23. Bölüm

2.2K 156 88
                                    

BEN GELDİM! BENİ ÖZLEDİNİZ Mİ? <3

Keyifli okumalar! Yorumlarda buluşalım...

---

"Sen, müstakbel kocan, birkaç arkadaş ve ben?"

Mesajını incelerken altında fazlasıyla art niyet olduğunu düşündüğüm bu teklifi her şeyi göze alarak kabul ettim. Baha her fırsatta hayatıma bir darbe indirmeyi başarıyordu ve bana hamle fırsatı vermeden ortadan kayboluyordu. Bu sefer hamle sırası bendeydi.

Yazlık, ince bir kumaşa sahip olduğu için geçen gün aldığım mavi elbisemi dolaptan çıktım. Elbiseyi denemeden aldığımdan derin göğüs dekoltesini fark etmemiştim. Derin bir V şeklinde gelen göğüs kısımları lacivert ve giderek ton olarak açılan maviliği vardı. Boyundan bağlamalı yazlık elbiseye uygun topuklu spor ayakkabıları ayağıma geçirip ve omuzuma bej rengi çanta taktım. Ezra ile gittiğimiz mekânları ve oradaki kadınları düşündüğümde aynadaki yansımam beni tatmin etmedi. Böyle sanki bir şeyler eksik duruyordu ve fazla salaştım. Elbiseyi üzerimden çıkartıp onun yerine neredeyse elbise ile aynı dekolteye sahip siyah, ince askılı crop altına gri, dar etek giydim. Etek dizlerimin yarım karış üzerindeydi. Böylece ince belim ortaya çıkıyordu Saçlarımı sıkı bir atkuyruğu yaptım. Çantayı aynı tutup ayağıma çantamla uyumlu renkte ince topukları giydim. Koyu göz makyajı yapıp dudaklarıma bordo tonlarında ruj sürdüm. Aynadaki yansımama bakarken üzerimdekilerin bedenimi sarışını ve vücut hatlarımı belli edişini sevmiş olsam da içim kararmıştı. Beyazı siyahtan daha çok seviyor, kendime yakıştırıyordum. Böyle olduğumdan çok daha olgun ve ciddi gözükmüştüm. İstediğim de bu görüntü olduğundan hiç görüntümü bozacak bir müdahalede bulunmadım.

Hazırlanmayı bitirdiğimde hava kararmak üzereydi. Çantamı koluma takıp topuklarımı tıkırdata tıkırdata odadan çıktım. Merdiveni inerken Neslihan Hanım'la karşılaştım o da merdivenlerden yukarı çıkıyordu. Beni baştan aşağı süzdü sonra da kaşları havalandı. Bir şey söyleyecekken dudaklarını hafifçe kendini susturmak istercesine için çekip başıyla selam verdi. Ona gülümseyerek selam verdim.

Yavuz'u aramaya salondan başladım. Salondan çıkıp bahçeye çıktığımda onu telefonla konuşurken gördüm. Sanki onu aradığım sezmiş gibi bahçeye adımımı attığım anda başını çevirip bana baktı. Beni süzdükten sonra onun da az önce Neslihan Hanım'da olduğu gibi kaşları havalandı. Ben yanına doğru yürürken o da bana doğru geliyordu. Ortada buluşana kadar telefon görüşmesini sonlandırdı. Telefonunu kumaş pantolonun cebine attı.

Alt kuyruğumu arkadan alıp omzumun üzerinden öne doğru çekip "Nasıl olmuşum?" diye sordum gülümseyerek.

Bakışlarını kaçırdı. "Belki üzerinize bir şey almak istersiniz? Akşamları serin oluyor."

Başımı salladım "Hiç sanmıyorum zaten arabayla gidip gelmeyecek miyiz?" diyerek parmağımın ucuyla garaja doğru işaret ettim. Arabayla gidecek kapalı bir mekanda zaman geçirecek ve arabayla dönecektik.

Başını belli belirsiz salladı onu huzursuz eden bir şey varmış gibi "Ne? Sorun ne?" diye sordum.

"Hiç sadece bu akşam başım belaya girecekmişim gibi hissediyorum." dedi hem tedirgin hem de düşünceli bir şekilde. Bu tepkisine güldüm. "Hiçbir şey olamayacak!" derken beraber arabaya yürümeye başladık. "Telefonum." diyerek ona elimi uzattığımda elini cebine attı.

Sırıtarak "Fotoğraf çekinmem lazım." dedim.

"Fotoğraf konusunda pek emin değilim, özellikle de bu halde."

Sözleriyle bir anda yüzüm düştü. Başımı çevirip ona baktım. "Anlayamadım? Ne varmış halimde?" diye sordum. Ben yürümeyi kesmişken o sürdürüyordu. "Bir soru sordum!" dedim gayet ciddi bir ses tonuyla. Arkasını dönüp bana bakıyordu ki bir anda durdu ve arkamdaki başka bir noktaya gözleri takıldı. "Ce-Celal Bey!" dedi.

Bestenigar #Watty2022Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin