13. Bölüm

44 5 21
                                    

Yarım saat sonra

Geri eve gelince ilk işimiz Papyi ve S.Charayı ısıtmak oldu.
Kim bilir o karın altında ne zamandır varlar .

Ben bütün odunları ve İnkin yarattığı şömineleri yaktım.
Içeride çok fazla sıcaklık oluştu.
Ben sıcağa gelebilen bir insan değilim bu yüzden dışarı çıktım.

İlk başta kendimi odama kapatmaya planlıyordum.
Ama sonra onun yerine odama gittim ve bir çekmecemi açıp ordaki tek yünlü kazağı alıp giydim .

Bu siyah kazak benim ihtiyacım olacak tek şeydi .
Sonrasında bir tane örtü alıp Friski aramaya başladım.

Onu mutfakta buldum .
Masada yine metal birşeyle oynuyordu.
Onun yanına gittim ve dikkatlice seslendim .
"Frisk?" Dedim .
Frisk hareket etti.

"Oh . Evet E.Frisk . Birşey mi oldu ?" Dedi Frisk. Hala biraz korkuyordu.
Ona gülümsemeye çalışıp konuştum.
"Benimle gel. En azından bir açıklamayı hakediyorsun." Dedim ve onu dışarı çıkarttım.

Malikaneden çıkıp dağa yöneldik.
Oraya varınca yağmur tüm şiddetiyle bastırıyordu.

Ben yamur olan kısma oturdum ve suyu dondurup kâr yaptım  Friskde yanıma otururken bir süre bekledim.

Ama soru ondan çıktı.
"O fotoğraf sana ne ifade ediyor?" Dedi Frisk.
Ben derin bir nefes aldım .

"Çok şey . Hemde çok şey ." Dedim .
Sonrada konuşmaya devam ettim.
"Ben yer yüzünde yaşarken beş yaşındaydım. Herkezin benden ümidi vardı. Eh altı aylıkken konuşmaya başlayıp bir yaşında yürümeyi söken bir bebekten ne beklenir .
Ama benim bir bükmem yoktu.
Herkez hangi element olacağımı merakla beklerken ben hiçbirşey hissetmedim .
O gün bütün ünüm yok oldu.
Yaşıtlarımdan çok üst düzey düşünüyordum.
Ama bu artık bu büyük birşey değildi .
Annemin yüzündeki hayal kırıklığına dayanamadım . Ve kendimi yeni hayatıma attım. "
Biraz durdum .
Daha ağlamasamda rahatsız olmaya başlamıştım bile.

"Sonraki belki on dört yaşıma kadar olan süremi keçi annemde geçirdim .
Ve onun çocuklarıyla .
Ama bir gün merakıma yenik düştüm ve dışarı çıktım.
Ben kendi Sansımla öyle tanıştım .
Çok iyi arkadaştık .
Kendisi suyu yönetebiliyordu.
Benim bükmem yoktu.  Bana yardım etmeye bile çalıştı . Ama olmadı .
Neyse . Annem ikna oldu bu sürede. Bende sürekli Sansımla takılmaya başladım .
Ondan asla ayrılmak istemedim .
Ona sırılsıklam aşık olmuştum resmen . Ama on dört yaşındaydım . O ise benden iki yaş büyüktü.
Sürekli benden daha iyisine layık olmalı diyip durdum .
Ama doğum günümde bana verdiği hediye herşeyden güzeldi ."
İşte şimdi gözlerim sulanmaya başlamıştı .

"Peki neydi ?" Dedi Frisk .
Ben yüzümde hissettiğim karla devam ettim.
"Tutkulu bir aşk öpücüğü . " dedim .
Derin bir nefes aldım . Sakin kalmalıyım.

"O gün birşey oldu. Olmayan güçlerim gelmişti. Hemde sıradan bir şey de değil . Tam tamına dört elementide kontrol edebiliyordum.
İşte o zaman herkez bana yardım etti.
Asla unutmam.
Ateşi Charadan
Toprak undayneden
Hava Papayrustan
Ve su da Sansdan.
Kısa zamanda işi kaptım .
Ve belkide o günler benim için çok güzeldi .
Bir senem böyle geçti .
Mutluydum . Yer altında .
Ama bir gün . . ."
Sesim titremeye başladı .

"Çok kötü şeyler oldu." Dedim gözümden bir yaş akarken .

__________________________________

Sansla beraber koşuyorduk .
Bütün arkadaşlarım ve ailem bizim kaçmamız için bize zaman tanıdılar.

Ve onlara ne olduğu hakkında en ufak bir fikrim yok .
Biz koşarken Sans beni kucağına aldı ve sırtında iki kanat yaratıp havalandık .
Hızlıca yükseldik.
Ama birden kanatlara giren kemik ve dokunaçlar nedeniyle yere düştük.

Ben yere düşünce sırtım çok acıdı . Ama saçımın sertçe çekilmesi daha beter oldu .
Birden iki kol saçımı bırakıp sırtımdan beni tuttu.

"Hey . Bırakın onu !!!" Sansın sesini duymamla başımı çevirdim .
Sans diğer iki iskelet arasında çırpınıyordu.
Bende çırpınmaya başladım .

"Bırakın onu . Derdiniz benimle değil mi ? Beni alın ." Dedim . Ama birden ağzımı bir dokunaç sardı .
Balçığa benzeyen iskelet benim ağzımı bırakıp Sansın arkasından bana gülümsedi.

"Oh evet bırakıcam tabiki . Ama ÖBÜR TARAFA ." dedi ve görmek asla istemediğim bir şey yaptı.
Dokunacı Sansın göğsüne girdi ve geri çıktı.
Sansın sweatshirtinde biraz kan çıktı .
Sans bana baktı .
Sonrasında buruk bir gülümsemeyle gözlerindeki parıltı gitti ve toza döndü .

Benim için zaman durmuştu .
Gözlerim musluk oluyordu.
Bu olmadı . Olmasın. Sevdiğim adam gözlerimin önünde gitmedi . O beni düşerken tutan . Bana gülen yüzüyle bakan . Gitmedi . Bu bir şaka olsun . Lütfen bu bir şaka olsun .

Ama değildi
Ne tozlar düzeldi nede kıyafetin cansız hali .
Birden tüm gücümle çığlık attım.
Acıyordu.   
Canım çok acıyor.
Ruhumdan gelen parçalanma acıyordu.

Ayaklarımın altında titremeler vardı olsun.
Başıma yıkılsın daha fazla acı çekmem en azından.

Ama birden biri bana sarıldı .
Birden dondum kaldım.
Ama sonrada o kalın sesi duydum.

"Tamam . Anlıyorum. Sevdiğin birinin gitme acısını . Asla görmeseydim dediğin türden acılar. " dedi ve beni sertçe yere yapıştırdı .
Onun şeytani gülen yüzüne bakıyordum.

Birden kollarımı  ve bacaklarımı iki kişi tuttu ve beni sabitlediler .
İskeletin gülmesi büyüdü.

"Ama merak etme . Bu isteğini yerine getireceğim. " dedi ve eline bir bıçak aldı ve gözüme doğru yaklaştırdı.

Sonra yaşanan tek şey çığlıklarımın doldurduğu bir orman .
Acıyor.
Ama gözüm . Göremiyorum.
Diğer gözüm kıpkırmızı .
Acıyor.

Ben derin bir nefes alırken o deli gibi kahkaha attı.
Ve kahkahaları arasında diğer gözüme de bıçağı sapladı .
Çığlık çığlığa birdaha bağırdım .

Onun kahkahaları eşliğinde. . .

__________________________________

Ağlamalarıma engel olamıyordum.
"Nasıl kurtuldum bilmiyorum. Sadece bayıldım ve Star sanseslerin evinde uyandım ." Dedim

Frisk hiç kıpırdamıyordu.
Ama birden bana sıkı sıkı sarıldı.
Ben neye uğradığımı şaşırdım.

Ama sonra sadece ağladım . . . 

   
    

Kör Gözler Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin