Bay Park bahçesinde oturup gazete okurken, kapının açılması ile bakışlarını gelene çevirdi. Ne işi vardı onların burada?
"Bay Park, lütfen bizi affediniz ama bay Jungkook'a ulaşamadığımız için sizin yanınıza geldik."
"Konu nedir peki?"
Bay Park bastonunu yasladığı yerden alarak, adamların yanına doğru yaklaştı. Bu adamlar şirketinin korumalarıydı peki burada ne işleri vardı?
"Aslında bizim buraya kadar gelmemiz bir emirdir efendim. Çok önemli bir toplantıyı kaçırmış bulundunuz ve bu yüzden Japonlar Kore'yi yarım saat önce terk etti."
"Bunu bana neden şimdi söylüyorsunuz! Derhâl ama derhâl çağırın oğlumu ve Jungkook'u buraya!"
Korumalar bahçeyi hızlı bir şekilde terk ederken, Bay Park titreyen elleri ile bastonunu sıkıca tutuyordu.
Bu toplandı şirket adına çok önemliydi. Öyle ki, yeni başlatılacak proje Güney Kore'nin en büyük ve en önemli bir baş yapıtı olan özel Park akademisi'nin ülkeler arasında en büyük işleve sahip olacak, spor okulları kurulacaktı.
Bay Park sinirle sandalyesine oturarak, başını geriye yasladı.
...
Jungkook aldığı haber ile yerinden hızlıca doğrularak, pantolonunu değiştirdi.
"Ne oldu Jeon? Bu ne acele?"
Jungkook tişörtünü hızlıca çıkarıp, siyah gömleğini giyinerek, Jimin'e kısa bir bakış attı.
"Jimin çabuk hazırlan gidiyoruz."
"Hiç bir yere gelmiyorum ben."
Jungkook derin bir nefes alarak, arabanın anahtarını ve cüzdanını arka cebine soktu. Aynadan saçlarını düzelterek, Jimin'in ensesinden tutarak kapıya doğru çekiştirdi.
"Ne yapıyorsun lan!"
"Yürü Jimin baban çağırıyor bizi."
"Kandırma beni sakın Jungkook. Dâha öncede bu yalanı söylemiştin.."
"Yalan söyleyecek bir hâlim mi var Jimin. Geç arabaya."
Jimin gülümseyerek, yan koltuğa oturdu. Evine gideceği için fazlası ile mutluydu. Tabi babasının bu kadar ayrı kalmaya dayanamayacağını düşünmezdi.
...
Jungkook yol boyunca hiç konuşmazken, Jimin heyecan ile parmakları ile oynuyor, arada Jungkook'a aldırış etmeden arabayı kurcalıyordu.
Araba âni bir fren ile durduğunda Jimin bakışlarını cama çevirdi. Eve gelmişlerdi.
"İn arabadan Jimin."
"Sanki in demesen inmeyeceğim Jungkook değil mi?"
Jungkook tek kaşını sorgularcasına kaldırırken, Jimin parmaklarını saçılarından geçirerek, seri ve yavaş hareketler ile kalçasını oynatarak, arabadan indi.
Bay Park her zamanki gibi sandalyesinde oturup bastonunu sıkıca tutarken, bakışları önce oğlu Jimin'i, ardından gelen Jungkook'u buldu.
"Baba biliyordum beni geri alacağını evimize."
Jimin koşarak ve ilk sayılacak derecede babasının kollarına atıldığında, Bay Park geri çekilerek sinir ile Jungkook'a baktı.
"Efendim bizi istemişsiniz."
"Evet, evet bu doğru. Konuşacağım çok önemli bir konu var oğlum.."
"Dinliyorum bay Park."
Jimin anlamsız gözler ile babası ve hemen yanındaki kas tabakasına göz attı. Babası oldukça sinirli bakıyordu ama neden?
"Geç ve otur Jungkook oğlum."
Jimin tam sandalye'ye geçeceği sırada babasının bakışları ile adımlarını durdurdu.
"Sen değil, Jungkook geçecek Jimin oğlum sen odana geç ve bavulunu hazırla çünkü uzun bir yola çıkacaksınız."
Jimin ve Jungkook anlamsız gözler ile Bay Park'a bakiyorken, Bay Park dudaklarını araladı.
"Ama baba neden odama çıkıp bavulumu hazırlayacağım? Yoksa Maldivlere mi gideceğiz?"
Jimin heyecan ile babasına baktığı sırada aklına geçen yaz yaşadığı o güzel anlar gelmişti. Öyle güzel bir yazdı ki, partiler, kokteyler, kızlar, gece ortamları..
"JİMİN! SANA SESLENİYORUM BURADA!"
Jimin bir anda bahçeyi dolduran o bağırtı ile olduğu yerden sıçramıştı. Bu öyle bir sesti ki bir kaç kuş uçmuştu ağaçların arasından.
Bay Park yırtılan boğazları için bir bardak su içerek, sinir ile bakışlarını Jimin'e çevirdi.
"Oğlum sabahtan beri sana sesleniyorum niçin bir ses vermiyorsun?"
Evet şimdi sesi dâha alçak çıkmıştı ama bu sesin altında yatan o siniri hissede biliyordu Jimin.
"Üzgünüm babacığım sadece tatile çıkacağımız için çok heyecanlandım."
Jungkook'un gülme sesi açık alanda dikkat çekerken; Bay Park sıkıntılı bir nefes ile ayağa kalktı.
"Odana çık ve bavulunu hazırla oğlum çünkü Maldivlere falan gitmeyeceksiniz."
Jungkook bakışlarını Bay Park'a çevirirken, Bay Park kesin ve netti
"Japonlar ile görüşmeye, kaçırdıkları o toplantıyı tamamlamaya, Japonya'ya gideceksiniz."
Jungkook onaylarken, Jimin dolu gizleri ile bahçenin en ücra köşesine bakıyordu.
Japonya mı?
Toplantı mı?
Orada ne yapacaktık?
Anlamadığı bir dil.
Anlamadığı konular."HAYIR GİTMEK İSTMİYORUM.. GİTMEK İSTEMİYORUM."
...
Bölüm sonu.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
BODYGUARD / JİKOOK
Fanfiction(TAMAMLANDI) Hayatımın bir şımarıklık yüzünden bu hâle geleceğini bilseydim o aç gözlülüğü ve o şımarıklığı bir dâha yapardım. --- /Kapak bana aittir. /Kurgu bana aittir. /Benden habersiz kopyalanacak hiçbir şey istemiyorum!