15.Bölüm

142 17 52
                                    

- Bıktım! Niye olmuyor bu?!

Oflayarak elimdeki kalemi fırlattığımda Aria göz devirmişti. Kalkıp kalemi fırlattığım yerden almıştı. Çokta umurumdaydı. Sosyal aktivite diye tutturan onlardı. Ki ben hala Aria'yı affetmemiştim. Amaçları cidden neydi? 

- Pes edersen olmaz tabi Kook.

Derin bir nefes alıp, tuvaldeki saçma sapan çizdiğim şeye baktım. Cidden. Hangi kafayla yaptım bilmiyorum ama tek başıma çalıştığımda her şeyi rahatça yapabiliyordum. Sorun kalabalıktan hoşlanmamamdaydı. Başımı iki yana sallayıp, direkt olarak fırçayı boyaya batırdım. En mantıklısı direkt girişmekti. Çizimle falan oyalanmak saçmalıktı zaten. Fırçayı gelişigüzel tuvalde gezdirirken arkamdan gelen Aria'nın titrek nefesiyle ona bakmıştım. 

Lanet!

Onu çizdiğim ve üzerini örttüğüm tuvaldi. Bunu yıllardır ondan saklıyordum! Sadece anlık bir dalgınlığımla bunu bulması sinir bozucuydu! Hızla ayağa kalkıp, elindeki örtüyü sertçe çektim. Tuvali kapatmamla kolumdan tutması bir olmuştu. 

- Kapatma.

Onu dinlemeyip, tuvali aldım. Odama yöneldiğimde ise kolumdan tutmuş, engellemeye çalışmıştı. Bunu görmesini istemiyordum, çünkü berbattı. Fazlaca abartılı bir portreden ibaretti. O sadeyi severdi. Fazla bir sadelik sevmedi ama bu kadarda abartılıdan hoşlanmazdı. Bolca kullandığım farklı renkte boyalarla yaptığım bir portreydi. 

- Jungkook, onu lütfen ver bana.

Başımı iki yana salladığımda direkt olarak gözlerime bakmıştı. Uzun süredir aynı durgun ruh halindeydim, ara sıra olan ufak değişimler dışında. Bütün hafta yaptığım aktivitelere bağlasam da saçmalıktı. Biliyordum. Ama sözde tedavi böyleymiş. 

Şu an ne alaka bu?

- Sana sonra yaparım. Bunu veremem. 

Kaşlarını çatıp başını iki yana salladığın kalbim korkuyla atmaya başlamıştı. Beğenmeyecekti biliyorum. Boşuna umutlanıp kendimi üzemezdim. Sanat dahi olsa sevmezdi abartıyı. Ve bu yeterince abartılıydı. Ve ben burun kıvırmasını istemiyordu.

- Ver şunu Kook! 

Umutsuzca çıkıştığında kolumu çekip odama yöneldim. Oysa hala peşimden geliyordu. Kafama tüküreyim neden saklamamıştım ki?! Bir işim düzgün olsa şaşardım zaten.

- Jungkook! Lütfen ya, sadece bakacağım!

Odanın kapısını sertçe kapattığımda oflama sesini duymuştum. Gram umurumda değildi. Beğenmemiş ifadesini görmektense buna katlanırdım daha iyi. Benim yaptığım bir şey dahi olsa abartıydı. Abartıydı işte!

Gardırobumun yanına yerleştirdiğim tuvalin üzerini güzelce örtüp, üzerimi değiştirdikten sonra bedenimi yatağa attım. Odama girmediği sürece sıkıntı yoktu. Ki çoğunlukla odamda olduğum veya onun yanında olduğum için bir sıkıntı çıkacağını düşünmüyorum. 

- JUNGKOOK!

Yoongi hyungun sesiyle oflayıp ayağa kalktım. Sinirle kapıyı açıp merdivenlerden indiğimde kapının orada beni beklediklerini gördüm. Ne yani? Yine mi spor?! Bıktım artık ya! Ne spormuş?!

- İlk spora sonra şirkete. Hadi. Şirkette görüşürüz. 

Kaşlarımı çatıp sinirle nefes verdim. Tam ağzımı itiraz etmek için açmıştım ki çoktan kapıyı çarpıp çıkmıştılar bile. Aria hırkamı yüzüme fırlattığında refleks olarak tutmuş hızla üzerime geçirmiştim. Ne yapacaksak bir an önce yapalım ki erkenden bitsin artık. Ayakkabılarımı ayağıma geçirmemle kapıdan çıkmam bir olmuştu. Aria arkadan koşarak yetişmeye çalışırken arabayı açmaya çalışıyordu bir yandan da. Açtığı arabaya hızla binip kemerimi takmıştım. O da yan koltuğa bindiğinde daha fazla sinirlenmemem için itiraz etmeden anahtarı vermişti. 

Bipolar | JJKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin