Sansın gözünden
Friskle beraber eve geldik.
Eve adım attığımız anda Chara ve Asrieli fark ettik."Hey aşk kuşları nasılsınız?" Dedi Chara gülerek.
"Hey . Biz iyiz ama aşk kuşunuı siz daha iyi bilirsiniz ." Dedi Frisk gülerek .Charanın yüzü düştü. Gözlerini kıstı ve konuştu.
"Frisk. Yapma. Annem." Dedi sadece.
Ben anlamasamda Frisk deli gibi gülmeye başladı.
Ama Asrielin ve Charanın domatese dönmesi bana herşeyi açıkladı .Bende istemeden sırıttım.
İşte tam bu sırada babamı gördüm.
Burda ne işi var ?Onun yanına gittim.
"Hey Baba. Erken dönmüşsün." Dedim .
Babam ilk başta tepki vermedi . Ciddi şekilde derin düşünüyordu.
Onu dürttüm.
"Babaaaa." Dedim .
Babam irkilerek kendine geldi ve az kalsın bilgisayarını düşürüyordu.
Onu havada yakalayıp bana baktı."Sans. Korkuttun beni ." Dedi sakinleşerek.
Onun yanına oturdum ve bu sırada bilgisayardaki yükleniyor yazısı dikkatimi çekti.
"Bu ne baba ?" Dedim bilgisayardaki yazıyı göstererek .Babam bana baktı ve yine düşünceli bir hal aldı.
"Emin değilim . Bu gün semineri erken bitirdim . Gelirken ormandan geçme kararı aldım ve yaralı bir kızın kardeşi için kendi yaralarını sardığına tanık oldum . O kız benim için fazla şüpheliydi. Tek bildiğim bu kızı izleyebileceğim. Yani eğer ormandaki kameraya denk gelirse " dedi babam .Bı sırada bilgisayar yüklemesi tamamlandı ve birçok kamera açıldı.
Bir süre boş ormanlık alanlar gözüktü . Ama sonra babam direk bir görüntüyü büyüttü.Bir dakika. Bu o kızdı.
Ben şaşkınlığıma engel olamadım.
"Baba. Bu kız . Bu kızı biz Friskle gördük. Friskin dediğine göre onun acısını hissedebiliyor muş . Bu kızda cidden birşeyler var." Dedim hemen.Babam düşünceli bir şekilde kameraya baktı .
Kamerada kız ağaca yaslanıp uyurken diğer küçük iskelet sırt çantasını kızın başına gelicek şekilde ayarladı ve onu yatırdı.
Sonra kendiside onun kolunun altına girdi ve orda uyumaya başladılar.Babam bana baktı. Bende ona.
"Düşündüğüm şeyimi düşünüyorsun ?" Dedim .
Babam başını salladı.
"Büyük ihtimalle. Hadi gidelim. " dedim ve hala Chara ile konuşan Friskin yanına gittim."Frisk hadi gidiyoruz . Chara Asriel sizde gelin yolda üçünüzede anlatacağım . " dedim ve geri dışarı çıktık.
Onlarda benimle beraber geldiler .
Birkaç uzun dakika sonra
Papayrusun gözünden
Uyandığımda Friskin hala uyuduğunu gördüm .
Yavaşça ayağa kalktım .
Etrafıma bakındım.Burası çok güzeldi . Özellikle ormanı.
Birçok yer gezdim ve sanırım burası Outertaleden sonra ikinci en güzel yer.Bir dakika . O da ne ?
Birden küçük bir ışığın yanıp sönmesi dikkatimi çekti.
Bu nasıl bir şey .Birden bu şey kıpırdadı ve bize odaklandı .
İşte şimdi biraz paniklemeye başladım.
Hemen Friski uyandırmaya çalıştım.
"Frisk. Frisk uyan. Sanırım biri bizi izliyor." Dedim ama o sadece mırıldandı.Ben ona bir süre öylece baktım.
Sonra o alete birdaha baktım .
Paniklemem yükseliyordu.
Birden Friske bağırdım .
"FRİSK !!!" Dedim ve yanlışlıkla yarasına vurdum.Frisk acıyla bir nefes alıp oturdu ve iki büklüm olup tısladı.
Ben korkarak ona baktım.
"Ben üzgünüm. İsteyerek olmadı. İyi misin ?" Dedim yavaşça onun koluna dokunarak.Frisk derin derin nefesler aldı ve bana bakıp konuştu.
"Evet . İyim. Sadece lütfen birdahakine dikkatli ol. " dedi ve yine sessiz kaldık.
Ama sonrasında Frisk konuştu.
"Beni neden uyandırdın?" Dedi merakla.Ben konuştum.
"Bir şey bizi izliyor. Küçük kırmızı ışığı yanıp sönüyor ve sanki birşey arar gibi harekete dönüyor.
Ve birde içinde birşey büyüp küçülüyor." Dedim.Frisk bir süre olayları anlamaya çalıştı .
Ama birden sessizliğin içinde yankılanan bir çıt sesiyle Frisk bir noktaya baktı."Si*tir." Frisk kalkanı kaldırdı ve çantayı sırtına takıp benide kucağına alıp koşmaya başladı.
Biz kaçarken bazı bağrışmalar duyduk ama pek anlamadım .
Frisk beni taşırken bacağımda bir sıcaklık hissettim .
Oraya bakmaya çalıştım. Birden kırmızı birşeyin Friskin kıyafetlerini ve benim iskelet bacağıma bulaştığını gördüm.Tam Friski uyarmak üzereydimki birkaç kemik bizi son anda sıyırdı.
Frisk bir kez daha konuştu.
"Lanet olsun. Sıkı tutun Pap." Dedi ve bir gölün yanından geçerken ne yapacağını anladım.Ona koala gibi sarıldığım anda o iki elinide benden çekti ve suyu büküp sırtına iki tane kanat yaptı ve bana geri sarılıp havalandık.
Frisk uçmaya başladı ve çıkabileceği en yüksek noktaya kadar gitmeye çalıştı.
Ama kemikler bizi ordada bırakmadı .
Bu sefer birde parlak şeylerde bize eşlik ediyordu.
Frisk havada en azından daha rahat hareket ediyordu.Birden o sesi yine duydum.
"Hey. Lütfen yanlış anladın. Sana zarar vermeyeceğiz lütfen sadece aşağı gelin ve konuşalım. " dedi yüzünde çatlak olan bir iskelet.Frisk ona bir süre baktı .
Ben o anda birşey fark ettim.
Küçük bir kemik Friskin kanadına doğru geliyordu.
"Frisk dikkat et !!!" Dedim hemen.
Frisk arkasını döndü ve son anda kemikten kaçtı.Ama bu dikkat dağnıklığı bir çok kemik , ateş ve kırmızı bıçakların kanatları delip geçmesine neden oldu .
Frisk ve ben düşmeye başladık .
Frisk beni sıkıca tuttu ve birden kendimizi sert zeminde bulduk.Ben onun kollarından yuvarlandım.
Ve duvara çarpıp durdum .
Sonraki görüşüm biraz bulanıklaştıAma kendime hemen geldim.
Kendimi zorla ayağa kaldırdım ve yerde yatan Friske koştum.Onun başını ellerime aldım.
Onu öyle görünce çok korktum. Başında ve karnında kan vardı . Çok fazla kan.Tigrel sesimle konuşmaya çalıştım.
"Frisk. Frisk uyan. Frisk . Lütfen . Abla ." Artık ağlıyordum. Göz yaşlarımı tutamıyordum.Ben orda çaresiz hissederken birden ayak sesleri duydum.
İzin vermem .
Birden heryere kemik ve blasterlerle doldurdum.
Gözlerimden yaşlar akıyordu ."Sakın kıpırdamayın. " dedim sinirle.
Birden Friske benzeyen bir kız sakince bana yaklaşmaya çalıştı.
"Tamam. Sakin ol. Size zarar vermeyeceğiz. " dedi bana yavaşça gelirken.Ben birkaç kemikte onun çevresinde sardım . Artık titremeye başladım.
"Yaklaşma !!!!! Rahat bırakın bizi . O benin ablam. Kimse onu benden alamaz !!!!!" Dedim bağırarak .
O ise kemiklere takmadı ve konuşmaya devam etti."Tamam sakin. Bak ne yaşadınız bilmiyorum ama bırak ablana yardım edelim. Onu hissedebiliyorum. Yavaşça içimde bir parçanın yok olduğunu hissedebiliyorum. Lütfen . Bize yardım et." Dedi .
Ben dahada titriyordum .Gözlerim yerde yatan Friske gitti.
Ben artık ne düşünmem gerektiğini bilmiyordum.
Birden sinirle bütün kemikleri yere fırlattım.
Bu hareket çok büyük bir yanlış oldu.Başım dönmeye başladı.
Ve birden karanlığa gömülürken gördüğüm son şey o kişinin bana koşuşu. . .
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kör Gözler
ActionKararlılık. Dünya üzerindeki en güçlü ve sadece tek bir kişide bulunan özel bir ruh. O ruh olmadan dünyada denge sağlanmaz . . . Peki eğer cidden bu ruh değerliyse her boyuttan kararlılıklar birleşse ne olur ? Friskin canavarları özgür bırakmış o...