34.Bölüm

424 32 4
                                    

10.00

Koşarak babamın bize ayırdığı iksir sınıfına indim. Percy kapıda beni bekliyordu.
Angelina : Percy! Üzgünüm çok geç kalmadım değil mi?
Percy : Hayır bende yeni geldim zaten.
Angelina : İyi o zaman hadi geçelim.
Kilitli kapıyı anahtarla açtım. Percy'e geçmesini işaret ettim.
Percy : Bayanlar önden.
Gülümsedim ve içeri geçtim. İçerisi buz gibiydi. Çantamı yakındaki bi masaya bıraktım. Percy yanıma geldi.
Percy : Nerden başlıyoruz?
Angelina : Hmmmm. Emin değilim. Daha önce hiç ders vermedim.
Percy : Bende bi prensesten ders almadım.
Kızardığımı hissettim. Gülümseyerek ona baktım.
Percy : O halde Amortentia yapalım.
Angelina : İyi fikir. İlk tek başıma yaptığım iksir oydu. Başlayalım bakalım. Yaklaşık 30 dakika boyunca uğraştık. Ve sonunda kaynamaya başlasın diye ocakta bırakıp kendimizi sandalyelere attık.
Percy : Angelina?
Angelina : Evet Percy?
Percy : Beni ne kadar seviyorsun?
Angelina : Seviyorum.
Percy : Ama ne kadar?
Angelina : Bilmem. Çok yakın.
Percy : Anladım.
Percy elini cebine attı. Cebinden bir kırmızı gül çıkardı. Önümde diz çöktü.
Percy : Peki Prenses hanım bu arkadaşlığı Bi üst seviyeye taşımak ister mi?
Şok olmuştum. Utandım da. Percy'i üzmek istemedim. Ve ayrıca zaten bende bu aralar ona karşı boş değildim.
Angelina : Taşıyalım.
Percy'e sıkıca sarıldım. Oda bana sarıldı.
Percy : Emin ol seni asla bırakmam ve üzmem.
Angelina : Bende. Ama şimdi yarın sabah sinirli bir Profesör Snape ile karşılaşmamak için şu Amortentia'nın altını kapatalım.
İksiri şişeye döküp etrafı temizledik. Eşyalarımızı topladıktan sonra sınıftan çıktık. Ayrılırken sıkıca sarıldık.
Percy : İstersen seni bırakayım.
Angelina : Gerek yok. Zaten yolum kısa. Sende kuleye dön.
Percy : İyi geceler Prenses.
Percy dudağıma minik bir öpücük kondurmak istedi. Bense ona yapışıp bırakmadım.
Angelina : İyi geceler.
Ben aşağı, o yukarı gitti. Slytherin ortak salonunda parti var gibiydi. Pansy direk dansı yapıyordu yada çalışıyordu. Draco Bi köşede sarhoş olmuş şekilde Crabbe ve Goyle ile oturuyordu. Babam köşedeki minik barda oturuyordu. Elimi sallayıp odama inecekken bir şey gördüm. KANNAGİ! Kannagi bildiğin ortada dans ediyordu. Odama indim. Dolabın yanındaki tahtayı kaldırıp yüzük ve kolyeyi aldım. Yüzüğü parmağıma, kolyeyi boynuma taktım. Yanıma bi parça siyah deri ve ip aldım. Bi fikrim vardı. Yeniden ortak salona girdim. Kannagi uçarak etrafa şarap atıyordu. Kannagi umarım sarhoşken sadece böyleydir. Kapıdan çıktım. Myrtle ile görüşmeliydim. Myrtle'ın tuvaletine gittim.
Angelina : MYRTLE! ORDA MISIN?
Myrtle : Angelina? Hoş geldin! İhihihhi. Bi an asla gelmezsin sandım.
Angelina : Geldim işte. Benle Sırlar Odasına gitmek ister misin?
Myrtle : Ne? Ama orası korkunçtur!
Angelina : Olsun. Beraber korkmayız.
Myrtle : Peki gidelim.
Lavabonun önünde durdum. Ve konuştum.
Angelina : Haahassayyahatehh!
Ve lavabo dönerek açıldı.

(çataldili bu gençler)Myrtle : Vay canına

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

(çataldili bu gençler)
Myrtle : Vay canına. Hadi inelim.
Myrtle çığlık atarak aşağı daldı. Bende ardından atladım. Yere sert ve iğrenç bir düşüş oldu. Her yer fare kemiği doluydu.
Angelina : İyyyy! İğrenç.
Myrtle : Ben burayı sevmedim! Dönmek istiyorum.
Angelina : İstersen dönebilirsin Myrtle. Ama ben devam etmek zorundayım.
İlerledim.
Myrtle : Ooooofff peki sadece senin için hıh!
Angelina : Hadi gel.
İlerlemeye devam ettik. Bi başka kapıya geldik. Yine aynı kelimeyi söyledim. Ve kapı açıldı. Sularla dolu bi odaya geldik. İleride Salazar Slytherin'in heykeli vardı. Ve önünde yatan kocaman basilisk.
Angelina : Vayy canına.
Myrtle : Bu benim ölüm sebebim hiç harika değil hıh!
Angelina : Biliyorum Myrtle. Özür dilerim ama bu yaratık bana harika geldi.
Myrtle : Hemen yap işini dönelim hıh!
Basiliske yaklaştım. Dişlerinden birini zorlayınca koptu. Bunu getirdiğim siyah deriye sardım. İple bağlayıp boynuma astım. Yeni bi tane daha söktüm. Yere kolyeyi yerleştirdim.
Angelina : Hazır mısın Myrtle?
Myrtle : Emin değilim.
Angelina : O zaman şimdi!
Dişi kolyeye sapladım. İçinden simsiyah bir duman çıktı. Çığlık sesleri duyuldu ve yok oldu. Kolyeyi yeniden alıp boynuma taktım. Ve sıra yüzükteydi. Yere koydum ve yeniden vurdum. Yüzükten duman çıktı. Çığlık sesleri ve yok oldu. Onuda parmağıma taktım. Derken yer sallandı ve kenardaki sular üstüme yağdı. Beni geri püskürttüler. Yere yığıldım. Myrtle çığlık atarak yanıma indi.
Myrtle : Angelina! İyi misin?
Angelina : İyiyim merak etme. Hadi çıkalım buradan.
Su beni yormuştu. Tuvalete döndüğümüzde Hermione ve Ronu öpüşürken yakaladık(Angelina : Aman aman nereye geldik bi anda neresi burası lan daha demin evdeydim).
Hermione lavabo taşına oturmuştu. Kendini Rona sürtüyordu.
Angelina : Eeeeee. Yanlış bir zamanda mı geldim?
Hemen arkalarını döndüler. Hermione yere atladı.
Hermione : Angelina? Eeee. Biz yani.
Ron : Mahremiyet kalmamış.
Angelina : Ben gideyim en iyisi. Gel Myrtle.
Myrtle : Ovvvv hihihhi gidelim. Hızla oradan çıktık. Tuvaletten uzaklaşınca kahkahayı patlattık. Percy bizi yakaladı.
Percy : Angelina? Neye gülüyorsun?
Angelina : Hiiç. Kardeşini örnek alsan diyorum.
Percy : Anlatsana.
Angelina : Ron ve Hermione'i tuvalette öpüşürken yakaladık.
Percy : Ne?! Ciddi olamazsın. Ben şimdi ona gösteririm.
Myrtle zindanda olacağını söyledi ve gitti. Hemen Percy'e sarıldım. Kollarımı boynuna doladım.
Angelina : Boşversene. Sende örnek al. Bırak onları seviyorlar birbirlerini.
Percy : Offff peki.
Başımı omzuna koydum.
Percy : Şimdi olmaz. Acilen toplantıya gitmem lazım.
Angelina : Görüşürüz.
Dudağına minik bir öpücük bıraktım. Ayrıldık. Koridorun sonunda Draco beni sıkıştırdı. Çok fena şarap kokuyordu.
Draco : Sen hayırdır? O Weasley'i öpmeler falan.
Angelina : Seni ilgilendirmez. Sen git Pansy ile takıl.
Ondan kurtulup Gryffindor kulesine ilerledim. Kuleye varınca içeri girdim. Ekip toplanmıştı. Yanlarına gittim. Uzun süre sohbet ettik. Daha sonra Percy geldi ve yanıma oturdu.
Percy : Herkese Selam.
Topluca selam dedik.
Luna : Angelina puding yer misin?
Angelina : Hayır saol Luna.
Ve Hermione ile Ron da döndü. Onları görünce gülmeden edemedim. Gülüşümü sakladım. Percy Ron'da dik dik baktı.
Harry : Eeeeee bu hafta sonu ne yap.....
Umbridge içeri sinirle daldı.
Umbridge : Bundan sonra herkes gece 12 den önce yatakta olacak.
Angelina : Durun bi saniye.
Ayağa kalktım.
Angelina : Dumbledore bize istediğimiz arkadaşımızla kalabileceğimizi söyledi. Bu kadının bizi engellemesine izin mi vereceğiz?
Herkes : ASLAAAA!
Angelina : O zaman İleriiiii!
Herkes çığlık çığlığa Umbridge'e doğru koştu. Umbridge de zaten canının derdine kaçtı. Onu bahçeye kadar kovaladık. Yolda bizi görenlerde katıldı. Umbridge kendini odasına kitledi. Profesörler bizi zaptedemedi. Sonunda Dumbledore geldi.
Dumbledore : SESSİZLİK! BU GÜRÜLTÜDE NE BÖYLE! EĞER Kİ BÖYLE OLACAKSA BİNALARI ESKİ HALİNE GETİRİRİM! BU KARGAŞAYI KİM BAŞLATTI!
Kimseden ses çıkmadı.
Dumbledore : EĞER KI SORUNLUSU ORTAYA ÇIKMASSA HERKESİ CEZALANDIRIRIM!
Kimsenin benim yüzümden ceza almasını istemedim.
Angelina : Bendim.
Dumbledore : KİM? İSİM VER?
Angelina : Ben Angelina Snape.
Öne çıktım. Suçlu bir ifadeyle Dumbledore ve babama baktım.
Dumbledore : Angelina? Senden bunu beklemezdim. Malesef bu cezasız kalamaz. 2 hafta okuldan uzaklaştırıldın. Git ve eşyalarını topla.
Sessizce odama döndüm. Babamda peşimden geldi. Odama girer girmez beni duvara yapıştırdı.
Snape : Sen bunu hangi hakla yaptın.
Bi şey demedim. Ağlayacak gibiydim. Tek isteğim şuan birine sarılmaktı. Babama sarıldım. Kendimi bıraktım.
Angelina : B-ben......
Snape : Peki peki. Umbridge'in psikolojini bozduğunu biliyorum sadece intikam istedin değil mi?
Angelina : Evet.
Snape : Peki eşyalarını topla. Seni eve bırakayım. 2 hafta sonra geri alırım.
Angelina : Tamam.

Severus Snape'in Kızı Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin