22.Bölüm

620 36 1
                                    

Angelina merdivenleri hızla çıktı. İksir odasına girip hazır olan iksirlerin bulunduğu rafa ilerledi. İhtiyacı olan 3 ikisiri kaptı. Tekrar koşarak merdivenlerden indi. Bodrumun kenarına yuvarlanan asasını aldı. Babasının üstündeki kıyafetin önünü açtı. Asasını yaraların üstünde gezdirdi. Yaralar yavaş yavaş kanları içine çekerek kapandı. Angelina gözünden yaş gelerek 1.iksiri açtı. Yaranın üstüne döktü. Eliyle yaydı. Aynısını kalan iksirleri dökerek yaptı. Tekrar yukarı fırlayıp battaniye ve yastık buldu. Aşağı inip yastığı başının altına yerleştirdi. Battaniye ile üzerini örttü. Hıçkırarak babasının başını sevdi. Saat 7'ye geliyordu. Yukarı çıkıp mutfağa girdi. Eli titreyerek zorla yiyecek bir şeyler hazırladı. Masaya tabak çatal koyarken kapı gıcırdadı. Babası kapının önünde ona bakıyordu.
Angelina : Baba!
Snape : Kızım!
Angelina : Senin dinlenmem lazım. Odana git. Ya da hayır salona git.
Snape : Korkma Ahh! İyiyim ben.
Angelina koşup babasına sarıldı. Koluna girip onu salona yatırdı.
Angelina : Yastık...... Battaniye....... Yemek!
Snape : Acele etme kızım bir yere gittiğim yok.
Angelina : Bekle yemek getiricem.
Angelina koşarak mutfağa gidip yaptığı makarnayı tabağa boşalttı. Yanına su koyup tepsiye yerleştirdi. Babasının yattığı kanepenin yanına sehpa koydu. Tepsiyi yerleştirdi. Babasını oturur şekilde kalkmasına yardım etti. Eline tabağı alıp babasına kaşıkla makarna uzattı.
Snape : Neden kızım bana yemek yediriyor.
Angelina : Mızmızlanma sen bana yedirdin.
Snape : İyi peki bugünlük böyle olsun.
Angelina babasına tüm makarnayı yedirdi. Tekrar yatırdı.
Snape : Televizyonu açabilir misin?
Angelina : Tabi hemen!
Televizyonu açıp babasına kumandayı verdi. Uyuyana kadar mutfağı temizleyip okula hazırlanması gereken iksirleri yaptı. Gece 12.30da babası aşağıdan ona seslendi.
Snape : Angelina!
Angelina koşarak aşağı indi.
Snape : Uyku vakti gelmemiş mi?
Angelina saate baktı.
Angelina : Fark etmemişim. Sen burada uyu. Ben iksiri tamamlayıp yatarım.
Snape : Hayır. İksiri yapıp yanıma geliyorsun. Ben seninle uyudum. Sende benle uyuyacaksın.
Angelina : Peki. Sen uyu ben yanına gelirim.
Snape : Duş aldır yhaaa!
Angelina güldü.
Snape : Merak etme benim birşeyim kalmadı. Hadi sen iksirini tamamla.
Angelina yukarı çıkıp yarım saat kadar sonra iksiri tamamladı. Bitince aşağı indi. Babası çoktan horlayarak uyuyordu. Angelina onu uyandırmamak için karşıdaki kanepeye uzandı. Gerindi. Tavana baktı. Koyun saydı. Yıldız saydı. Saat artık 4 oldu Angelina uyuyamadı. Artık gözleri yanıyordu. Gözünü kapattığında babasına saldırdığı anlar aklına geliyordu. Nasıl böyle bi canavar olmuştu? Saat 6 da duş almak için odasına çıktı. Aynanın karşısına geçti. Aynaya bakmasıyla geri çekilmesi bir oldu. Aynada kendine çok benzeyen korkunç bir yaratık vardı. Ağzından kan akarak ona bakıyordu. Angelina gözlerini ovuşturdu. Kendi korkan yüzü vardı. Derin derin soluyarak aşağı kaçtı. Mutfağa girip bi bardak su içti. Tekrar kapıya yöneldi. Kapıda yine ağzından kan akan canavar vardı. Çığlık atıp masanın altına girdi. Cebinden asasını çıkarıp kapıya baktı. Canavar gitmişti.
Masanın altından çıktı. Galiba uykusuzluktan hayal gördüm diye geçirdi içinden. Merdivenlere ilerledi. Merdivenin tepesinde yine aynı canavar vardı. Çığlık çığlığa salona kaçtı. Bu defa canavar babasının tepesindeydi. Odasına kaçtı. Canavar yatağında oturuyordu. Nereye baksa oradaydı. Sandalyesinde oturuyor, dolabın önünde dikiliyordu. Canavar Angelina'ya yaklaştı. Bi anda bi yerden rüzgar geldi. Angelina etrafa baktı. Kayalıklı uçurumdaydı. Canavar Angelina'yı aşağı itti.
Snape : ANGELİNA! UYAN!
Angelina çığlık atarak uyandı.
Angelina : BABA!
Angelina babasına sarıldı. Hüngür hüngür ağladı. Babası yanına oturdu.
Snape : Noldu ne gördün anlat.
Angelina : B-bi c-ca-canavardım. H-her y-ye-yerdeydim. A-ağzımdan k-kan a-akıyordu.
Snape : Tamam tamam geçti. Sen bi canavar değilsin. Bana zarar verdiğin için kendini öyle zannetmişsin. Sadece bir kabus. Hadi sarıl bana uyuyalım.
Angelina tekrar uyuyamadı. Sadece o gece değil hiçbir gece. Odasındaki masa kahve bardaklarıyla doldu. Evdeki tüm aynaları bodruma indirmişti. Geceleri artık odasının kapısını açık tutuyordu. Gündüzleri uykuya daldığında onu uyandırsın diye yarım saate bir çalacak bir saat aldı. Babası ne kadar uğraşsada bu saati hep yanında taşıdı. Sonunda 1 hafta geçti. Angelina'nın gözleri hem kanlı hem morarıktı. Zayıflamıştı. Tüm gün titreyip kahve içerek köşede oturuyordu. Draco ve Pansy onunla evcilik oynamıştı. Babası onlara onu uyutmasını söylemişti ama Angelina her ne kadar evin bebeği bile olsa uyumamıştı. Sonunda babası dayanamadı.
Snape : Angelina gel bakalım.
Angelina oturduğu koltuktan kalkıp babasına yaklaştı.
Snape : Otur bakalım kucağıma.
Angelina : H-hayır. U-uyumamam l-lazım.
Snape : Uyutmayacağım gel.
Angelina kucağına geçti.
Snape : Bunu yaptığım için özür dilerim ama........ Buna mecburum daha fazla uykusuz kalamazsın.
Angelina : N-ne?
Snape : Özür dilerim kızım. Oblivate.
Angelina'nın gözleri yukarı gidip kapandı.

Snape : Bu düello sonrası hiç iyi olmadı bende senin daha fazla uykusuz kalmaman için düello ve sonrasını aklından sildim.
Angelina : Yani ben bi canavar olduğumu rüyamda gördüm.
Snape : Evet. Ama bu rüya senin peşini bırakmayınca yapmak zorunda kaldım. Özür dilerim.
Angelina : Önemli değil.
Baba kız sandalyede sallandılar.

Draco : Eee ilk günkü eğitim için heyecanlı mısın?
Angelina : Dumbledore'a hergün ders almak istediğimi söyleyeceğim. Belki çoktan geç kaldık.
Draco : O rüya değil mi? Görmedin değil mi?
Angelina : Hayır ama görmem lazım. Bir şeyleri anlamam için. Canavar halimi öğrenmem için.
Draco : Aynı rüyayı tekrar görüp uykusuz kalamazsın. Buna izin vermem. Asla. O anlar çok kötüydün. Gülmüyordun. Yaşam belirtin yoktu. Benle bile hatta babanla bile konuşmadın. Zaten bunun için aklından sildik.
Angelina : Emin değilim ama o kayalıkta bir şey olmalı. Babam bana küçükken rüyalardaki yerler kişinin alanıdır veya orada onun için bir şey saklar derdi.
Draco : Boş ver bence bunları. Al omlet ye.
Angelina : Beği sutturmak ivin avzıva zovva sokka. (beni susturmak için ağzıma zorla sokma)
Dumbledore : Evet Çocuklar afiyet olsun. Herkes için önemli bir açıklama yapmam gerekiyor! Bunun için bana 3 dakikanızı ayırırsanız sevinirim!
Tüm salon sustu.
Dumbledore : Teşekkürler! Evet herkes emindir ki hepimizin bir içi birde dışı vardır! İçimiz canavarken dışımız iyi olabilir! Veya dışımız canavarken içimiz iyi olabilir! Veya içimiz ve dışımız aynı olabilir! Bunda önemli olan kötü olan tarafımızı parçalamaktır! Bunu yaparken geçmişe dönmemiz gerekse bile nerede ne yapacağınız ve orada ne saklandığını bulmanız oldukça önemlidir! Unutmayın her kişinin sorununun cevabı kişinin içinde gizlidir! Afiyet olsun çocuklar!
Salon kısa bir süre sessiz kaldı. Herkes bu sözleri anlamaya çalışıyor gibiydi. Daha sonra fısıltılar halinde salon tekrar sese boğuldu.
Angelina : Geçmişe dönmek........ İçindeki canavarı parçalamak......... Her kişinin sorunu içinde......... Yerlerde gizli......... Ne olduğunu bulmak............ Canavar.......... Pençe........ Parçalamak........ Geçmiş......
Draco : Mhmhm ne?
Angelina : Yok bir şey sen tıkınmaya devam et.
Draco : Peki.

Angelina : Parçalamak....... Pençe.....
Pansy : Anladık Angelina! Dumbledore'u bu kadar önemsediğini bilmiyordum.
Angelina : Geçmiş........... Geçmişe dönüş...... Tabi yaaa geçmişe dönüp içindeki canavarı parçalayıp gizemi bulmak. Hahaha! Buldum! Sonunda buldum! Hadi çocuklar derse geç kalıcaz koşun!
Pansy : Eeee onun nesi var?
Draco : Bilmem.
Angelina : E hadi ama.
Draco : Iyi peki geldik hadi.
3'ü koşarak derse girdi.

Severus Snape'in Kızı Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin