i will love you 'til the end of time

6.7K 881 1K
                                    

Bölüm 14: "Daha uzun zamandır tanışıyormuşuz gibi."

(not: bir önceki bölüm gelen yorumlar çok hoşuma gitti, devamını bekliyorum artıkkk😽😽)

Artık iyileşmiş sayılırdım, ve dünün aksine oldukça keyifliydim. Bugün cumartesiydi ve herkes ailesiyle vakit geçirecekti. Benim anne ve babam ise önceden yapmış oldukları plan doğrultusunda yarına kadar başbaşa bir tatile çıkıyorlardı.

"Annecim dikkatli olun, kardeş istemiyorum." dedi Yuna annemler kapıdan çıkacağı sırada. Bu kız o kadar fenaydı ki... Onunla asla düşman olmak istemezdim.

"Yuna salak saçma konuşmaz mısın kızım?" dedi annem ve babamın arkasından evden çıktı. Biz ise koca evde iki günlüğünde biricik kardeşim Yuna ile başbaşa kalmıştık.

Yuna gülümseyerek kendini salondaki kanepeye attı. "Ryujin'i arıyorum bize kalmaya gelecek bugünlük, anlaştık mı?" dedi bana bakmadan ve elindeki telefonla birilerine mesaj yazmaya başladı.

"Ya! Yuna! Saçmalama kızım, kimse gelemez bize kalmaya!" dedim onun yanına ilerlerken. "Size iyilik yapıyorum ben, sen de Ryujin'in abisi benim de eniştem Minho'yu ara o da bizde kalsın. Sizin odaya girmeyiz rahat rahat öpüşürsünüz." demesiyle beraber gözlerimi kocaman açıp yanındaki yastığı kafasına fırlattım.

"Düzgün konuş, abinim ben senin." dediğimde dil çıkarıp yastığı kucağına koymuştu. "Ya pijama partisi yaparız oppa lütfen~ hem bak Minho oppa da kalır seninle, eğlenceli olmaz mı?" dediğinde bir düşünmedim değil.

Derin bir nefes verdim. "Ben hayır desem de Ryujin'i çağıracaksın, değil mi?" dediğimde güldü. "Sorman ayıp, yazdım bile hazırlanıyor." demesiyle göz devirdim.

"Bak diyorum ben, sen de Minho oppaya yaz. O da kalsın annemlere söylemem valla. Sen de Ryujin'in buraya geldiğini söylemezsen tabii."

"Peki tamam o zaman. Ama sözümden çıkmak yok." dediğimde elleriyle alkış yapıp kanepeden ayağa kalkmış, yanağımı öpmüştü. "Abilerin biriciği!" dediğinde ve koşa koşa mutfağa ilerlediğinde arkasından bağırdım. "Sözümden çıkmak yok diyorum bak!"

Yuna beni dinlemeden gittiğinde bıkkınlıkla nefes vermiştim. Ben bununla tek başıma ne yapacaktım iki gün... Gerçi tek başıma olacak sayılmazdım. Telefonumu cebimden çıkardım ve Minho'ya yazmaya başladım.

jisung: minho-ya, ryujin bize kalmaya geliyormuş yuna çağırmış. sen de gel istersen? YANİ YANLIŞ ANLAMA TABİİ AMA söyleyeyim diye şey ettim ben sadece

minho: çok tatlısın :) bu kadar istiyorsan gelebilirim sanırım

jisung: o ikisi kız kıza takılırken sıkılırım aralarında hem.. lütfen gel^^

minho: kullanılıyor muyum yani??

jisung: HAYIR ONU DEMEK İSTEMEMİŞTİM!!!!!

minho: kkkk anladım ben seni tamam, geliyorum bekle

.

Şu meşhur Ryujin'le sonunda tanışmıştım. Tabii sonrasında Yuna ve ikisi Yuna'nın odasına gittiği için biz Minho'yla baş başa kalmıştık. Bahçeye çıkıp hamağa yan yana oturduk.

"Bahçeniz çok güzelmiş.." dediğinde gülümsemiş ve dudaklarımı birbirine bastırmıştım. "Teşekkür ederim." dememle beraber karnımın guruldadığını hissetmiştim. Elimi karnıma koyup yanımda oturan Minho'ya baktım.

"Yemek falan mı yapsak? Acıktım biraz ben." Gülümsedi ve kafasını aşağı yukarı salladı. "Yapalım. Ama ben yemek yapma işlerinden pek anlamam, top sende yani." demesiyle kaşlarımı çattım. "Ben de anlamam ki, sadece kurabiye kek yapmayı biliyorum onda da tarife bakıyorum internetten."

blue jeans 'minsung ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin