7. Bölüm

46 7 10
                                    

"Nerdeyiz biz ?" Dedim yeni olan bu çevreye bakarak.

Öncelikle heryer yumuşak bir toz kırmızısıydı.
Etrafta onun dışında hiçbir şey yoktu.
Tek birşey dışında .

Bir tür bara benziyordu . Grillbynin yerine çok benziyordu.
Sadece daha koyu ve daha fazla meşalesi vardı .
Sansla birbirimize baktık.
"Başka çaremiz var mı ?" Dedim .
Sans bana baktı .
"Anlaşılan yok. Hadi gidelim ." Dedi ve benide ayağa kaldırıp bara ilerlemeye başladık.

Bara girince bir çok garip görünüşlü canavar gördük.
Hepsi biz kapıyı açmamızla bize odaklandı.
Içerde bir sessizlik oldu .
Biz yavaşça içeri girdik.

Bir sandalyeye oturduk ve öylece etrafa baktık.
Belkide beni asıl rahatsız eden şey bütün garip görünüşlü canavarların bana bakması.

Sansın elini masanın altından tuttum ve sıktım.
O da etrafa sinirli bakışlar atıyordu . Aynı zamanda da masanın altından elimi sıkıyordu .

Bir süre bu şekilde bekledik.
Ama bu masanın çevresinde dolanan canavar sayısı artmaya başlayınca dahada rahatsız oldum.

"Sans . Bence gitmeliyiz ." Dedim .
Sans benim rahatsız olduğumu anladıki oda başını sallayıp kalktı.

Tam kalkıyorduk ki saçımın avuçlanıp sertçe çekildiğini hissettim .
"Aoch !!!! Hey . Bırakın beni ." Dedim canımın acımasını hiçe sayarak .
Bir gülme barı doldurdu.
"Bıraklım öyle mi ? Hiç sanmıyorum." Dedi .

Birden Sans herkezin etrafını mavi kemiklerle sardı.
Ve içlerinide. Sans gülümsedi.
"Kıpırdamanızı önermem. " dedi sadece.

Herkez ona bakarken ortam çok sessizdi. Ama birden herkez gülmeye başladı .
Sonrasında Sansı kollarından tuttular ve onu kendi kemiklerine attılar.
Sans onlara çarpıp sırtını duvara çarptı ve yere düştü.

Ben çırpınmaya çalıştım.
Ama saçımdan yine sertçe çekilince ağzımdan bir çığlık döküldü.
Ve bu çığlıkla beraber yanağımda bir yanma hissetmemde bir oldu .

"Kapa çeneni seni küçük sıçan . Eğer ruhun beni burdan çıkarıcak olmasa seni şimdi öldürüp akşam yemeği yapmıştım." Dedi önümde duran şekilsiz bir canavar.
Sanırım bana tokat atanda o .

"Bir dakika . Onu yakalayan benim. Bu benim hakkım. " dedi arkamdaki canavar saçımı çekerken.
"Ah . Hey . Azıcık kibar olsan bari ." Dedim sinirle.
Herkez sessizliği gömülüp bana baktı.
İşte o an yaptığım hatayı fark ettim .

Ben yüzümde aptalca bir sırıtma olurken onlar bana yaklaştı.
Birden sırtımı duvarda buldum.
"Biliyor musunuz. Kim alırsa onundur." Dedi biri ve herkezin elinde silahlar belirmeye başladı.
Ben kendimi ne kadar korumasada kollarımı kaldırdım ve sonumu bekledim.

Ama birden birşey oldu.
Yerden turuncu kemikler çıktı ve bütün canavarları bir köşeye attı .
Kemikler canavarlara saplandı ve onları hafif sıcak tıslamalarıyla yakmaya başladı.
Ordaki herkez çığlık atarken birden hepsi taşa döndüler.

Ben onlara olanlarla şoka girdim. Ama hemen kendime geldim ve Sansın yanına koştum.
Onun yanına gelince onu yerden aldım ve kucağıma yatırdım.
Onun başını okşadım .
"Sans beni duyuyor musun ?" Dedim biraz korkarak .
Sans birden yavaşça gözlerini açtı ve kısık bir sesle konuştu.
"Frisk ? İyisin değil mi ?" Dedi .
Ona gülümsedim .
"Ben iyim ." Dedim sadece .

Oda bana gülümsedi .
Ama birden bir gıcırdama sesiyle durdum.

İşte o anda yukarıda duran turuncu kapşonlu kişiyi gördüm.
Boyu kısa gibi duruyordu.

Ben ona bakarken Sansı birazdaha kendime çekip sarıldım .
O ise benim onu fark etmemle aşağı atladı ve bize yaklaşıp baktı .

Bir süre bize baktıktan sonra birden bir gülme duydum.
Ardındanda etrafında sevinçle dönüp dans etmeye başladı.
"Hahahahahaha evet . Bunu gördün mü ? Başardım bu sefer oldu ." Dedi sevinçle .

Ben ona anlamsız gözlerle bakarken birden yukardan bir ses daha geldi
Oldukça sakin bir gülme .
"Oh kardeşim . Önce kapüşonunu çıkarmaya ne dersin ? " dedi tanıdık bir ses.
"Oh . Doğru ya." Dedi küçük çocuk ve kapüşonunu çıkardı.
Ben ona bakakaldım.
"Pap ?" Dedim sadece.

O bize gülümserken birden yanına biri daha indi.
O siyah kapüşonu arasından çıkan kahverengi saçlarıyla bir kız olduğu belli.
Ama bir dakika. Böyle bir iniş yapabilecek tek kişi tanıyorum.
"E. Frisk ? " dedim .

Karşımdaki kişi güldü ve kapüşonunu çıkartıp bana gri gözleriyle baktı.
"Hey Frisk." Dedi sadece.
Ben ona gülümserken birden taşa dönen canavarlarda çatırtı sesleri geldi.

E.Frisk onlara baktı.
"Kendilerine gelmeden önce gitsek iyi olur. " dedi ve Sansı bir kolundan tutup kaldırdı.
Bende ona yardım ederken Sans inledi.

"Oh . Mavi kemikler. Can acıtır. Merak etmeyin ben hallederim ." Dedi ve onu taşıyarak üst kata çıkmaya başladık.

Kör Gözler Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin