37.Bölüm

1.1K 144 36
                                    

Dao kai'ye merhaba deyin canlarım.😊

Önceki bölüm

Evrenin her bir noktasında, birbirinden ayrı yerlerde hepsi aynı anda gözlerini açtılar.

Onlar, uzun uykularından uyanmışlardı. Savaştan sonra....
.
.
.
.
.
.
Chen yi yun, bebeklere ilgileniyordu. Bakışları yumuşaktı. Oldukça yaramaz oldukları söylenmişti ama çok sakinlerdi. Hiç yaramazlık yapmıyorlardı.

Chen yi yun, onlarla oyun oynuyordu ve bebeklerde gülüyordu. Hiç ağlamıyorlardı. Uykuları geldiğinde de chen yi yun'dan bir şarkı ya da mırıldanma yeterli oluyordu.

İlginç bir şekilde Bebeklerden kız olan, daha baskındı. Hamilelikte zayıf olan kız ve baskın olan da erkekti fakat şimdi durum tam tersiydi.

Chen yi yun, bu değişime şaşkındı fakat sorun değildi. İkisini de çok seviyordu.

Bebekler, bir tek annelerine karşı sakindi. Diğerlerine karşı fazlasıyla hırçınlardı. Anneleri olmadan süt içmiyor ve ağlıyorlardı.

Chen yi yun, bebeklerin kendisine çok bağlı olmasından hoşnuttu. İlk başta sadece Lian ling'e karşı hırçın ve yaramaz davrandığını sanmıştı fakat zamanla sadece annelerine iyi davrandıkları da görmüştü. Bu da oldukça hoşuna gitmişti.

Chen yi yun, bebekleri uyuttuktan sonra gelişim yapmaya başladı. Bir süre boşlamıştı.

Chen yi yun, bebeklerden sonra gelişiminin daha da hızlı olmasını beklemiyordu. Enerjiye daha yatkındı. Eskisi gibi değildi. 2 saatte elde edeceği Qi miktarını 15dk içinde alabiliyordu. Bu da zamandan tasarruf etmesi demekti.

Chen yi yun'un şu an ki seviyesi Ruhsal kaynak alemi 4. seviye zirve aşama idi. Hızla güçleniyordu. Müsabakaya kolayca katılabilecek durumdaydı. Bazen merak ediyordu Dao kai'yi fakat sinirleri bozulduğu için düşünmeyi bırakıyordu.

Chen yi yun, tarikatın içinde fazlasıyla popülerdi. Tarikat ustası ve büyükler bile olanları duymuştu. Hatta tebrik etmek için hediye bile getirmişlerdi.

Tarikatta doğan çocuklar, hiç kuşkusuz direk öğrenci oluyorlardı. Bu onların ve tarikatın şansıydı.

Yeni doğan bebekler, şimdiden bir çok kişinin beğenisini kazanmıştı. İkiz olmaları ilginç gelmişti. Phoenix ırkında asla ikiz olmazdı. Ayrıca bebeklerin iyi görünümü de kalplerini kazanmak konusunda çok yardımcı olmuştu.

Chen yi yun, gözlerini kapatıp meditasyon yapıyordu. Bir süre sonra sol gözüne enerjisini aktardı ve bir yeteneği olup olmadığına baktı.

Chen yi yun, yavaş yavaş enerji gönderdi. Daha sonra gönderdiği enerji miktarını arttırdı. Hiç durmadan saatlerce enerji gönderdiği sırada bir anda bilincinin çekildiğini hissetti.

Chen yi yun, gözlerini açtığında kendisini neredeyse boş bir alanda gördü. İlerde 9 büyük küre vardı. Bu küreler, farklı büyüklüktelerdi ve içlerinde bir girdap vardı. Hepsi farklı bir his yayıyordu.

Chen yi yun, kürelere doğru gitti. İlk küre, en büyük olandı. Daha sonra yavaşça küçülüyorlardı. Fakat girdapların hızı daha fazlaydı.

İlk kürenin rengi Yeşildi. Saf bir yeşil...içinde bir hayat varmış gibi hissettiriyordu. İkinci kürenin rengi kırmızıydı. İçinde patlamalar oluyordu. Sıcak ve korkutucu bir his yayıyordu. Üçüncü küre beyaz-mavi arası bir renkti. Sanki rüzgarlar ve bulutlar vardı. Özgürlük hissi yayıyordu.

Dördüncü küre, saf bir maviydi. Bunda da su vardı. Beşinci küre de ise tıpkı bir metal gibi sert görünüyordu. Hem katı hem de sıvı halde olabiliyordu. Altıncı küre de yıldırımlar çakıyordu.

I found myself in the TV series !![BL] Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin