Camille Gauthier

169 32 739
                                    


Açık konuşmak gerekirse, kitabın bu kadar hızlı ilgi göreceğini düşünmüyordum, bana çok güzel bir sürpriz oldu. Her birinize ilginiz için ne kadar teşekkür etsem az. Umarım okurken keyif alırsınız. İyi okumalar dilerim.

Camille, ağaç dallarından birine çıkıp olan biteni yeterince izledikten sonra yayına gerip bıraktığı ok, havada tiz bir ıslık çalıp hedefinin kafasına isabet etmişti. Atışı, mesafeyi, maskesinin rahatsız edici sıkılığını ve dalların görüşünü ne kadar da kısıtladığını hesaba kattığında, kusursuza çok yakındı. Un çuvalı gibi yere yığıldı adam.

Fakat kusursuza yakın böyle bir görev için asla yeterli değildi, binanın arka cephesinden gelen korumayı görememiş olması planlarında büyük değişiklikler yapmasına neden olacaktı; üç kişiyi olabildiğince hızlı ve sessiz devre dışı bırakmanın peşindeydi ama şimdiyse iş arkadaşının cansız bedeninin yere düştüğünü gören arka cephedeki koruma bütün mekânın alarmlarını çalıştırmış, asıl hedefi dahil herkesin buradan toz olması için altmış saniyelik tahliye işlemi devreye girmişti.

"Pekâlâ," dedi ağaçtan inerken. "Eğlenceli olacağa benziyor."

Korumalar okun geldiği yöne bakıp ağaçtan inen Camille'i gördüklerinde kız çoktan yayına gerdiği başka bir oku daha en arkadaki korumaya atmıştı bile. Ok adamın sol yanağına saplanıp kafa tasının arkasından çıktı. Adamın bilinci kapanıp yere düşse de istediği yeri vuramamıştı kız, koşarken yaptığı atışlara çalışması gerekecekti.

İki meslektaşının böylesine katledilmesini kaldıramayan korumalardan ona en yakın olanı, kıza saldırmaya başladı; sağ kroşesinin altından geçip ardından gelen yumruklardan da ustalıkla sıyrıldı Camille. Belindeki hançeri çekip korumanın boynuna sapladığında adam birkaç saniye için afalladı. Göz bebekleri darbenin etkisiyle büyüyüp yakında öleceğini anlamanın korkusu bedenini sararken hançeri adamın boynunda tam bir tur attırdı kız. Soluk borusunun parçalanırken çıkarttığı ses midesini bulandırmıştı. Öteki adama hızla koşuştururken kalan elli yedi saniyenin yeterli olup olmadığını merak etti, şayet yeterli değilse işi yaştı.

Ayakta duran son koruma diğerlerinden çok daha fazla zamana sahip olduğundan silahını çekebilmişti. Camille çok çevik olabilirdi ama bir mermiden hızlı olmak herhangi bir canlı için kesinlikle mümkün değildi. Aklına gelen ilk şeyi yapıp hançerini korumanın sol omzuna fırlattı. Adamın omzunda açılan yarık kendisi için son derece önemli olan açığı yaratmıştı kıza. Fakat daha da önemlisi anın şoku adamın silahını düşürmesine sebep olmuştu.

Yere düşen silahı insanüstü bir kıvraklıkla adamın yanından aldı ve korumanın dibine sokuldu, namlunun ucu adamın kafasını gösterirken ikinci kez düşünmeden tetiği çekti. Son kurbanından geriye kalanlar yerde bir bulamaç oluşturduğunda etraftaki ağaçlara yuva yapmış kuşlar silahın sesinden korkup uçuşmaya başlamıştı.

Salonun kapısını açtığında, hançerin üzerindeki kan neredeyse aynı renkteki halının üzerine damlıyor, koyu izler bırakıyordu. Tahliye edilmeye başlayan kalabalığın şaşkınlığı hızla korkuya döndü. Camille hiçbiriyle ilgilenmeyip kalabalığın içinde hedefini aradı, ama oldukça başarısızdı şu anda.

Uzun, gri saçlı bir adam ve yanında onun minyatürü sayılacak bir çocuk boşalan salondaki kalabalığın arasından çıktı. Yanındaki çocuğa kalabalıkla gitmesini işaret ettikten sonra adam aheste aheste Camille'e doğru ilerledi.

"Vay vay," dedi parmaklarını çıtlatırken. "Direniş büyük oynuyor ha? Aslında, merkez binasına bir ergeni tek başına yolladıklarına göre daha çok aptalı oynuyorlar."

Direniş Serisi: PiyonHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin