26. Bölüm

23 2 3
                                    

Sansın gözünden

Friske hazırlanması için yardım ediyordum .
Bu bir ayrılık mı bilmiyorum.
Gerçi şu sıralar hiç bir şeyi bilemiyorum .

Heh .
Ben yavaşça Friskin yanına geldim .
Yüzüne bakınca onunda dalmış olduğunu gördüm.
Yavaşça omzuna dokundum .
"Aklındaki şeyi söylemek ister misin?" Dedim yavaşça.

Frisk bana baktı ve gülümsedi .
Başını yavaşça salladı ve beraber yatağa oturduk.
Ben sadece ona bakıyordum.
Bir süre sessizce kaldık .
Ama sonrasında Frisk konuştu.

"Sen. Düşündüğüm sensin . Benim için ne kadar değerli olduğun. Şakalarının her zaman beni güldürmesi . . . Ya birdaha olmazsa ." Dedi yavaşça .
Birden ona bakakaldım. Böyle birşey diyeceği aklımın ucundan bile geçmezdi .

Yavaşça ona doğru eğildim.
"Frisk. Böyle birşey olmayacak . Sana söz veriyorum . Tekrar beraber olacağız. Hatta belki bizde gizli ve uzak bir gezegende yaşarız ." Dedim biraz kızararak .

Frisk bana bakıp gülümsedi.
"Demek öyle. Ben senin bu kurtarma işlerini seviyorsun sanıyordum ?" Dedi gülerek.
Bende güldüm.
"Eh. Benim gibi hareket etmeyi pek sevmeyen bir iskelet için fazla ." Dedim. Ama sonrasında Friskin ellerini tuttum.
"Hem . Senin dizlerinin üstünde uyumak daha keyifli." Dedim birden.

Frisk birden hafifçe güldü . Sonrasındada kollarını bana sardı .
"Seni şapşal kemik torbası ."dedi omzumun içinden .
Bende ona sarıldım ve bir süre sadece böyle kaldık .

Kapı çalınana kadar öylece birbirimize sarıldık.
Kapı çalınınca ayrıldık. Tam o sırada E.Frisk gözüktü .
"Şey. Birşeyleri bölmedim değil mi ?" Dedi yavaşça.
Ben konuştum.

"Hayır. Bir sorun mu var?" Dedim yavaşça.
E.Frisk başını olumsuz anlamda salladı.
"Gitme zamanı geldi . " dedi sadece .
Biz başımızla her o ne kadar görmesede onayladık ve çantayı kapatıp odadan çıktık.

Dışarıya çıkınca Papy ve S.Charanında hazırlanmış olduğunu gördük.
İnk bizim yanımıza geldi ve birşey demeden bir portal açtı.

Portala atladık .




Portaldan geri çıkınca bir bahçe daha doğrusu kocaman bir orman içinde kalan bir eve geldik.
İnk kapıyı tıklattı.
Kapıyı bir iskelet açtı . Bir gözü glitchli bir hali vardı.
Boynunda kırmızı bir atkı ve beyaz bir hırkası vardı.

Kapıyı açınca biraz şaşırdı . Ama sonrasında gülümsedi.
"İnk. Merhaba ." Dedi ve İnke sıkı sıkı sarıldı.
İnkde aynı şekilde sarıldı .

Onlar ayrılırken birden gözleri bizi buldu. Gülümsedi.
"Anlaşılan işler sıkıntılı ." Dedi .
İnk anlatmak için ağzını açmıştı.
Ama birden içeriden kalın bir ses geldi .
"Kim geldi tatlım ?" Dedi ve kapıya bir tür elbiseye benzeyen kapüşonu ve gözleri simsiyah olan bir iskelet çıktı.

Bakışları direk bize kaydı.
Sonra yine İnke baktı.
"Bir gün gelip şu savaş bitti diye ne zaman diyeceksin ?" Dedi gülerek.

İnk güldü .
"Üzgünüm dostum. Ama mağlesef bu sefer sizin yardımınız lazım." Deyip Frisk ve S.Charayı alıp öne itekledi.
"Frisk ve S.Charanın saklanmaları lazım . Ciddi bir savaş olacak gibi . Onlar güvende kalsalar iyi olur." Dedi İnk .

Kırmızı atkılı gülümsedi .
"Oh. Hadi gelin o zaman . Bu arada ben Geno. Ve şu arkamda ağzının suyunun akmasını zor engelleyen kişide Repar." Dedi gözlerini devirerek.

Repar bize baktı.
"Bir şey mi kaçırdım ?" Dedi .
Biz engel olamadan gülmeye başladık.

Gülmelerimiz dinince kızlar içeri girdi.
Bu sırada E.Frisk yavaşça Genoya yaklaştı.
"Şey. Onu görebilir miyim ?  " dedi yavaşça .
Geno ona şevkatle baktı.
"Şu anda uyuyor . Ama istersen yanına gidebilirsin. " dedi Geno .
E.Frisk direk içeri geçti .
Arkasından Papy , ben ve İnkte girdik .

Geno kızlara odalarını gösterirken E.Frisk başka bir odanın kapısını açtı .
Ben o an onun girdiği odanın kapısına yürüdüm.

E.Frisk bir çek yatta yatan  minik bir iskeletin yanına oturdu.
Bir dakika.
Bu Papayrus değil mi ?
Burda onun ne işi var ?

E.Frisk yavaşça onun başını okşamaya başladı.
Yüzünde her ne kadar oda karanlık olsada bir gülümseme belli oluyordu .
Bu sessizlik bir süre daha devam ettikten sonra bir inleme duyuldu küçük iskeletten. 

E.Frisk hemen elini çekti.
Bu sırada Papayrus yavaşça yorgun gözlerini açıp mırıldandı.
"F-frisk?" Dedi yorgun sesiyle.
E.Frisk onun başını okşadı.
"Şşşşşş.  Benim Pap . Nasılsın?" Dedi yavaşça ona yaklaşarak.

"İyi. Ama sen olmayıncada çok sıkıcı." Dedi Papayrus .
E.Frisk alnını onun kemikli alnına dayadı .
"Sana söz veriyorum. Bu işler bitince yine yanında olacağım. Ama o zamana kadar lütfen . . . Birazdaha burda kal." Dedi E.Frisk ve onun anlına bir öpücük bıraktı.

Papayrus ona baktı.
"Söz mü ?" Dedi çocuksu masumluğuyla.
E.Frisk hafifçe güldü.
"Söz veriyorum . İskelet sözü hatta." Dedi ve onun serçe parmağıyla kendi serçe parmağını tuttu .

Papayrus ona gülümsedi ve geri uykuya daldı.
E.Frisk de kalkıp odadan yavaşça çıktı.

Ben geri çekilirken o dışarı çıktı ve bakışları beni buldu.
"Ne gördüğünü biliyorum . Bir ailemi kaybettim . Birini daha kaybetmem . Bu böyledir . Değişmezde. " Dedi ve yanımdan geçti .

Bende onun bu dediklerine dikkate alarak dışarı diğerlerinin yanına çıktım.
  

Kör Gözler Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin