Bölüm 10: "Ben onun hayatının merkeziydim."
"Buna iki kişi ya da tek kişi binebiliyorduk. Kim nasıl biniyor kararlaştırıp ona göre botları alalım." demişti Chris önünde durduğumuz büyük, yarısı kapalı kaydırağı işaret ederek. "Ben Jeongin'le bineceğim tabii ki." dedi Hyunjin ve ikili bir bot aldı.
Minho'yla telefonda konuştuğumuzda beraber bineceğimizi söylemişti ama şu an ondan ses çıkmadığı için ben de bir şey söylemeye çekinmiştim. "Bence tek binilince eğlencesi kaçıyor, Seungmin'le ben bineriz." dedi Changbin, Seungmin'e bakarak. "Olur bence de." diyerek onayladı onu Seungmin.
Kafamı Minho'ya çevirdiğim sırada göz göze gelmiştik ve kafamı hemen önüme geri çevirmiştim. Hala onu yanağından öptüğüm an aklıma geldiğinde çıldıracak gibi oluyordum. Ben bildiğiniz onu öpmüştüm...
"Ben Jisung'la bineceğim." dediğinde yutkunmuştum. Felix gülerek kafasını aşağı yukarı sallamıştı. Ardından ise, "Bunu demeni bekliyordum, hadi giderim Chris." dedi ve ikili bir bot alıp Chris'in koluna girdi.
Botlarını alanlar sıraya girmek için merdivenlerden çıkmaya başladığı için Minho'da hızlıca botumuzu alıp ilerlemeye başlamıştı. Tabii ben de arkasından hızlıca gidiyordum.
Yükseklik korkum birazcık vardı ama yanımda Minho olacağı için korkmamaya çalışıyordum.
Merdivenlerden çıktığımızda Seungmin ve Changbin'in bota oturuyor olduğunu görmüştüm. Görevli diğer botun -jeongin ve hyunjin'in bindiği botun- suya indiğini gördüğünde onların botunu ittirdi ve ikisi de aynı anda çığlık atmaya başladı.
Minho ve ben aynı anda onların bu haline gülmeye başladığımızda Felix ve Chris'in gözleri bize çevrilmişti. Felix aramıza olan biteni bildiği için bize gözlerinden kalp fışkırır gibi bakarken Chris anlamaya çalışıyordu.
"Evet sıradaki." dedi görevli, o sırada Felix "Chris hyung biz en son binelim. Şunların bağırışını yakından duymak istiyorum." dediğinde gülmemek için dudaklarımı birbirine bastırdım.
Chris hyung ise "Tamam." diyerek onaylamıştı Felix'i. Botu kaydırağın başına koyduk ve ben ikili botun önüne, Minho'da arka tarafına oturdu. Görevlinin birden bizi ittirmesiyle beraber ben çığlık atmaya çoktan başlamıştım bile.
Bot, üstümüz kapalı olan bir kısımda yavaşladığında ellerim hala sıkı sıkı iki yanımdaki tutunma yerlerini tutuyordu. Daha sonra elimin üzerinde bir el hissettim ve gözlerim şaşkınlıkla elime çevrildi.
Minho elini elimin üzerine koymuştu.
Arkam ona dönük olduğu için yüz ifadesini göremiyordum ki birden suyu boylamıştık. Bot ters döndüğü ve birden düştüğümüz için burnumu tıkamama vakit bile olmamış, botun altında kaldığım için burnuma bir sürü su kaçmıştı.
Ben öksürükler içinde üzerime çıkan bottan kurtulup nefes alabilmek için çabalarken Minho neler olduğunu anlamış ve botu hemen bir kenarı fırlatarak beni omuzlarımdan tutarak su yüzüne çıkarmıştı.
Ben sonunda nefes alabildiğim için öksürmeye başladığımda Minho ellerini kollarıma koymuştu. "Jisung? İyi misin?" diye sordu ama öksürmekten cevap bile veremiyordum. Çok fazla su yutmuş olmalıydım.
Diğer botun kaydıraktan buraya doğru geldiğini fark ettiğinde beni biraz kenarıya çekti ve botun üzerimize gelmesini engelledi.
"Jisung?" diye tekrarladı Minho, o sırada öksürüklerim yavaş yavaş bitmeye başlamıştı ve derin nefesler almaya çalışıyordum. "Yok bu böyle olmayacak, revire gidelim." dedi ve arkasını bana dönerek beni sırtına almak için ellerini bacağıma koydu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
blue jeans 'minsung ✓
Fanfictionjisung, içine kapanık ve asosyal bir çocukken yazın gittiği yazlıkta asla unutamayacağı bir yaz geçirir ve bir sürü yeni arkadaşın yanında ilk defa aşk duygusunu tadar.