"On dakikadır seni bekliyorum, Jeon." Arkam ona dönükken kapıyı kapatıp derin bir nefes aldım. Ağır ağır döndüğümde gözleri büyüdü. Tüm bedenimi yavaşça süzerken ben öylece ona baktım.
Hazır üst kata çıkmışken tuvalete girdim. O sırada bana bi ateş bastı. Önce gömleğimin birkaç düğmesini açtım ama işe yaramadı. Tüm kafamı suyun altına soktum ben de. Serinletti ama kısa sürdü. Şu an bakışları altında hala yanıyorum mesela.
Islak saçlarımdan açık göğsüme akan su damlacıklarını hissedebiliyordum. Hissetmesem bile bakışlarından anlardım zaten. Birkaç adım atıp tam önünde durdum.
"Selam Tae." Gözleri kapanıp açıldı. O kadar yavaş gerçekleşti ki bir an ağır çekimde gibi hissettim.
"Bu," O da bana bir adım atıp aramızdaki tüm mesafeyi kapattı. "Bu kadar etkilenmem normal olamaz." Diye fısıldadı.
Siktir ama ya! Bir fısıltıyla da erekte olacak hale gelmezsin Jungkook.
"Güzel itiraf." Diye mırıldandım. Gözleri hala yarısı çıplak göğsümü incelerken eğik yüzüne doğru üfledim. Kafası hızla kalkıp gözlerime kenetlendi.
"Neler yapmayı planlıyorsun?" Diye sordum. Gülümseyip kafasını iki yana salladı.
"Çok şey planlıyorum Jeon." Bir eli belime diğer eli saçlarıma çıktı. "Çok şey planlıyorum ama henüz çok erken."
"Yavaşlık da çok sıkıcı Tae." Dudaklarımı büzüp mırıldandığımda gözleri titreyerek dudaklarıma indi. Bakışları dudaklarıma değdiği an ensemdeki saçlarımda olan eli saçlarımı çekiştirip çenemi havaya kaldırmamı sağladı. Nefesini boynumda hissettim. Sonra dudakları boynuma değdi. Birkaç yere öpücük kondurdu hafif hafif. Ben mest olmuş, tavana dönük gözlerimi kapamıştım. Yetmemiş olacak ki hala akmaya devam ettiğini hissettiğim suları durdurmak adına dilini devreye soktu. O suyun aktığı tüm yolu yani boynumdan dudağımın hemen altına kadar olan kısmı yaladığında nefesimi tuttum. İşte bu an ondan en çok etkilendiğim andı. Minik bir kıkırtı çıktı dudaklarım arasından. Durduğunu hissettim.
"O sevmediğin dondurmaları yaramazca yalayan dilinin şimdi benim boynumda olması garip bir his Tae."
Hiçbir şey demeden tekrar boynuma gömüldü. Bu sefer emmeye başlamasıyla memnun mırıltılar döküldü dudaklarımdan. Gözlerim resmen kayarak tekrar kapandı. Şu odanın kapısından içeri girdiğimden beri kontrolümü tamamen kaybetmiş gibi hissediyorum. Ellerim ağır ağır bacaklarına sürtünerek aramıza girip dar gömleğinin kapladığı göğsüne çıktı. Hala emmeye devam ediyordu. Birkaç adım geriledim istemeden. O da bana ayak uydurunca daha da ilerledik ve sırtım kapıya çarptı. Hızlı çarpışla ufak bir inleme döküldü dudaklarımdan.
Aslında kapıya çarptığımdan mı yoksa boynumu emerken sürekli değdirdiği dili mi bunu yapmamı sağladı, emin değilim. Ama şundan eminim, o benim sesimi duyar duymaz daha da şevklenmişti. Dudaklarının hareketi sertleşirken tüm bedenini bana yasladı hızla. Kapıyla mı bütünleştim onunla mı, bilmiyorum. Gömleğini sıkıca kavrayıp sanki mümkünmüşçesine kendime daha çok çektiğimde dudaklarını boynumdan ayırdı. Kafam ağır ağır onun hizasına geldi. Gözlerimi açmadım. Hiçbir şey yapmamasına rağmen aldığım zevkin kesinlikle tarifi yoktu. Alnını alnıma yasladığını hissettiğimde gözlerimi açtım. Az önce söylediklerime ithafen konuştu.
"Ben de her sana dondurma aldığımda ağzındakinin başka şeyler olduğunu hayal ettim, Jeon. Yakında ikimizin de hayalleri gerçekleşecek gibi duruyor."
Bu sefer çok haklıydı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
huggy ⁷ taekook
Fanfiction"...Ben senin ihtiyaçlarını karşılayayım, sen benim yönelimimi çözmeme yardım et Jeon." • "Bence kucağına çıkmalıyım Tae."
