. Hoşuma gidiyor.

"Hay oppana. Neyse bende özledim siz iki veledi."

"Offf Hyung yani sadece birkaç ay küçüğüm senden zorla abi diyortuyorsun. Velet deme bari."

"Yioo." Dedi ensesine bir tane vurdu.

Sonra şokla önündeki şahsa baktı.

"Jungkook?"

"Hyung?"

Bir anda sarıldılar. Ne oluyor diye ikisini izliyordum. Tae ise gülerek karşıladı.

Ama her zamanki gibi dayanamayıp sordum.

"Tanışıyor musunuz?"

"Evet. Jungkook bizim en küçüğümüzdü. Sonra birden ortadan kayboldu. Tae bulmuştu. Demekki buraya gelmiş. Eee Jungkook. Amcam ne yapıyor?"

"Hyung.. babam.. sonra konuşsak?"

Kaş göz hareketleri ile beni gösterdi. Jimin hyung bana baktı.

Sonra Jungkook'a dönerek "Öyle yapalım o zaman."

"Pudiiiiiiiiiinggg." diye bağırdım. Kesin dibi tuttu.

Jungkook'u ittim karıştırdım. Biraz daha karıştırdığımda biseyi yoktu.

"Ne bağırıyon bana kulak borcun var küçük hanım."

"Oppa sizin yüzünüzden pudingin dibi tutacaktı."

"Ah hyung bide ben hergun çekiyorum düşün."

"İyiki almamışım yanıma."

"Bende sana yapışmazsam banada Hanuel demesinler." dedim. Jimin hyung gülerek bana bakıyordu.

"Nereme yapışacan?"

İlk başta anlamamıştım. Sonra yerde duran terliği alıp kafasına attım.

"Pis fesat!"

"Ya ne dedim sanki aa."

Kahkaha atarak gülmeye başladı. Neye gülüyorsa.

Jungkook ve Jimin hyungta yardım edince enfes bir akşam yemeği hazırdı.

Geç geldi biliyorum ama telefonuma el konulmuştu neyse sizleri seviyorum. Biliyorum çok cringe ama bilerek devam ediyorum HDJSNDJDKENF

Çünkü her zaman cringe dozunu almak için kitap bulamazsınız neyse öptüm sizi bb~

Mafia (JJK)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin