I found myself in the TV series !![BL]

25.Bölüm

Alın size Dao kai. Düşenleri göreyim.😅

Önceki bölüm

Chen yi yun, tek başınaydı!

Chen yi yun, kendisini sakinleştirmeye çalıştı. Şu an onu düşünmemeliydi. Önünde 3 yıldızlı bir tarikata girme fırsatı vardı.
.
.
.
.
.
.
.
Dao kai, geldiği yere şaşkınlıkla baktı. Kocaman bir yer altı mağarasının içindeydi fakat içi ışık taşları ile aydınlatılmış bir şehir vardı!

Dao kai'nin şaşkınlıktan ağzı açılmış ve gözleri büyümüştü.

Jiya jia, dao kai'nin tepkisini görünce gülümsedi ve konuştu.

-Velet! Ağzının suyu yere damlıyor!

Dao kai, eliyle ağzını yokladı fakat akan bir şeye yoktu. Utançla baktı jiya jia'ya.

Jiya jia, bir kahkaha attı ve konuştu.

-Burası Vahşi Kum Tarikatı! Burada ki her şey tarikata ait! Ben de burada 7.kıdemliyim. Toplam 13 kıdemli var.

Dao kai, şaşkındı. Fakat bir yandan da heyecanlıydı. İlk defa bu kadar büyük bir yer görmüştü.

Jiya jia, gülümsedikten sonra açıklama yapmaya başladı.

-Normalde sadece 40 yılda bir öğrenci alımı yapıyoruz. Fakat sen istisnasın. Seni öğrencim olarak aldım.

Dao kai, minnettarlıkla baktı ve biraz eğildi.

Jiya jia ve Dao kai, biraz ilerlediler. Bu gerçekten de büyük bir şehirdi. Her yerde evler vardı ve oldukça da canlıydı. Çöl şeytanı bir kaç çocuk, ailesi ile birlikte geziyordu. Her yerde sokak satıcıları vardı.

Dao kai, satılan bir kaç şeye baktı. Garip bir sosla süslenmiş ilginç yiyecekler vardı. Bunlar bahsedilen çöl canavarları olmalıydı.

Bu çöl şeytanları, oldukça farklıydı. Bazılarında boynuz vardı ve hepsinin kuyrukları vardı. Farklı tipte kuyruklar...

Kimileri kısa ve tüylüydü. Kimilerinde ise uzun ve pulluydu. Jiya jia'nın ki gibi kamçı benzeri olanlar da vardı.

Dao kai, ilgiyle izledi. Bir kaç çöl şeytanı, keskin dişlerini göstererek gülümsedi ve jiya jia'ya selam verdi.

Anlaşılan jiya jia, oldukça popülerdi. Hepsinin selamını alıyor ve kısa bir süre konuşuyordu.

Jiya jia, dao kai'nin ilgiyle izlemesinden memnundu. Bir sokak satıcısına gitti ve oradan bir yemek aldı. Çubuğa takılmış, top şeklinde soslu bir şeydi.

Jiya jia, aldığı yemeği dao kai'ye uzattı ve konuştu.

-Dene bakalım velet!

Dao kai, biraz merakla aldı ve yedi. Tadı...gerçekten de tuhaf ve bir o kadar da güzeldi!

Ekşi ve tatlıydı. Yedikçe yiyesi geliyor, bir tür bağımlılık yapıyordu.

Yolculuk, sokak yemeklerini tatmayla devam etti. Dao kai, çeşit çeşit yemeklerin hepsini denemişti. Bir kaç tanesi dışında hepsi çok güzeldi. En çok ilk yediğini beğenmişti.

Jiya jia, belli ki öğrencisine değer veriyordu ve aşk acısını hafifletmeye de çalışıyordu.

Bir kaç saat sonra büyük bir binanın içine girdiler.

Jiya jia, bir görevli gibi gözüken adama selam verdikten sonra konuştu.

-Hey! Bak şu velet benim öğrencim artık! Kaydını yap!