BODYGUARD / JİKOOK

4

Yol boyunca geçmişi düşünüp durmuştu Jimin. Yaşadığı onca güzel anlar hepsi tek, tek sanki gözünün önünden geçip gidiyordu. Evini ve odasını özlememişti ama ilk defa kendini büyük bir boşlukta hissediyordu.

"Hadi ye bunu Jimin bey."

Jimin gelmiş olduğu küçük ve oldukça eski mobilyalar ile döşenmiş Jungkook'un evine baktı.

"Aç değilim Jungkook ve canım hiç bir şey istemiyor."

Jungkook sıkkın bir nefes vererek, ellerini beline koydu. Önünde koltuğa sinmiş öylece duran bu bedene bakmak çok zor olacaktı.

"Bak Jimin bey-"

"Bana bey falan deme! Senin evinde ve senin yanındayım makamımdan ayrıldım artık."

Jungkook gülmemek için dudaklarını bir birine bastırırken, Jimin derin bir nefes alarak, oturduğu koltuğa uzandı.

"Uyumak istiyorum sadece şimdi beni yalnız bırak ve git yanımdan."

"Benim odamda uyu Jimin burada böyle yatmana izin veremem."

"Senden izin almadım ben Jeon! Git çabuk buradan!"

Jungkook oturma odasından ayrılmadan önce Jimin için getirmiş olduğu tepsiyi alıp mutfağa geçerken, sinir ile söyleniyordu.

Jimin gibi birisinin huylarını düzeltmek çok zor olacaktı bunun farkındaydı. Bu işi yapmak Jungkook için çok önemliydi bay Park ile olan konuşması aklından çıkmıyordu.

...

"Nasıl yani bunu benden ne için istiyorsunuz?" Bay Park, derin bir nefes alarak karşısında oturan genç oğlana baktı.

"Bak Jungkook seni ve babanı çok iyi tanıyorum özellikle baban ile olan ilişkimizi asla unutamam."

Jungkook anlamayarak bir süre karşısındaki adamı süzdü. Ne ilişkisiydi bu?

"Efendim ben sizi anlamıyorum ne demeye çalışıyorsunuz bana? Önce karşıma çıkıyor ve sonra oğlunuzu benden bir hayvan gibi eğitmemi istiyorsunuz. "

"Beni dinle Jeon oğlum, ben oğlumu artık dizginleyemiyorum o annesinin ölümünden sonra çok değişti sana güveniyorum çünkü babanı çok iyi tanıyorum Jungkook."

"Babam mı? Peki benim babamı nereden ve nasıl tanıyorsunuz?"

Bay Park derin bir nefes alarak, konuya önce nereden başlayacağına karar vermeye başladı.

"Babanız bay Jeon ile uzun yıllardır benim şirketimde çalışıyordu oğlum. O çok iyi birisiydi ve benim asistanımdı zamanında tabi ölmeden önce."

Jungkook babasının öldüğünü ve nasıl öldüğünü çok iyi biliyordu ama bay Park'ın asistanı olduğunu yeni öğrenmiş bulunmaktaydı.

"Peki efendim, babam ile olan birlikteliğiniz?" Jungkook devam edemez iken, bay Park araya girdi.

"Jungkook oğlum, biz baban ile bir süre konuşmaya başladık ikimizde gençtik ve aynı odada bulunuyorduk.. zaman ile ondan hoşlanmaya ve her neyse bir gün şirket çıkışında beraber olduk."

Jungkook duydukları ile kısa bir şok yaşamıştı. Babasının böyle bir adam olduğunu kabul etmekde zorlanıyordu.

"Neden bay Park? Babam ile neden bir anda?"

Bay Park derin bir nefes alarak, bastonunun ucunu sıkarak yavaşça ayağa kalktı. Gözünde bir mazi yaşanıyordu.

Baban canını alınca dünya başıma yıkıldı duydum ki, intihar etmiş."

Jungkook'un gözleri dolarken, başını ellerinin arasına aldı. O sırada bay Park konuşmaya devam ediyordu.

"Benden ayrılıp başka şehre gidip birisi ile evlenmeden çocuğu olmuş Jungkook ve oda sen oluyorsun. Bu olanları bana en yakın arkadaşım anlattı."

Jungkook oturduğu yerden hızla ayağa kalkarak, bay Park'a doğru yürüdü.

"Peki benden tam olarak istediğiniz şey oğlunuz Jimin'e bakmam öyle mi? Ama bunu neden yapmamı istiyorsunuz? Ne kazanacağım?"

Bay Park Jungkook'a dönerek hafifçe gülümsedi.

"Şirketin başına sen geçeceksin Jungkook, biliyorsun ki ben çok yaşlandım ve oğlum Jimin'e güvenemem o şirketin yolunu bile bilmez."

Jungkook başını önüne eğerek, derin bir nefes aldı. Jimin'i tam istediği gibi birisi yapabilir miydi bilmiyordu ama bu işi ise bir yandan kabul etmek istiyordu.

"Jimin konusunda emin değilim bay Park ama bu işi bir şart ile kabul ederim efendim."

Bay Park, Jungkook'un vereceği cevabı beklerken, Jungkook titreyen ellerini, cebine koydu.

"Eğer Jimin'in huyları değişir ise oda benim ile o şirkette çalışacak çünkü o şirketin asıl sahibi ben değil, Jimin."

"Kabul ediyorum Jungkook oğlum. Jimin'i düzelt ve ikiniz geçin şirketin başına.. tıpkı baban ve ben gibi."

Jungkook gülümsediği sırada bay Park odadan çıkıp gitmişti.

Artık aklında tekbir şey vardı Jungkook'un. Her şey nasıl olacaktı, nasıl devam edecekti bu anlaşmaya? Korkuyordu ve söz vermişti ne olursa olsun bunu başaracaktı.

...

Bölüm sonu.