18. Bölüm

2.4K 192 150
                                    

10K olmuşuzzzz...  ❤️ Desteğiniz için hepinize ve  srp1ii 'e teşekkür ederim. ❤️

Yukarıda bir şey denedim Berşan ve Ezracığıma ama sanırım tam olmadı ahahahah

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Yukarıda bir şey denedim Berşan ve Ezracığıma ama sanırım tam olmadı ahahahah. Medyaya da bir şarkı bıraktım. 

Keyifli Okumalar! Sınır koymak istemiyorum lütfen oylarınızı ve yorumlarınızı eksik etmeyin.

Demir parmaklıkların ardında volta atarken içimden şuraya diz çöküp çığlık çığlığa bağırmak geliyordu ama tek yaptığım şey yürümek ve aynı hücre içerisinde tıkıldığım kapkaçının muhabbetlerine kulak misafiri olmaktı. Buraya ilk konduğumda yaklaşık on kişiydik ve diğerleri suçsuz bulunup salınmıştı. Kala kala dört kişi kalmıştık ve saatlerdir bu çene bazları çekmek zorundaydım. Bir de siyasi suçlardan yakalanmış biri vardı. Bebek yüzlü, çocuk diyebileceğim görüntüye sahip adam sosyal medya hesabında devlet başkanını eleştirdiğinden benimle aynı hücredeydi. Adam etrafa ürkek gözlerle bakıyor ve kendini bizden korumak için nezarethanenin bir köşesine sinmiş başını ellerinin arasına almış oturuyordu. Aralarında kendimi süper suçlu gibi bir şey hissediyordum. Dördüncü defa sorgulanmak için çağırılmayı bekliyordum. Zoya'ya haber vermiştim o da konuşmadan önce avukat istemem gerektiğini söylemişti ama bu çok geçti. Onlar her şeyi biliyordu, kimliğimi araştırıyor olmalılardı. Adamın ve soyadımın kayıtlara geçmemesi tek umudumdu. Böylelikle hem var hem yok olacaktım. Biri beni bulamayacaktı ama bir kimliğe de muhtaç olduğumdan beni daha az suçlayacaklardı. İkinci sorgulamada saatlerce bana sahte kimliğimle ve sahte kimlik çıkartmakla ilgili bir ton soru sordular, sicilimi kontrol ettiler ve yavaş yavaş sonumu hazırlıyorlardı. Bir polis memurunun yaklaşmakta olduğunu görünce adeta parmaklıklara yapıştım. Acıkmış ve susamıştım, işe gidememiştim... Burada daha ne kadar süre kalacaktım? Gün yüzü göremediğimden zaman kavramını yitirmeye başlamıştım.

"Beni daha ne kadar burada tutacaksınız?" diye sordum.

Etrafta bakabileceğim bir saat daha yoktu. Eşyalarıma el konulmuştu. Ceketim bile alınmıştı ve burası soğuktu, üşüyordum. Başımı parmaklıklara yaslayıp "Acıktım!" diye sızlandım.

Polis memuru beni duymazdan geldi, bu tarz söylemlere alışkın olduğundan duyarsızlaşmış olmalıydı. Empati yapmanın sırası değil, açlıktan midem karnıma yapışmak üzereydi. Başımı birkaç defa tuttuğum temiz parmaklıklara yaslayıp vurdum sonra da ayağa kalktım. "Sanki adam öldürdüm. Saçmalığa bakın adam beni taciz ediyor ama ben adama fiziksel zarar verdiğim için suçlu ben oluyorum çünkü onun bana verdiği zararı ispatlayamıyorum! Keşke o şişeyi şah damarına saplasaydım." diye söylenerek yürümeyi sürdürdüm. "Saçmalık! Rusya'da adalet sistemine ne oldu ha?" diye boşluğa doğru bağırdım.

Kapkaççı kadınlardan biri, "Sonun onun gibi olmasını istemiyorsan kapa çeneni!" diyerek nezarethanenin köşesindeki adamı işaret etti. Sonunun hepimizden daha kötü olacağını söyleyip duruyorlardı. Alt tarafı bir fikirdi ama eylemden daha çok suçlu bulunuyordu.

Bestenigar #Watty2022Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin