Soo Min'in duydukları üzerine afallaması uzun zamanını almamıştı.
"Sev.. Neyim?"
"Sevgilin. Bana olmadığını söylemiştin."
Soo Min'in sevgilisi yoktu. Fakat ne olduğunu anlamadan Jimin'in üstüne gelmek istemediği için konuyu değiştirdi.
"Bakıyorum da çok ilgilendin."
Jimin kahkaha attı fakat sonra kıza yaklaştı... Yaklaştı.. Ve daha da yaklaştı. Aralarında az bir mesafe kalmıştı. Soo Min kalp çarpıntılarının dışarıdan duyulmadığını umdu. Jimin gülümseyerek önce kızın dudaklarına sonra da gözlerine baktı.
"Sana dün de söylemiştim. Tipim değilsin. Şimdi derse girmeliyiz. Senin yüzünden müdüre gitmek istemiyorum."
Soo Min sinirle kahküllerine üfledi ve Jimin'in arkasından yürümeye başladı.
Soo Min oğlanın kendisini duyamayacağından emin olduktan sonra sesli bir şekilde düşündü.
"Sevgilim mi? Benim hiç sevgilim olmadı ki..."
Soo Min'in düşüncelerini bölen kişi en yakın arkadaşı Ae Mi olmuştu.
"Ya! Soo Min-ah! Sana sesleniyorum! Dün bütün gece seni aradım fakat telefonun meşguldu."
Jimin sırıtarak arkasında bıraktığı kıza baktı. Soo Min'in kendisine kaçamak bir bakış attığını görünce Jimin içinden geçirdi.'Pekala Jimin. Uzak durma vaktin geldi. Bu zengin züppeyi utandırmak istemezsin.' Ve alaylı bir şekilde oradan uzaklaştı.
Soo Min o gider gitmez rahatça konuşmaya başladı.
"Dün... Biraz işim vardı. Yeni bir bestem var. Onun üstünde uğraşıyorum."
Ae Mi sırıttı.
"Aissh. Keşke ben de senin gibi piyano çalabilseydim. Neyse. Bu akşam V bir parti vermeyi düşünüyormuş. Herkesi davet etti. İnanır mısın o fakir çocuk dahil."
Daha sonra cebinden bir davetiye çıkararak ona uzattı ve devam etti.
"Onun gelmesini özellikle istiyormuş. Al bakalım, bu da senin. Yan yana oturuyorsunuz değil mi? Ona benim yerime verir misin? O ucubeyle konuşmak istemiyorum."
Soo Min isteksiz bir şekilde kafa sallayıp sınıfına doğru yol aldı.
Jimin, öğretmen tahtaya bir şeyler yazarken küçük bir kağıdı Soo Min'e uzattı.
'Madem okulda konuşmamız seni rahatsız edecek, o zaman numaramı kaydet ve mesajlaşalım.'
Soo Min gülümsemek istese de bunu yapmadı. Bunun yerine kağıdı cebine koyarak aynı cebinden davetiyeyi çıkarıp ona verdi.
Jimin davetiyeyi göz ucuyla okuduktan sonra kahkaha attı. Kısa süreli de olsa tüm sınıf dönüp ona bakmıştı. Jimin daha sonra kıza eğilip fısıldadı.
"Ne dersin?"
"Bana saldıran bir oğlanın partisine gitmek mi? Hayır, teşekkür ederim. Ben evde oturmayı tercih ederim."
Jimin dudaklarını kızın kulağına yapıştırdığında Soo Min nefes almayı bıraktı.
"Çok yazık, bu durumda tüm eğlenceyi kaçıracaksın Soo Min-ah."
Soo Min öksürerek Jimin'e öğretmenin ikisine baktığını anlatmaya çalıştı. Jimin umursamadan yavaşça geri çekilerek güldü.
"Adını bile bilmediğim şu kıza sınıfın en zekisi dediniz ama bu basit konuyu bile anlamamış. Ben de ona ders anlatıyordum."
![](https://img.wattpad.com/cover/33582146-288-k764379.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bencil (BTS- Jimin)
Fiksi PenggemarJimin, Soo Min'in gözlerine bakıp gülümsedi. "Çok bencilsin." Soo Min kaşlarını çattı. "Benimle nasıl böyle konuşursun?" Jimin kızın alaycı tavrına aldırış etmeden elini kızın saçında gezdirdi. "Bana sürekli surat asıyorsun. Ben senin gülüşünü görm...