Önceki bölüm
-O kız, zorla katkı puanımı aldı ve beni tehdit etti. O çok sinir bozucu. Sürekli sorun çıkartıyor. Ne yapmamız gerektiğini biliyorsun. Eğer istemezsen,seni zorlayamam fakat bunu yaparsan benden istediğin her şeyi vereceğim.Bu ikimiz için de zor bir durum.Gözlerini kapatabilir ve beni bir kadın olarak düşünebilirsin.
Dao kai ağzını açtı ve yutkunduktan sonra konuştu.
.
.
.
.
.
-Kardeş Yi Yun...Bana düşünmem için biraz zaman verebilir misin?!Chen yi yun, garip bir gülümseme ile konuştu.
-Sorun değil. Ben başka yolunu da bulurum. Bir erkekle yatmak zor bir iş. Seni, sevmediğin bir şeyi yapmaya zorlayamam.
Chen yi yun, bu sözleri söyledikten sonra konuyu hemen değiştirdi. Dao kai'nin istemediğini anlamıştı. Zaten o da istemiyordu. Ortamın havası normal haline geri döndü.
Chen yi yun da, sevdiği biriyle olmak istiyordu. Bir anlaşma uğruna Dao kai ile yatmak....zordu! Kesinlikle Chen zizi yüzünden aklı başında değildi.! Siniri yüzünden düzgünce düşünememişti.
Chen yi yun, hem hayal kırıklığı hissetmiş hem üzülmüş hem de biraz mutlu olmuştu. Aslında bu konuyu daha sonra açacaktı fakat öfkesi kısa bir süre de olsa ağır basmıştı.
Chen yi yun, ardı ardına içkileri yuvarladı. Bugün sarhoş olmadan bırakmayacaktı.
Dao kai ise garip hissediyordu. Chen yi yun'a çok saygı duyuyordu. Fakat ona aşık değildi. O da sevdiği biriyle birlikte olmak istiyordu.
Dao kai, Chen yi yun'un sırrını öğrenmesi yüzünden de çok garip hissediyordu. Uzun bir zaman boyunca onu Chen Tian sanmıştı. Fakat aslında öyle değildi.
Dao kai, Chen Tian'ın kardeşini taparcasına sevdiğini az da olsa duymuştu. Zaten bir anda kardeşini bırakması normal değildi. Şimdi bunun sebebini anlıyordu.
Dao kai, Chen yi yun'a baktığında hafifçe kızardığını gördü. Merakla sordu.
-Kardeş Yi Yun, sen nereden geldin? Nasıl biriydin? Öldün mü?!
Chen yi yun, hafifçe gülümsedikten sonra anlatmaya başladı.
-Benim geldiğim yer, buradan çok farklıydı. Daha doğru söylemek gerekirse bu zamandan çok daha ilerideydik. Binlerce yıl geriye gitmişim gibi hissediyorum.
Dao kai, Chen yi yun'a anlamsızca baktı. Daha çok merak etti.
Chen yi yun, geldiği modern zamanı anlatmaya başladı.
-Benim geldiğim yerde, altın ve gümüş çok değerliydi. Kağıttan paralarımız vardı. Burada ise bu eşyaları sadece normal insanlar kullanıyor.
-Enerji kullanmıyorduk.
Dao kai, şaşkınlıkla bağırdı.
-Enerji kullanmıyorsanız, o zaman nasıl yaşıyordunuz?!
Chen yi yun, eski dünyasını düşündü ve kıkırdadı. Çok garip bir duyguydu. Fakat birine anlatmak çok iyi gelmişti.
-Bizler çok yaşamazdık. En fazla 100 yıl yaşardık. Kısacası normal insanlar gibiydik. Çok uzun, büyük binalarda kalırdık. Ormanlık araziler azdı. Havada kötüydü. Sık sık, maske takardık. Kum ve zehirli gazlar olurdu. Yaşamak için teknoloji dediğimiz bir şeyi kullanırdık.
Dao kai, ağzı açık chen yi yun'u dinliyordu. Hiç öyle bir yer duymamıştı. Kulağa çok kötü geliyordu.
Chen yi yun, anlatmaya devam etti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
I found myself in the TV series !![BL]
FantasyChen yi yun, dün gece bitirdiği diziye aşık olmuştu. Harika bir diziydi. Arkadaşının tavsiyesi ile başlamıştı. Dizi, wuxia denen bir türdü. Gecenin ilerleyen saatlerinde uyumak için yatağına yattı Sabah uyandığında ise.. Kendisi dün gece izlediği...