- Şey, iyi olduğuna emin misin Jeon?
Hayır işte, iyi falan değilim! Tanrı aşkına bedenimi ben kontrol etmiyorum! Of lanet! Koca bir lanet! Bıktım bundan!
- Jungkook, niye ağlıyorsun?
SİNİRLERİM BOZULDU ÇÜNKÜ!
Dengesiz herif. Sadece bir haltı becer!
Kes sesini sende salak! Sanki ben istiyorum!
İzin veriyorsun gerizekalı!
Aria'nın elleri yanaklarımdaki yaşı silerken başıma giren ağrıyla gözlerimi sıkıca kapatmıştım. Kalbimin hızlı atması içimde bir şeylerin uyandığının işaretiydi...
- J..Jungkook. İyi misin?
Aniden boğazına sardığım elimle kaskatı kesilmiş şaşkınca bana bakmaya başlamıştı. Aklımı yitirdiğim an işte bu andı. Beynimin olanları bir bir sildiği an...
YAZAR'DAN
- İyi duruyor muyum sevgilim?
Jungkook'un boğazına sardığı eli yüzünden nefessiz kalmıştı Aria. Kurtulamıyordu. Sesini diğerlerine duyurmak için yan taraftaki sürahiyi masadan itmişti.
- Aria!
Yoongi ve Amber'ın mutfağa girmesiyle Yoongi hızla Jungkook'u zorda olsa çekmiş, masanın üzerinde etkisiz hale gelmesini sağlamıştı. Aria öksürerek dizlerinin üzerine düşerken, Amber onunla ilgileniyordu. Jungkook'un 'bırak beni' nidalarına karşı Yoongi göz devirip, kafasına sertçe vurmuştu.
- Kes sesini gerzek herif.
Jungkook ani bir hareketle Yoongi'nin ellerinden kurtulmuş, yumruğunu yüzüne geçirmişti. Yoongi altta kalmayarak aynı şekilde karşılık verdiğinde Jungkook yere düşmüştü.
- Jungkook!
Aria'nın yanına gitmek istesede Amber'ın onu sıkıca saran kolları yüzünden hareket edememişti. Jungkook ise hızla yerden kalkıp, Yoongi'nin yakasını kavramıştı. Elini kaldırdığı an kendine geldiğinde duraksadı. Gömleği kavrayan elini gördüğünde hızla geri çekildi. Aria'yı gördüğünde ise gözünden bir damla yaş düşmüştü. Bir adım geri gittiğinde Yoongi başını iki yana salladı. Jungkook ise koşarak mutfaktan odasına gitmeye başlamıştı.
- Jungkook! Jungkook gitme, gel buraya! Jungkook!
Peşinden koşan Yoongi ona yetişememiş, kapı suratına kilitilenmişti. Yoongi'nin telaşı git gide artarken, Amber ve Aria'da yanına gelmişti.
- Jungkook aç kapıyı! Kendine bir şey yapma sakın!
İçeride kendini yiyen Jungkook ise algılarını kapatmış öylece duruyordu. İkinci kere hem canından çok sevdiği kadına hem de onun için değerli olan manevi abisine zarar vermişti. Saçlarını sertçe çekerken yerdeki cam parçasına kaymıştı gözü.
- Jungkook sakın kendine bir şey yapma! Aç kapıyı halledelim, yardım edeyim sana! Her şeye baştan başlayalım!
Yoongi'nin çabalarına rağmen Jungkook'un gözleri o cam parçasındaydı. Kendiyle savaş versede ruhu gibi bedenininde buradan gitmesini istiyordu. Yorulmuştu çünkü. Herkese zarar versede içinde bir yerde yatan o naif, zeki ve eğlenceli güler yüzlü çocuğun varlığını hissediyordu. Ama o çocuk uyuyalı yıllar olmuştu ve onu uyandıramıyordu. Engelleri vardı. En baştada...
Alsana şunu, ne gözlerini dikmiş bakıyorsun!
Kafasında dönüp, duran seslerin varlığı tekrar gün yüzüne çıkarken Jungkook tereddüt içinde gözyaşlarını dökmeye devam ediyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bipolar | JJK
Fiksi PenggemarBen ondan, o benden kurtulmaya çalışıyordu. Ondan kurtulmak zordu. O kadar zordu ki. Çevrendeki kimseyi gözün görmüyordu. Kendine geldiğindeyse, asla hissetmediğin o lanet pişmanlıkla ölmek istiyordun...