Jungkook o restorantta ne kadar süre kaldı bilmiyordu. Limonatı orada öylece duruyordu ama kendi aklından geçenler durmuyordu.
"Efendim başka bir arzunuz varmıdır?"
Jungkook bakışlarını yanına gelen garsona çevirerek olumsuz anlamda salladı. Gitmek istiyordu ama nereye gideceğini bilmiyordu.
"Hesabı istiyorum."
Garson başını sallayıp yanından ayrılırken, Jungkook cüzdanında belli bir miktar çıkarıp adama uzattı. Jimin ile belkide bu konuyu hiç konuşmaması gerekiyordu.
"Lanet olsun ben ne yaptım?(!)"
...
"Oğlum hani geç saatlerde gelecektin eve?"
"Öyle gerekti baba."
Jimin odasına geçerek bakışlarını telefona çevirdi. Jungkook ile konuşmalı mıydı?
"Park Jimin senin sorunun nedir?"
Jimin homurdanarak cama doğru yöneldi. Jungkook ile zaten konuşmuştu peki öyleyse neden yanına gitmek için düşünüyordu?
...
Jungkook evine geçerek telefonunu şarja taktı ve yatağına uzandı. Jimin ile bu konuyu asla çözemezdi ama tek başına nasıl yapacaktı? Amcası Suga bir hafta demişti ama o belgeleri o adama asla teslim edemezdi.
Hayır, Park ailesi ve şirket için bir çıkış yolu olması gerekiyordu. Bay Park ile konuşmalı mıydı? Bay Park ona dâha önce güvendiğini söylemişti ama bu güveni nasıl sarsacaktı. Sarsamazdı.
"Hayır Jeon Jungkook, sen bu durumu Bay Park'a anlatamazsın. Peki ama neden anlatamam?"
Jungkook nedenini kendi bile bilmezken, yaşlı bir adama onca olanı nasıl söyleye bilirdi? Telefonu alarak bir kaç tuşa bastı ve kulağına götürdü.
-Jimin neredesin?
-Evdeyim Jungkook ve babama söylememek için kendimi zor tutuyorum.
-Hayır Jimin öyle bir aptallık yapma!
-Aptal değilim ben Jeon! Jungkook babam senden ve benden dâha bilgili ve inan bana o doğruyu yanlışı bilir.
"Hayır Jimin, Bay Park amcamı tanımıyor-
-Her neyse Jimin senden isteğim babana hiçbir şey söylememen.
-Jungkook diyorum ki eğer evdeysen yanına geleyim mi?
Jungkook dövmeli elini çenesine götürerek bir süre düşündü. Jimin'in buraya gelme isteği asla ama asla oturup konuşmak amaçlı değildi.
-Neden gelmek istiyorsun şimdi?
Jimin dudaklarını kıvırarak başını sol omzuna yasladı. Tabiki de şirketin geleceğini oturup konuşacaktı.
-Yani şirket için gelmek istiyorum Jungkook. Biliyorsun son zamanlarda ağır şeyler oldu ikimiz içinde, özellikle şu Japonya'ya gitmemiz, babamın beni sana vermesi. Her neyse.
Jungkook elini çenesinden çekerek kıçını yatağa yasladı. Jimin ile son iki aya yakındır gerçektende çok fazla şey yaşamıştı birde bu amca olayı çıkmıştı.
-Gel bakalım.
Jimin telefonu kapatarak üzerini dâhi değişmeden odadan çıktı.
"Baba ben çıkıyorum."
"Nereye gidiyorsun yine?"
Jimin elini ensesine yaslayarak, kapıya yaslandı.
"Jungkook çağırdı baba ama emin ol yarına anca gelirim."
Bay Park önüne dönerken, Jimin arabasına binerek bahçe kapısından ayrıldı. yolu uzundu.
...
Jungkook çalan zile doğru ilerleyerek kapıyı yavaşça açması ile bakışlarını Jimin'e çevirdi.
"Bak gelirken ne aldım."
Jungkook kaşlarını çatarak sıkıntılı bir nefes aldı. Jimin'in rahat tavırlarını seyrederken telefonunun çalması ile elini cebine attı.
"Hey, kim o arayan?"
Jimin elindeki poşeti koltuğa bırakarak adımlarını Jungkook'a yönlendirdi.
