2

2.4K 134 10
                                    

"Her şey hazır."

Jimin başını yavaşça babasına çevirdi. İçinden herne kadar kendini lavaboya kilitlemek gelsede yapacağı tek şey o takım elbiseyi giyinmekti.

"Hadi oğlum derhâl giyin şu takımı."

"Baba bunu bana gerçektende yapacak mısın?"

Bay Park, ciddi bir yüz ifadesi ile başını salladı. Artık oğlunu adam edecekti.

"Baba ben o aptal kıyafeti giyinmem. Hem dolabımda daha güzelleri var."

Bay Park, yatağın üzerindeki takım elbiseyi alarak Jimin'e doğru fırlattı.

"Yeter artık Jimin! Yirmi dakika içinde aşağıda olacak ve şirkete seni şoför bırakacak. Eğer dediklerimi yapmazsan seni o hiç istemediğin dayının yanına gönderirim."

"Tamam baba ben yirmi dakika sonra aşağıdayım."

...

Şirket binasına giriş yaptığım an bir çok göz Jimin'e dönmüştü. Jimin bu duruma hafifçe gülümsedi.

"Hayatlarında hiç yakışıklı görmemişler. Hâh!"

Jimin saçlarını geriye yatırdığı sırada, bir anda önüne geçen iri yapılı adam ile kaşlarını çattı.

"Ne tepemde dikiliyorsun? Çekil önümden!"

"Ben sizin asistanızım Jimin bey işi öğreteceğim size."

Jimin adama kısa bir bakış atarak, önündeki yapılı adamın omuzuna çarparak asansöre doğru ilerledi.

"Jimin bey bir dakika!"

Jimin asansöre binerken yanına gelen iri yapılı adam ile başını dikleştirdi.

"Sana ihtiyacım yok.. ben  kendi işimi kendim halledeceğim zaten kalıcı değilim burada. Şimdi söyle bana ismin nedir senin?"

"Bana ihtiyacınız var Jimin bey aynı zamanda burada emir verecek olan siz değil, benim. İsmim Jungkook, Jeon Jungkook."

Jimin sırıtarak başını asansörün açılan kapısına çevirdi. Asansörden inerek karşıdaki duvara yaslandı.

"Sen kendini ne sanıyorsun çalışan? Ben bu şirketin patronunun oğluyum sen peki?"

Jungkook kollarını göğsünde birleştirerek, cebindeki telefona kısa bir bakış attı.

"Jimin bey derhâl şu odaya girin birazdan yanınızda olacağım."

Jungkook Jimin'e kısa bir bakış atarak, yavaşça Jimin'in yanından ayrıldı.

Jimin ise Jungkook'un arkasından bakıyordu. Bu herif kendini ne sanıyordu hiçbir fikri yoktu ama ne olursa olsun bu adamı işten çıkartacaktı!

...

"Her şey istediğiniz gibi efendim."

Jungkook bir kaç saniye daha telefonun diğer yanından gelen sesi dinleyerek, gülümsedi.

"Siz hiç merak etmeyin, en kısa zamanda oğlunuz Jimin istediğiniz gibi olacak bay Park."

Jungkook kulağındaki bluetooth'u kapatarak, sıkkın bir nefes aldı.

"En kısa zamanda."

Diye mırıldandı Jeon Jungkook. En kısa zamanda.

...

"Bu ne be?"

Jimin sinir ile önündeki kağıdı inceledi. Hiç bir şey anlamıyordu. Bir şeyler yazıyordu ama?

"Ne oldu Jimin bey?"

Jimin bakışlarını yan masada oturan ve kendisine ciddi bir ifade ile bakan, 'yürüyen kas' tabakasına çevirdi bakışlarını.

"Hiçbir şey anlamıyorum. Ne anlatmaya çalışıyor bu kağıt bana?"

Jungkook başını önündeki kağıda çevirerek kalemi iki parmağının arasında çevirmeye başladı.

"Eğer anlamak istiyorsan aç bilgisayarı ve yedinci klasöre tıkla. Orada bir anlatım olacak onu izle."

Jimin bakışlarını bilgisayara çevirerek yanaklarını şişirdi. Tam bilgisayarı açacak iken; Taemin aramıştı.

"Taemin?"

"Bu akşam parti mi var?"

Jimin duyduğu cümle ile bir anda gözleri parladı. Bu gece sabaha kadar parti yapacaklarmış.

"Tamam Taemin kesinlikle geleceğim."

Jimin telefonu kapatarak arkasına yaslandı. Ne yapıp, ne edip oraya gidecekti.

"Demek bu akşam partiye gideceksin Jimin?"

Jimin evden kaçma planları yaparken yan masadan gelen Jungkook'un sesi ile bakışlarını Jungkook'a çevirdi. Bu kas tabakası canını sıkıyordu.

"Sana bir şey söylemeyeceğim bay kas tabakası."

Jimin Jungkook'a bir bakış atarak ayağa kalktı. Üst kata şirket terasına çıkacaktı. Sıkılmıştı bu yerden."

...

Jimin şirket terasına çıktığı an rüzgarın saçlarını okşaması ile hafifçe gülümsedi. Ama gerçekler ve şuan bir şirket de olduğu gerçeği yüzüne tokat gibi çarpmıştı.

"Ahh merhaba Jimin bey sizi görmeyeli yıl olmuş."

Jimin önündeki uzun boylu mini etekli kıza kısa bir bakış atarak,
parmaklarını saçlarından geçirdi. Babası ile acil konuşması gereken bir konu vardı.

...

-Alo baba? Bu akşam eve erken geleceğim.

-Jungkook ile saat on iki gibi geleceksin Jimin. İtiraz etmek yok!

-Ama baba bak benim gece gitmem gereken bir yer-

Jimin yüzüne kapanan telefon ile bakışlarını hızla kaçırdı. Bu kadarı fazlaydı. Bu hayatı istemiyordu!

"Jimin bey hadi işiniz bittiyse odaya geçin."

Jungkook eli ile yolu gösterirken, Jimin umursamadan bakışlarını teras kapısına çevirdi.

Elbet ben bu babamın oyunundan kurtulacağım. İşte o zaman göreceksiniz siz, bay kas tabakası ve baba! Ben senin istediğin karakterde olmayacağım!

...

Bölüm sonu.

BODYGUARD / JİKOOKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin