36.Bölüm

437 33 4
                                    

Sabah enerjik bir şekilde uyandım. Aklıma mükemmel bir şey geldi. Hemen üzerimi giyindim ve mutfağa indim. Elime tencere ve kaşık aldım. Salona girdim. Tam vuracakken Percy'e acıdım. Elimdekileri kenara bırakıp Percy'nin yanına uzandım. Kollarımı boynuna doladım. Dudağına minik minik öpücükler bırakmaya başladım. Percy yavaşça gözünü açtı. Gülümsedi ve bana karşılık verdi. Üstüme yorganı örtüp beni üstüne aldı. Elini sırtımda gezdirdi. Saçlarını okşadım. 3 dakika kadar sonra kalktık. Percy üstünü giyindi. Onada tencere ve kaşık verdim.
Angelina : 1...2..3... KOĞUŞ KALK!
Percy : UYANIN LAGGGGGGN!
Elimizdekileri birbirine vurduk. Cedric korkudan Fred 'e yapıştı. George kafasını koltuğa vurdu,Ron aşağı uçtu. Harry cebinden asasını çıkarıp duvara büyü gönderdi. Ben elimdekileri vurmaya devam ederek odama daldım. Luna çok korktu. Kannagi havada uyuduğundan yere yapıştı.
Angelina : Kalkın Bakalım!
Kannagi : Daha nazik olamaz mısın?
Angelina : Hmmm hayır.
Kendimi Hermione'nin yanına attım. Sıkıca sarıldım. O da bana sarıldı. Giyindikten sonra mutfağa geçtik. Dolapta pek bisey yoktu. Bu yüzden gevrek yedik. Öğlen pasta yaparız diye düşündük. Artık kışın ortasında olduğumuzdan kar yağmıştı. Sıkıca giyinip kendimizi bahçeye attık. Koşup yere yattım. Yüzüme kar topu yedim. Büyük savaş başladı. Kızlar vs erkekler maç attık. Kannagi uçarak bize hakemlik yaptı. En büyük kardan adamı yapma yarışması yapmadan olmazdı. Bizim kardan adamımız 4 katlı şişkoydu. Erkeklerinki ise 5 katlı inceydi. Saat 3 gibi üşüdük ve eve geri girdik. Kazak giyindik. Salondaki şömineyi yaktım. Karşısına 3 koltuğu koydum. Yere minderleri attım. Ortaya küçük bi sehpa koydum. Bi süre sohbet edip ısındık. Ve pasta yapmak için mutfağa geçtik.
Luna : Üstüne puding dökelim.
Ginny : Ve şekerler!
Cedric : Çikolatalı olsun.
Angelina : Bakıyorum.... Buldum. Burda 5 kişilik yazıyor.. Kaç kişiyiz gençler?
Hermione : 10.
Angelina : O zaman 2 katı malzeme lazım. Şuradaki leğen işimizi görür. 3 yumurta ama 6 tane koyucaz.
Cedric : İşte burada!
Ron : Ama yumurtanın sarısı diyor bunlar beyaz?
Percy : Salak yemin ederim gerizekalı bu çocuk ya.
Angelina : Ellie bunları çırp. Hermione sarısına 4 bardak şeker ekle.
Hermione : Çok tatlı olmaz mı?
Angelina : Tarif diyor ben demiyorum ki. Oda sıcaklığında 200 gr tereyağ. Dolapta var.
Fred : Oda sıcaklığı diyor. Ben bunu odaya götürüyom.
Fred yağı aldı gitti.
Angelina : HAYIR GETİR ONU. Oldu. Devam edelim.......
Harry : 6 su bardağı un diyor. Biz 10 un bardağı koyduk.
Angelina : Nereye düştüm ben?
Devam ettik ve sonunda hamur hazırlandı. Onu fırına atıp puding yaptık. Üstüne döktük ve şeker serptik. Sonuç mükemmeldi. Tadı da güzeldi. Mutfak felç kaldı. Her yer un olmuştu. Yer yer kakao tozları, nişasta ve puding vardı. 2 saat mutfaktan çıkamadık. Sonunda kendimizi salona attık.
Ginny : Eee peki şimdi ne yapıyoruz.
Angelina : Hiç bir fikrim yok.
Kapı çaldı.
Angelina : Ben bakarım.
Kapıya bakmaya gittim. Kapıyı açtım. Gelen babamdı.
Angelina : Baba?
Snape : Umarım evi yıkmadınız.
İçeri geçti. Tüm herkes kendini topladı.
Snape : Sorun yok Angelina'nın ders vakti. Akşam okula sizi ben götürücem. Angelina bodruma geç. Kannagi sende.
İkimiz aşağı geçtik. Babamda peşimizden indi. Kenardaki sandalyelerden birini çekti. Oturmamı işaret etti. Geçip oturdum.
Snape : Sinirlerine ne kadar hakimsin göreceğiz. Sana sinirleneceğin şeyleri söyleyeceğim. Kannagi gir!
Kannagi tekrar içimi doldurdu. Yine sinirliydim ve acı çekiyordum. Acım dindi. Babama baktım. Etraf hafif mordu.
Snape : Hmmm bir düşünelim. Noldu küçük kız Draco seni bıraktı mı? Yeni aşkı Pansy mi oldu? Okuldan mı uzaklaştırıldın?
Angelina : KES SESİNİ!
Snape : Noldu? Zoruna mı gitti? Bunları bırakıp Percy'e mi aşık oldun? Peki o Yara kafa ile takılmana ne demeli? Ya da o aptal weasley ile? Ya da o kitap kafa ile? Bulanık ile?
Angelina : SANA SESİNİ KESMENİ SÖYLEDİM!
Snape : Bu daha hiç bir şey.
Cebinden çıkardığı bi şeyi kafasına dikti. Boyu küçüldü,zayıfladı ve Pansy'e dönüştü.
Snape : Noldu? Bana karşı sinirli misin? Draco'nu çaldım diye mi böyle yapıyorsun? Hani o seni bırakıp bana gelen Draco. Ciddi ciddi bu salaklarla mı takılıyorsun?
Angelina : SANA SESİNİ KES DEDİM!
Sandalyeden fırlayıp Pansy'e saldırdım. Onu yere yıktım. Pençelerimle kolunu çizdim. Pansy yere sırt üstü uzandı. Başka bir şeyi içti. Sırtına pençelerimi geçirdim vs beline kadar kestim. Yeniden düz uzandı. Kollarımı tuttu.
Snape : Kannagi Çık!
Ağzımdan siyah bi sıvı aktı. Kendimi aşırı yorgun hissettim. Pansy babama dönüştü. Bana şok olmuş şekilde bakıyordu. Normale döndüm. Tüm her şey gitti.
Angelina : Baba?
Kendimi daha fazla zorlamadım ve kendimi bıraktım. Babamın üstünde yattım.
Snape : Anlaşılan sinirlerine hakimiyetin yok. Ah! Kolum ve sırtım fena.
Zorla ayağa kalktım. Dengede duramadım. Duvara tutundum.
Snape : Kalkma geri yat.
Angelina : Ahh! Olmaz.
Masadan asamı aldım.
Snape : Angelina! Sakın yapma!
Yanına çöktüm. Asamı koluna değdirdim. Büyüyü söyledim ve kesik kanları toplayıp kapandı. Zorla babamı ters çevirdim ve aynısını sırtına uyguladım. Geri düz çevirdim. Ve gözlerim kapandı.

Snape'in Ağzından
Angelina beni düz çevirdi ve yıkıldı. Ayağa kalkıp kendimi topladım. Angelina'yı kucağıma aldım. Bodrumdan çıkardım. Salonun önünden geçerken herkes fark etti. Hepsi peşimden geldi. Angelina'yı yatağına yatırdım. Diğerlerine kapıda kalmalarını söyledim. Üstündekileri çıkartıp pijamasını giydirdim. Bi süre başını okşadım. Alnını öptüm ve çıktım. Hermione'ye yataktan çıkmamasını söyledim. Bi sınava görevliydim. Gece onları geri götüreceğimi işi benim yerime kısa süreliğine Slughorn'a bırakacağımı söyledim. Okula döndüm.

Angelina'nın Ağzından
Saat kaç bilmiyordum. Her yerim ağrıyordu. Aşırı yorgundum. Zar zor nefes alıyordum. Gözümü hafif araladım. Başımda 3 kişi vardı. Biri siyah, biri kırmızı ve biri kahverengi saçlıydı.
Percy : Angelina?
Harry : Uyandı sanırım.
Hermione : Şşş sessiz olun.
Gözümü tamamen açtım. Elimi zorla Percy'e attım. Elimi tuttu. Harry başımı okşadı. Hermione su doldurdu. Kaşıkla ağzıma döktü.
Angelina : B.......ba..mmh.
Hermione : Nefesini harcama. Dinlenmen lazım.
İnledim. Kendimi zorlayıp konuştum.
Angelina : B-babam n-nerdeh?
Hermione : Okulda iyi merak etme. Gözünü kapat uyu hadi.
Uyumaya bile enerjim yoktu. Hermione eliyle gözümü kapattı. Son şeyleri zar zor duydum.
Hermione : Biz çıkalım.
Kapı kapandı. Aynı zamanda seslerde gitti. Keşke hiç gözümü kapatmasaydım. Karşımda babam ve ben vardım. Kannagiydim ve babamı parçalıyordum. Yetmezmiş gibi birde yiyordum. Berbat ve korkunçtu. Heryerim onun kanıyla kaplıydı. Başı kenarda şok olmuş bi ifadeyle duruyordu. Ağlayarak kendimi engellemeye çalıştım. Ama aramızda sanki görünmez bi duvar var gibiydi. Artık bağırıyordum. Ben yok oldum. Aradaki duvarda gitti. Cesedin başına gittim. Titremeye başladım. Babam ölmüştü. Gözlerim kapandı. Berbat şekilde uyandım. Biri beni sarsıyordu.
Snape : Angelina! Uyan! Cevap ver!
Gözümü açtım. Yanaklarım ıslaktı. Terliydim ve her yerim ağrı acı içindeydi. Kolumu kaldırıp babama sarılmaya çalıştım. Ama enerjim yoktu.
Snape : Angelina! Korkuttun beni.
Kollarımdan birini zorla babamın başına attım. Kendime çektim. Ağlayarak göğsüme koydum. Aşırı korkmuştum. Babam beni kucağına aldı.
Snape : Bahçeye çıkalım. Ateşin düşsün.
Bahçeye çıktık. Bahçemiz aydınlık olurdu. Hala ağlıyordum. Babam bi sandalyeye geçip oturdu. Kollarımı zorla boynuna doladım. Bırakmadım. Başımı göğsüne koydum. Hıçkıra hıçkıra ağlamaya devam ettim. Babam başımı okşadı. Beni defalarca kez öptü. Ama sakinleşemedim. 2 saat bahçede oturduk. Geri beni yatağıma götürünce de bırakmadım. Yanıma uzandı. Sıkı sıkı sarıldım. O da bana sarıldı. Sabaha kadar ağlayarak uyudum. Sabah zor da olsa kesik kesik konuştum.
Angelina : B-b-b-b-ben ç-ç-çok k-k-k-k-korktum.
Snape : Korkma yanında ben varım.
Angelina : S-sseni p-parçalayıp y-yiyordum. B-benim ö-ölmem l-lazım.
Snape : Sakın bir daha böyle bir şey deme.
Bana daha sıkı sarıldı.
Snape : Sen olmasaydın benim hayatım sessiz geçecekti.
Angelina : K-küçükken b-bunu i-istemiyor m-muydun?
Snape : Anladım ki sen benim minik sevimli ve eğlenceli meleğimmişsin. Hadi uyu biraz daha.
Başımı göğsüne iyice gömdüm. Zorla da olsa 3 saat uyudum. Ağlamam kesilmişti ama hıçkırmam durmadı. Biraz çorba içebildim. Babam bi an olsun beni yanından ayırmadı. İksir yaparken bile beni kucağında tuttu. Yemeği dışardan söyledi. Bana duş aldırdı. Gece yanımda uyudu. Ben uyuyana kadar başımı sevdi. Hatta benimle bebek gibi oynadı.
2 gün sonra kendime geldim. Eğitim her gece devam etti. Okuldan bi haberdim. Babam sabah okula gidip dersler bitince benim için geri döndü. Bi süre sonra sadece ders verip gitti. 2 hafta evde dört duvar arası gevrek yiyerek yaşadım. Sonunda 2 hafta bitti ve okula döndüm. Tabi okul denirse.

Severus Snape'in Kızı Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin