45.Bölüm

454 25 8
                                    

Profesör Crouch bi süre boyunca yüzü asık gezdi. Derste bana sürekli soru sormayı bıraktı. Her ne kadar bana tuzak kurduysa bile onun üzülmesini istemiyordum. Derslerde 1.sıraya oturdum. Bana pişman olmuş şekilde bakıyordu. Bana bakınca ona gülümsemeye çalışıyorum. Bazen o da gülüyor. Ama geri tekrardan yüzü asılıyordu. Derste daha çok söz istemeye başladım. Başka not gelmemişti. Burdan o kişinin Profesör olduğunu anladım. Percy bu aralar biraz tuhaf davranıyordu. Bi Slytherin kızla beraber konuşuyordu. Beni unutmuş gibiydi. 2 hafta sonra sonunda bahar geldi. Koca bir kış geçmişti. Profesör Crouch baharın gelişini hiç sevmemiş gibiydi. Sanırım ona platonik oluyordum. Ama Percy'i seviyorum. Arada Profesörü ziyarete gidiyorum. Birlikte içip eğleniyoruz. Percy giriş salonunda o kızla otururken izledim. Orayı terk ettim. Profesör Crouch'un odasına gittim. Kapıyı çalmadan şak diye açtım. Profesör Crouch koltukta gömleksiz oturuyordu.
Crouch : Hey! Sana kapı çalmayı öğretmediler mi?
Angelina :..........
Crouch : Angelina? Sen miydin? Bekle üstümü gi-
Angelina : PROFESÖR CROUCHHHH!
Profesörün üstüne atladım. Sarılıp göğsüne başımı koydum.
Angelina : Naber?
Crouch : Eeeeeeee iyi yani. Sen gelene kadar iyiydi. Şuan harika.
Gülümsedim.
Crouch : Sen niye geldin? Ve neden böyle bir giriş yaptın? Normalde gelmezdin?
Angelina : Aslında....... Sorun Percy. Bu aralar beni unuttu sanırım. Bi Slytherinden kızla takılıyor. Slytherinlilerden nefret eder o.
( Gençler vaz geçtim. Aşkım bundan sonra Crouch.)
Crouch : El atmamı ister misin?
Angelina : Hayır. Gerek yok.
Sıkı sıkı sarıldım. O da bana sarıldı.
Angelina : Uykum var.
Crouch : Uyu güzelim.
Gözümü kapattım. Bi kaç saat sonra uyandım. Profesör televizyona bakıyordu. Birinin çıplak göğsünde uyumak harikaydı.
Angelina : Mhmmhmhh!
Crouch : Ha?
Gerindim.
Crouch : Uyandın mı prenses?
Angelina : Evet. Saat kaç?
Crouch : Saat 7 ye çeyrek var. Ben seni yemeğe uyandıracaktım aslında.
Doğrulup oturdum. Boynumu esnettim. Profesör Crouch yutkundu. Yine aynı hatayı yapıp orasına oturduğumu fark ettim. Kendimi biraz öne çektim.
Crouch : Kalk hadi. Aşağı inip yemek yiyelim.
Angelina : Olmaz.
Crouch : Neden?
Angelina : Çünkü kalkamazsın.
Crouch : O nedenmiş.
Kollarımı boynuna doladım ( 50.kez bu cümleyi yazıyorum aq). Kendimi yukarı çektim. Burunlarımızı değdirdim. Profesör bana donmuş halde bakıyordu.
Angelina : Kalkman için ücret vermen lazım.
Gülümsedi. Yanağımı öptü.
Crouch : Yeter mi?
Angelina : Hayır.
Diğer yanağımı öptü.
Crouch : Şimdi.
Angelina : Hayırrr!
Crouch : Peki.
Dudağıma minik bir öpücük bıraktı.
Crouch : Bu yeter mi?
Angelina : Yeter.
Gülüp üstünden indim. Ben önden indim. Giriş salonuna girince şok oldum. Percy hala o kızla konuşuyordu. Birbirlerine çok yakındılar.
Angelina : Percy??
Percy bana bakıp güldü. Kızın çenesini tutup kendine çekti. Dudakları birleşti. Sinirle gözümden yaş akarak onlara ilerledim. Yanlarına gelince Percy'e tüm gücümle tokat attım.
Percy : Ah! Hey! Bu ne içindi!
Angelina : Bu bana ihanet ettiğin için!
Bir daha attım.
Angelina : Bu beni yüz üstü bıraktığın için!
Son tokadımı attım.
Angelina : Ve bu da şerefsizliğin için!
Crouch : Angelina!
Ağlayarak kapıdan dışarı koştum. Bi anda tüm acılarım yüzüme vurdu. Profesör arkamdan geliyordu. Nereye gittiğimi bilmeden ormana koştum.
Crouch : Angelina! Bekle!
Ormana dalacakken Profesör üstüme atladı. Yere düşüp kaldım. Tek çarem kıvranmaktı. Profesör beni sakinleştirmeye çalışıyordu.
Crouch : Şşş! Sakin ol tamam! Geçti! Bana bak!
Yüzümü tuttu. Alnıma öpücük bıraktı.
Ağlamam durdu. Ama hıçkırmam kesilmedi.
Crouch : Şşş! Geçti bak sakin ol! Sarıl bana.
Kollarını bana doladı. Bende ona yapıştım. Ağaca yaslandı. Bi yandan saçımı severek bi yandan hafif hafif sallandı. Arada başımı öptü. Hava soğumaya başlamıştı. Profesörü bırakmadım. Şu an en büyük ihtiyacım birine sarılıp uzun süre bırakmamaktı. Kucağında benimle ayağa kalktı. Şatoya ilerledi. Kapıdan girince sesler kesildi. Herkes bize bakıyordu. Odasına gittik. Koltuğa oturdu. Beni okşamaya devam etti. Ağlamaktan gözlerim ağrımıştı.
Angelina : U-u-uyusam o-o-olur mu?
Crouch : Tabi ki güzelim.
Gözümü kapadım. Bi el başımı sevmeye devam etti. Bi süre sonra uyya kaldım. Profesör beni öperek uyandırdı.
Crouch : Angelina? *öpücük* Uyan bakalım. Yemek vakti.
Gözünü araladım. Hala yorgundum. Yorgun argın oturdum. Profesör yüzümü sevdi.
Crouch : Bi şeyler yemek ister misin?
Angelina : Hayır.
Crouch : Neden ama. Hadi bi şeyler yersin. WINKY!
Profesör ev cinine pek çok yemek türü söyledi. Ev cini yemekleri getirirken beni ayılttı.
Crouch : Uyanmazsan öperim!
Gözüm kapanır gibi oldu. Dudağıma yapışıp geri çekildi. Hoşuma gitti. Bilerek uyuyor gibi gözümü kapattım. Dudağıma yapıştı. Bu defa daha uzun süre durdu. Sonra yine çekildi. Yine gözünü kapattım. Yine öpmeye yanaşınca yüzünü tutup dudaklarımızı birleştirdim. Bırakmadım. Kendini bana bıraktı. İyice onu geri yasladım. Bırakmadan öptüm. Ayrılınca gülümsedi.
Crouch : Bakıyorumda baya uyanıksın Prenses?
Angelina : Öyle Prensim.
Beni altına aldı. Ellerini kenarlara koydu. Beni gıdıkladı.
Angelina : AHAHAHAHAHA YETER! AHAHAHAHAHAHAHAHA!
Crouch : He he bırakmam seni. Asla!
Artık krize girince bıraktı. Winky'nin getirdiği yemeklerden yedik. Bi süre kucak kucağa oturduk. Benim sevdiğim asıl adam buydu. Yaşı bana önemli değildi. Bana süreli olarak Prenses diyordu. Sevdiği şarkıdaki Prensesmişim. (Princessa) Gerçekten benim sevdiğim bu kaba adam beni kimselere vermeyecekti. Odalara çekilme saati gelince beni odama götürdü. Son kez kapıda sarılıp onu öptüm. Kendimi yatağa attım. Olanlar beni heyecanlandırmıştı. Biraz dinlenmek için gözümü kapayınca cama bişey tıkladı. Arkamı dönüp bakınca bi kafa gördüm. Kesilmiş bi kafa. Çığlık atıp üstüme yorganı çektim. Kan içindeydi. Midem bulandı. Kendimi zorla dışarı attım. Panikle koşarak Profesörün odasına gittim.
Crouch : Angelina? Noldu?
Angelina : B-b-bi k-ka-kafa vardı. O-or-orda.
Crouch : Ne kafası?
Angelina : C-ca-camımda.
Profesöre sarıldım. O kafa beni korkutmaya yetmişti. Profesörle odama döndük. Cama bakınca kafayı gördü. Camı açıp eline aldı.
Angelina : K-ki-kimin o?
Crouch : Bilmiyorum. Geri çekil. Kafayı müdüre götürelim.
Kendimi yatağa attım. Yorganı gözüme çektim. Profesör başı alıp gitti. O gelene kadar titredim. Derken cama yeni bir şey atıldı. Yeni bi kafa. Korkarak cama yaklaştım. Aşağı baktım. Siyah kukuletalı biri vardı. Yanında bi çuval taşıyordu. Çuvala elini attı. Yeni bi şey çıkardı. Onu da camıma attı. Çığlık atarak geri çekildim. Profesör yanıma gelip pencereye koştu. Aşağı baktı. Yeni bi kafa fırlatıldı. Yeniden çığlık attım. Profesör camların perdelerini indirdi.
Profesör : Yat. Beni bekle. Bi şey alıp geleceğim.
Yatağa döndüm. Yorganı üstüme çektim. Arkamı döndüm. Kafamın arkasına bi şey geldi. Arkamı dönünce o adam odamdaydı. Kafama çarpan yeni bi kafaydı. Gözleri oyulmuştu. Onu görünce nefesim kesildi. Çığlık attım. Adam koridordan kaçarak gitti. Profesör geri döndü. Beni çığlık atarken buldu. Hızla beni kapıp kucağına aldı. Kapının önünde Umbridge vardı. Bu defa yüzü gerçekten şok olmuştu.
Profesör : Ben Angelina ile ilgilenirim.
Beni odasına taşıdı. Yol boyunca titredim. Odada biri vardı. Beni görünce cübbesinin şapkasını açtı.
Snape : Angelina! Kızım!

Aga kitap kafasını aldı gidiyor. Croucha aşk derken korku filmine döndü.

Severus Snape'in Kızı Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin