19. Bölüm

2.3K 190 160
                                    

Keyifli Okumalar! Yorumlarınızı merakla bekliyorum. ❤️

***

Öyle bir cehennemdi ki burası bana Rusya'daki hapis hayatımı mumla aratıyordu. Orada evin içerisinde gezebiliyordum ama burada odadan bile rahat çıkamıyordum. Odanın içinde turlarlarken can sıkıntısından delirmek üzereydim. Tırnaklarımı kemirirken açlığa daha fazla dayanamayarak odadan dışarı fırladım. Saat bire geliyordu. Dün akşamki tatsız yemekten sonra bugün kahvaltıya inmemiştim. O, biricik adamı ve sürpriz yumurtadan çıkar gibi ağabeyim olduğunu iddia eden oğlu beraber bensiz rahat rahat kahvaltı etmişlerdir. İki büyük ihtişamlı korkuluğun arasındaki taş basamaklardan ağır ağır indim. Evin içerisinde iki kadın temizlik yapıyordu. Biri toz alırken diğeri yerleri siliyordu. Yanlarından geçerken "Kolay gelsin." dedim.

"Mutfak ne tarafta biliyor musunuz?" diye sordum bana yakın, elinde toz bezi olan esmer kadına. "Şu tarafta kalıyor, düz devam edin göreceksiniz." dediğinde teşekkür edip tarif ettiği yere doğru yürüdüm.

Burnuma gelen hoş yemek kokuları ve kulağıma çalınan sesler mutfağa yaklaştığımın habercisiydi. O seslerin içerisinde tanıdık bir sesle yavaşladım. "Şımarık veledi gördünüz mü, hâlâ uyanamadı prenses hazretleri." dedi, kinayeli bir sesle. Bu ses dün beni odama çıkartan sonra da tiz bir sesle beni akşam yemeğine inmem için uyandıran kadının sesiydi. Bu tizlikte bir ses kolaylıkla diğerlerinden ayırt edilebilirdi. Konuşmaları duyabilmek için yavaşladım ve kapının birkaç adım önünde durdum.

Kulağa daha olgun gelen bir ses ona cevap verdi. "Aman bırak uyusun işte kız yoldan gelmiş."

"Dün Celal Bey'e posta koymuş duydunuz mu?" Bunu söyleyen diğer ikisinden farklıydı.

"Duyulmayacak gibi değildi ki kız evi inletti. Daha ilk günden babasının suratına katilsin, dedi." Olgun olduğunu düşündüğüm kadın söylemişti bu sözleri. Beni görmemeleri için kapının önünden birkaç adım daha geri çekilip konuşmalarını duyabileceğim yerde bekledim.

"Eee Celal Bey ne dedi, onu duydunuz mu?"

"Hiçbir şey demedi onun yerine Baha Bey ağzının payını verdi kıza!"

Dişlerimi sıktım, ağzımın payını vermişmiş...

"Yani kız da haklı bir yerde," genç olanın bu sözleri mutfaktaki diğer kadınlar tarafından "Şttt!" laflarıyla susturuldu. "Sen delirdin mi, sana kimin mutfağında çalıştığını unutuyorsun herhalde!" dedi, dün gece beni odama çıkartan kadın, adı bir türlü aklıma gelmiyordu. Neriman mı demişti, Neslihan mı? Adının bir önemi yoktu, ona bu laflarını yedirttikten sonra.

"İyi tamam sustum, zaten şu biberleri nereden aldıysanız doldur doldur bitmiyor."

Muhabbet bittiğinde boğazımı temizleyerek mutfaktan içeri girdim. Duyduklarım bana yetmişti şimdi sıra kimin ne söylediğini çözmekteydi. Mutfaktan içeri girdiğim anda dört kadın gördüm. İki kişi tezgahın başında biri ocağın başında biri de yemek masasında oturuyordu.

Geçen ay tüm Harry Potter serisini Rusça izlemiştim. Benim adını hatırlamadığım lakap olarak kendisine görüntüsüne de oldukça uygun olduğunu düşündüğüm Dolores Umbridge masada oturuyordu. Ona bundan sonra içimden Dolores Umbridge diyecektim. Kişilik olarak da onunla denk düşeceğini hissediyordum. "Berşan Hanım, günaydın." dedi, tatlı sahte bir tebessümle.

Bestenigar #Watty2022Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin