26. Bölüm

450 28 14
                                    

Yayın tarihi
20 Kasım cumartesi



Ayağa kalktım. Evi biraz gezip baktım. Öyle çok uğraşacak bir şey yoktu. Bende silahlarımın yanına gittim. Tam elimi atıcakken Tae'nin dolabı gözüme ilişti.

Gidip açtım. Bıraktığı gibi duruyordu. Dolabın altındaki silahları aldım. Hepsini düzgünce kaldırdım. Dolabında kitledim.

Kendi silahlarıma yöneldim. Zaten bakım zamanları gelmişti.

***

Ağrıyan boynumu telefondan gelen ses ile kaldırdım. Silahları bir güzel temizlemiş ve gerekli bakımını yapmıştım.

Daha fazla çalmaması için telefonu açtım. Araya kişiye baktım. Jungkook arıyordu. Açıp kulağıma götürdüm.

"Efendim?"

"Nerdesin Hanuel?"

"Evdeyim."

"Ne zaman geliceksin gelip alıyım mi?"

"Yok gelmene gerek yok. Çıkıcam zaten şimdi."

"Tamam hadi çabuk ol açım ben Alex'de tutturdu 'hanuel gelsin beraber yiyelim' diye."

Yandan gülümsedim.

"Tamam tamam geliyorum."

"Görüşürüz."

"Bye."

Telefonu kapattım. Olduğum yerden kalktım. Lina yanıma geldi. Burda Tae'nin en çok güvendiği kişiydi. Zaten menajerlik görevini de o üstleniyordu.

"Efendim. Şu an ki verilere göre kimseden ses soluk çıkmıyor. Ama şühüpde çeken bir şeyler var."

"Hmm. O zaman iyice dikkat kesilin önemli bir şey olursa bana atarsın sonrada mesajı ortadan kaldırmayı unutma."

"Tabikide."

"Güzel ben gidiyorum burası sana emanet. Yarın tekrar gelirim."

"Peki efendim."

Evden çıktım. Arabama binip Jungkookların yanına gittim. İçeri anahtar ile girdiğimde ayaklarıma Yeontan dolandı. Gülümseyip onu kucağıma aldım.

"Acıktın mı? Hmm? Kızım benim."

Mutfağa yöneldim. Mamasını alıp önüne koydum. Hemen yemeğe başladı.

Omzumda bir el hissettim. Hemen arkamı döndüm. Jungkook karşımda duruyordu.

"Niye sessiz geliyorsun?"

"Asıl sen niye sessizce içeri giriyorsun? Kapıyı açık görünce eve biri girdi sandım."

Bir anda kolumdan tutup masaya sürüklemeye başladı. Soobin yine döktürmüştu. Ama bunların hepside Tae'nin en sevdiği yiceklerdi.

Bu sırada Alex içeri girdi.

"Artık yiyebilirsin."

Jungkook hemen yanıma oturdu. Tabağına yicekleri koymaya başladı.

Alex ise gayet sakindi. Oda tabağına birşeyler aldı. Ama ben aç değildim.

"Yesene."

"Aç değilim Jeon."

"Ne demek aç değilim. Sabah kahvaltı bile yapmadın."

Önümde duran tabağı aldı. Bişeyler koydu.

"Ya bunları yersin yada ben yediririm. Anlatabiliyor muyum?"

Derin bir iç çektim. Çöp sticleri aldım. Yemeğe başladım.

Sonunda tabak bitmişti. Mübarek masada ne varsa bana koymuştu. Sofradan kalkıp odama yöneldim. Sıcak bir duşun ardından Yeontan'nı almak için aşağıya indim.

Koltukta uzanmış kapıyı izliyordu. Beni görünce hemen koşmaya başladı. Solandan çıkıp merdivenlere doğru koştu. Bende onu takip ettim. Tae'nin odasına gelip havlamaya başladı. Zıplayıp açmaya çalışıyordu. Onu hala orda sanıyordu.

"Üzgünüm kızım.. baba bizi bıraktı. Bir melek oldu."

Durdu. Bildiğin hayvan öylece bana bakmaya başladı. Aşağıya geri indim. Sonrada bahçeye çıktım. Yere oturup gökyüzüne baktım. Ay parlıyordu.

"Merhaba ay. Yine ben geldim. Ama bu sefer Tae yok çünkü senin yanında."

"Merhaba ay. Bu sefer Tae yok. Ama Hanuel yanlızda değil. Tae'ye iyi bak ha."

Yanıma oturan kişiye baktım. Jungkook parlak gözleriyle aya gülümsüyordu. En azından yanlız değildim.

Yalan söylemek istemiyorum. Ama ona karşı aşk anlamında pek bişey hissediyorum. Ama o bana bambaşka davranıyor  ya da bana öyle geliyor.

Kafasını bana çevirdi.

"Ay sanırım tam bir dert ortağı. Çok güzel duruyor. Sende ay kızısın."

Gözlerimi ondan çekip aya yönlendirdim.

"Evet tam bir dert ortağı. Sana yardım bile ediyor. Onun yani ayın sayesinde burdayım."

Durdum ona güvenip guvenmiceğimi bilmiyordum.

"İstediğini anlat. Yarında hicbisey yokmuş gibi davranırız olmaz mı?"

Gülümsedim.

"Peki o zaman."

Yeni bolumle ben geldim. Acaba Jungkook ve Hanuelin arasında neler olucak..

Hadi eyw ❤️

Mafia (JJK)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin