17 • hardcore but smooth

330 30 31
                                    

Bu sefer gerilen sadece ben değildim. Daha fazla ileri gitmedik. Sanırım ikimizin de konuşmadan aldığı karar buydu. Fazla hızlı gitmemek.

Şimdi de ağır ağır merdivenlerden çıkıyorduk yan yana. Ders zilinin çalmasına yaklaşık on dakika kalmıştı. Yemekhaneyse gidip çocuklara gözükmeye karar vermiştik. O ne bahane ederek yanlarından ayrıldı bilmiyorum ama çok da merak ediyordum. Yemekhanenin olduğu kata geldiğimizde dönüp bana baktığını hissettim. Birden durdu. Merakla dönüp baktığımda gülümsüyordu.

"N'oldu?" Diye sordum merakla. Kaşıyla beni işaret etti. E anlamadım yine.

"Jeon, boynun."

Ha siktir!


"Taehyung ne bok yiyeceğim?" Tuvalete girmiş birbirimize bakıyorken ben panikle sordum.

"Atkın falan yok mu?" Bayık bayık baktım.

"Aynen Taehyung, ilkbaharda atkı taşıyorum ben. Manyağım çünkü." Dedikten sonra dönüp aynaya yaklaşıp tekrar boynuma baktım. Arkadaşlar...

"Mosmor olmuş. Ne yaptın Taehyung? İnsan bu işin sonrası da var diye düşünür ya." Çatık kaşlarımla sızlandım. O sırada bir çocuk girdi tuvalete. Görecek diye ödüm koptu. Kertenkele kılıklı seksen saatte anca girdi zaten kabine. Dönüp tekrar boynuma bakacakken tam arkama geçip bana yaslanan Taehyung yüzünden nefesim kesildi. Eli tekrar ensemdeki saçlara çıkıp yavaş yavaş okşarken ağzını kulağıma yaklaştırdı.

"İnlerken gayet memnun gözüküyordun, Jeon." Boynuma ve kulağıma çarpan nefesiyle gözlerim kapandı. Fısıltısı yüzünden tekrar kendimden geçtim.

"Tae." Diye mırıldandım. Hiç bozmadı. Bir eli arkamdan belime sarıldı. Temas bile zorlayıcıydı.

"Hmm?" Ama! Ama bu nefesi her şeyi daha da zorlaştırıyor. Konuşmaya zorladım kendimi.

"Derse gir-" Gürültüyle açılan kabin kapısıyla hızla geriye ittim onu. Sendeleyerek geriye ilerlerken ben elimi yıkıyormuş gibi yapmak için musluğu açtım. Şükürler olsun o salak çocuk kemerini bağlamaya çabaladığından bir bok görmedi. Hemen yanımdaki musluğa doğru geldiğinde bir an önce lanetli tuvaletten ayrılmak için kapıya ilerledim. Taehyung da arkamdan çıktı. Nereye olduğunu bilmeden yürürken sesini işittim.

"Ceketim var, yakaları biraz yüksek. Onu getirmemi ister misin?"

Canıma minnet. Yoksa siksem saklayamam bu izi Hoseok denen merak makinesinden.


"Çıkarsana şunu."

"Hayır."

"Oğlum, ben yanıyorum seni gördükçe. Çıkartsana." Ceketin kollarını çekiştirdi. Kendi geriye çekip sinirle suratına baktım.

"Karışmasana be!" Son dersteydik. Hoseok birkaç derstir ceketi çıkarmam için benimle uğraşıyordu. Nah çıkarırım Hoseok.

"Nerden buldun sen bu ceketi? Senin böyle bir ceketin yok. Olsa çoktan çalmıştım zaten." Öğretmenin rahatsız olduğunu belli eden bakışları sınıfta gezinince omuz attım yanımdaki salağa.

"Sus!"


"Bakın bu sefer farklı bir mekana gidiyoruz." Seokjin bizi bir parka götürecekmiş. Sonunda okul bahçesi hariç takılacak bir yer bulmuş olmalılar. Zaten Taehy- ay Hoseok ve Namjoon hyung olmasa beş dakika takılamazdım ben bunlarla. Yaklaşık on dakikalık yürüyüşün ardından sonunda parka vardık. Ben en arkada tek başıma yürümüştüm herkesten uzak durmak için. Hoseok ve Taehyung'un birbirleriyle konuşurkenki kıkırtılarını duymazdan gelmeye çalıştım yol boyunca.

"Oturalım şuraya." Okul bahçesindeki çardağın iki katı büyüklüğündeki çardağı işaret etti Jimin. Oturduk yerleştik derken Yoongi bana döndü.

"Aa Jungkook da buradaymış." Gözleriyle süzdü biraz. "Jungkook ve Taehyung'un kayıp ceketi de buradaymış."

Sik kafa.

"Taehyung, ceket çok güzel. Niye bana vermek yerine Jungkook'a veriyorsun? Moda ikonu olan ben değil miyim ya?" Hoseok çocuk gibi sızlanarak konuştuğunda Taehyung sonunda bana baktı. Gözleri itinayla kapattığım boynuma kaydı.

"Üşümüştü ben de ceketimi verdim." Gülümseyerek konuştuğunda Seokjin lafa atladı.

"Bu havada ne üşümesiyse. Menopoza giriyor herhalde."

"O kadınlarda oluyor. Hem üşümüyorlar sıcaklıyorlar, Jin." Namjoon bilmiş bilmiş konuşunca Seokjin tip tip ona baktı.

"Ok."

"Jungkook üşümen geçtiyse bana versene ceketi bi deneyeyim." Hoseok ayağa kalkıp bana yaklaşmaya çalıştığında Taehyung kolundan tuttu.

"Çok dondurma yedik ya hasta oluyor galiba. Bırak çıkartmasın." Hoseok öylece bakmaya devam etti. "Tamam ben sana vereceğim sonra ceketi."

Ben Taehyung'a verirsem o da sana verir tabii özenti piç Hoseok!

Hoseok'a dönüp dil çıkardım. Sonra ayaklandım. Herkesin bakışları bana dönünce Taehyung'a bakarak konuştum.

"Ben eve gidiyorum. Ceketini sonra veririm Taehyung." Gülümsedi.

"Sorun değil Jeon. Daha sonra yine lazım olabilir." Tepki vermemek için götümü yırttım. Apaçık olacaklardan bahsediyordu ama anlayan sadece ikimizdik. Bu durum hoşuma gitti. Ben arkamı dönüp ilerlerken cırtlak bir ses işittim.

"Hani bana verecektin ceketi?!"

huggy ⁷ taekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin