Jimin şirket binasının terasında kahvesini içerken, bakışları etraftaki insanlarda dolanıyordu.
Saatler önce Jungkook ile odada yaşananlar ile gülümsedi. Kalçasının acısını hâlâ hissede biliyordu ama kendini sıkarak imajını bozmamaya çalışıyordu nede olsa o Park Jimin'di.
Telefonun'un titremesi ile bakışlarını masada duran telefona çevirdi. 'Baba'
-Jimin oğlum, şirkettesin öyle mi?
-Evet baba.. Jungkook ile işleri hallettik şimdi terastayım.
-Güzel, güzel.. bende dayın ile seni konuşuyorum seni öyle çok özlemiş ki buraya gelmeni istedi.
Jimin sıkıntılı bir nefes vererek, telefonu kulağından uzaklaştırdı.
Canı cehenneme!
-Tabi ama şimdi çıkmam lazım baba odaya geçeceğim.
-Tamam oğlum bende kapatıyorum.
Jimin telfonu kapatıp kahvesini köşeye fırlatarak, ayağa kalkmıştı ki, yanına uzun bacaklı oldukça sexsi bir kızın gelmesi ile gülümsedi.
"Merhaba Jimin bey isminizi fazlası ile duydum ama yeni görüyorum sizi."
Jimin bakışlarını kızın mini eteğinden çekerek, yüzüne çevirdi.
"Öyle mi? Bende bu şirkerin-"
"Jimin?"
Jimin arkasından gelen tanıdık sese çevirdi bakışlarını. Ne işi vardı onun burada?
"Taemin?"
Kız dudak büzerek yanlarından ayrıldığında, Jimin ve Taemin masaya geçmişlerdi. Taemin'i görmeyeli uzun zaman olmuştu.
"Oğlum ne işin var senin burada?"
Taemin arkadaşı Jimin'e gülümseyerek, bakışlarını Jimin'de gezdirdi. Gerçektende Jimin'i görmeyeli uzun zaman olmuştu.
"Jimin sıkıldım be bizim çocuklardan hiç biri senin yerini tutmuyor bunu anladım. Hadi gel gidelim oğlum ne işin var senin bu şirkette?"
"Taemin benim burada olduğunu nereden öğrendin lan sen?"
Taemin koca bir kahkaha atarak, başını iki yana salladı.
"Babanı aradım bir saat önce şirkette olduğunu söyledi yanında birisi varmış ama ismini unuttum."
Jimin dudağının köşesini kıvırarak gülümsedi. Neydi gerçektende onun ismi?
"Ben bir yere gelmiyorum rahat buralar Taemin sen git."
Taemin kaşlarını çatarak, arkadaşı Jimin'e şaşkınlıkla baktı. Jimin şirketi sevmezdi.
"İyi misin oğlum lan?"
"He valla çok iyiyim gel sende benimle buralarda takıl."
Taemin kaşlarını çatarak, başını iki yana salladı. İyi olup olmadığını hâlâ düşünüyordu Jimin'in.
"Oğlum bakma öyle salak, salak. Hem bende sıkıcı buluyordum ama kız çok burada ne bileyim şirket diyip geçme zaman ile eğelnceli bile geliyor. Tabi başında bir koruma yoksa."
Jimin son cümleyi yüzü asılarak kurmuştu. Jungkook ile aşağı yukarı iyiydi ama bazen üzerine titremesi canını sıkıyordu. Saatler önceki eğlenceleri hoştu ama babasının kulağına gitmezse-
"Ben burada kalmam oğlum sen ne yaparsan yap."
Taemin, Jimin'e kısa bir bakış atarak terastan ayrıldı. Jimin tişörtünü düzelterek aşağı odaya doğru ilerledi. Kas tabakasının ne yaptığını merak ediyordu.
...
Jimin boş odaya göz gezdirerek, kaşlarını çattı.
"Nereye gitti şimdi bu?"
Jimin ellerini cebinde gezdirdiğinde telefonun cebinde olmadığını anlayınca küçük bir küfür mırıldandı. Terasta unutmuştu!
"Özür dilerim Jimin bey telefonunuzu terasta unutmuşsunuz."
Jimin bakışlarını kızda gezdirerek, parmaklarını saçlarından geçirdi.
Jimin kızın elindeki telefonuna kısa bir bakış atarak, elini kızın bileğine uzattı. Kız alt dudağını ısırarak, kendini Jimin'e doğru yaklaştırdı.
"Sağol telefon için."
"Ne demek Jimin bey."
Kız tam çıkacak iken, Jimin kızın belini tutarak kendine doğru çevirdi ve dudağına yapıştı. Elleri kızım mini eteğinden içeriye doğru kayarken, kapının açılması ile dudakları ayrıldı.
"Ne oluyor burada?"
Kız kendini toparlyıp Jimin'den ayrıldığında, Jimin sinir ile Jungkook'a bakıyordu.
"Neden geldin şimdi buraya Jungkook?"
Kız odadan çıkınca, Jungkook sinir ile masasına geçti ve sinirli bakışlarını Jimin'de gezdirdi.
"İki dakika rahat durmuyorsun Jimin öyle mi?"
"Seni ilgilendirmez bu."
Jungkook sıkıntılı bir nefes alarak, başını masanın üzerindeki dosyalara çevirdi gözleri istemsizce kapanmıştı ve içinde yediremediği o gereksiz sinir ve anlamlandıramadığı duygu ile gözlerinin dolduğunu hissetti.
Umrumda değil! Ne isterse yapsın... Umrumda değil!
...
Bölüm sonu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BODYGUARD / JİKOOK
Fanfic(TAMAMLANDI) Hayatımın bir şımarıklık yüzünden bu hâle geleceğini bilseydim o aç gözlülüğü ve o şımarıklığı bir dâha yapardım. --- /Kapak bana aittir. /Kurgu bana aittir. /Benden habersiz kopyalanacak hiçbir şey istemiyorum!