"Önemsiz birisi Jimin geç koltuğa sen."
"Jungkook babam diyor ki eğer beni şirkete bağlı bir çalışan yapmaya devam edersen ikimizi yaz kampına götürecekmiş."
"Jimin bu sabah kafede senin ile ne konuştuk biliyorsun ama sen yinede mutlusun."
"Evet Jungkook her şeyin farkındayım ve inan bana bu konu üzerine benden nasıl bir performans bekliyorsun? Baksana Jeon hâlâ yaşıyoruz ve hayat bana göre çok muhteşem!"
Jungkook sinirli bir şekilde Jimin'e dönerek, elini alnına koydu. Kimin ile ne konuda tartışıyordu?
"Öyle mi? Peki sen muhteşem dünyanda yaşamaya devam et gün gelince şirket ve söz konusu o çok değer verdiğin soy adına bir şey olursa eğer, her neyse."
"Her şeyin farkındayım ben Jungkook ve aklıma bir fikir var."
Jungkook ellerini beline koyarak, sırtını duvara yasladı. Jimin ve mükemmel fikirlerini açıkçası merak etmişti.
"Geçerli bir mantıklı fikrin varsa eğer dinliyorum seni."
Jimin dudağının kenarını kıvırarak siyah poşetin içinden bir bira çıkardı.
"Peki eğer fikrim sana mantıklı gelirse bana karşılığında ne vereceksin bay Jeon?"
Jungkook yaslandığı duvardan ayrılarak duruşunu düzeltti.
"Jimin şuan için tek isteğim o adamı yok etmek."
Jimin koca bir kahkaha atarak başını salladı ve birasınsan bir yudum aldı.
"Tamam işte bay kas tabakası bende ondan söz ediyorum. Amca diye adlandırdığımız o kişiden kurtulmak istiyorsan bana bir şey borçlu olman gerekiyor."
"Jimin derdin nedir? Ne gibi bir süper gücün var anlatsana."
"Onun isteğini ona vermeyeceğiz Jeon buna emin olmalısın."
Jungkook dudağının kenarını kıvırarak, Jimin'e doğru yaklaştı.
"Anlat öyleyse Jimin ne yapacağız?"
Jimin birasını köşeye bırakarak, kollarını Jungkook'un boynuna doladı. Nefesi gerçektende kötü kokuyordu. Jungkook'un elleri Jimin'in ince beline doğru kayarken, Jimin gülerek başını Jungkook'un boynuna yaklaştırdı.
"Yarın akşam Jungkook, sana söz veriyorum yarın akşam sonsuza kadar bu konu kapanacak ama karşılığında senden sadece bir hafta isteyeceğim."
Jungkook kaşlarını çatarak kendini Jimin'den uzaklaştırdı. Ne saçmalıyordu bu hem şirket adına hemde kendi soy adı adına tehlikedeydi ama hâlâ karşılığını Jungkook ödüyordu.
"Bu bir benim sorunum değil Jimin."
"Umrumda değil Jungkook sadece bana müsade et ki hem sen, hemde ben eğlenelim."
Jungkook başını yana yatırarak bir süre düşündü. Açıkçası konu kapanırsa güzel olacaktı.
"Nasıl yapacaksın peki bunu?
"Yaparım ben sadece bir kaç telefon görüşmesi yapmam gerekiyor."
"Madem öyle o telefonu sen bana ver bende halledeyim."
Jimin koca bir kahkaha atarak başını iki yana salladı.
"Yes mi? No mu? Bay Jeon."
"Yes Park Jimin. Yarın akşama kadar bu Suga işi kapanmazsa eğer bu konuşmamız ve arkadaşlık ilişkimiz son bulur."
Jimin gülerek başını salladı. Jungkook'un böyle konuşmaları onun isteğini dâha fazla arttırıyordu.
"Yarın akşam Jeon Jungkook, yarın akşam."
...
Bölüm sonu.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
BODYGUARD / JİKOOK
Fiksi Penggemar(TAMAMLANDI) Hayatımın bir şımarıklık yüzünden bu hâle geleceğini bilseydim o aç gözlülüğü ve o şımarıklığı bir dâha yapardım. --- /Kapak bana aittir. /Kurgu bana aittir. /Benden habersiz kopyalanacak hiçbir şey istemiyorum!