12. Bölüm

37 3 18
                                    

Sansın gözünden

Underswapa geldiğimizde etrafın düşündüğümden daha kötü olduğunu gördüm .

Her yerde başıboş kıyafetler vardı .
Onlardan uçuşanda toz parçaları vardı .
Ben istemsizce titredim .

Biz etrafa bakınırken birden arkamda birinin olduğunu hissettim .
Yerdeki çatlamayıda fark ettiğim anda geri çekildim ve bir kemiğin beni son anda sıyırmasını gördüm .

Birden beni bir iskelet yakaladı .
Gözlerinden siyah bir madde akan iskeletle göz göze geldim .
O beni yere yapıştırırken ben onun arkasından kemik yaratıp ona doğru fırlattım.

İskelet direk ışınlandı ve kemikler bana doğru gelirken ben kenara kaçtım hemen.

Ben hızlıca geri ayağa kalktım ve bana doğru gelen bıçaktan son anda kurtuldum . 
Ben birkaç kemikle bıçağı engelledim .
Sonrada kemiklerle onu çevreledim.
Birden onun ruhunu yakaladım ve onu havaya kaldırdım.

Ama birden bir şaklama sesi sırtımdaki acıyla yere düştüm.
"Sans!!!" Dedi İnk .
Ben ona bakınca toprağı fark ettim.
"İnk dikkat et !!!" Dedim . Ama çok geçti .

Toprak yukarı doğru kalktı ve onu sıkıştırdı.
Birden benide bir su kütlesi çekti ve beni havaya kaldırdı. Su sonradan donarken bir yüz dikkatimi çekti.
Daha doğrusu yüz grubu .

Hepsi soluk renklerdeydi.
Ve yüzleri çok korkunçlardı.
Birden bir yüz ve kıyafet tanıdık geldi.
Bir dakika . Bu iskelet o fotoğraftaki iskelet değil mi ?   

Ben kıpırdanıp buzu kırmaya çalıştım.
Ama birden bir ateşten bıçak benim tam olarak boynuma tutuldu.
Ardındanda tıslamayla karışık bir ses duyuldu.
"Bunu yapmanı hiç önermezdim ." Dedi sesin sahibi ve birden Charanın soluk yüzüyle geriye kaçmaya çalıştım.

Birden yavaş adımlarla karın ezilme sesini duydum.
Başımı sesin geldiği yöne çevirince o  iskeleti gördüm.
Bolca balçık dolu dokunaçlı o iskeleti.

Bize yaklaşırken gülmeye başladı.
En sonunda yanımıza gelince konuştu.
"Noldu Dream . İnk. Bi kaldınız öyle. Ama merak etmeyin. Bu işi hızlıca halledeceğiz . " dedi ve bizim çevremizde dolanan bu kişi yada şeylere baktı.

"İstediğinizi yapın ." Dedi ve gözden kayboldu.
Diğerleride uzaklaşırken canavarlar tısladı ve bize doğru yaklaşmaya başladılar .

Ama birden buzun geri su olduğunu gördüm ve ışınlanıp yere düşmekten son anda kurtuldum.
Canavarlar deli gibi tıslayıp sinirlenmeye başladılar.

Ama birden birşey oldu . Canavarlar teker teker toz olmaya başladı.
Bazıları suyla bazıları havayla bazıları toprakla ve bazılarıda ateşle .
Ben birden bunları sebep olan kişiye bakıp gülümsedim.

Bu E.Friskdi .
Bütün canavarları toza çeviriyordu .
Ama o iskelete gelince bir süre kaçtı .
Onu öldürmüyordu. Daha doğrusu yapmıyordu .

Sanki isteksizdi .
Ama en sonunda ayağına yediği bir su sebebiyle yere düştü .
Bir an geri adım atmaya çalıştı . Ama başaramadı .
İşte o an ayağa zorda olsa kalktı .
İskelet ona tıslayarak yaklaşsada o kendisine saldırmadan önce onun tam göğsüne bir buz parçası sapladı .

İskelet toza dönüşürken E.Frisk dikkatimi çekti .
Yumruğu titrerken gözünden bir damla yaş firar etti .
Sanırım bunu da fark eden tek kişi benim . 










E.Friskin gözünden

Hayır. Ağlamıycam ağlamıycam .
Neden ?

Bu bel altıydı.
Yeterince işleri kötü yapmadın mı zaten .

Birden yere eğildim ve sanki etrafta canlı belirtisi varmı diye hissetmeye çalışır gibi yaptım.
Sonrasında bir yaş daha düştü.
Ve bir tane daha.

Ama birden cidden birşey hissettim.
O nefret ettiğim negatiflik dolu enerjiyi.
Nightmare ve diğerleri.
Nightmare birden arkasını döndü .
Ayağını iki kere yere vurdu.

Bu bir hoşçakal işaretiydi.
Sonrasında hissi kaybettim.

Ben yavaşça ayağa kalarken diğerlerine baktım.
"Herkez iyi mi?" Dedim katı bir tonla.
"Biz iyiz ." Dedi İnk yanıma gelirken.

Ben onlara yaklaşırken minik adım sesler duydum.
"Bekleyin ." Dedi Blue birden .
Hepimiz ona döndük.

"Sorun nedir Blue ." Dedi Sans .
Blue nefes nefese anlatmaya başladı.
"Papy . O ve Chara bir kar kütlesinin altına sıkışmış durumdalar . Çıkaramıyorum . " dedi Blue panikle .

Ben onun yanına geldim ve o atkı benzeri şeyinden tuttum .
"Yolu göster. Sans sende bizimle gel." Dedim ve onlarla beraber koşmaya başladım .





Bir süre koştuktan sonra en sonunda bir dağa yamacı tarzı bir yere geldik.
Oraya varınca enerjiyi hissetmeye başladım.

Üşümeden kaynaklanan titremeleri.
Bu S.Chara olmalı .
Hemen oraya gelince blue nin atkısını bıraktım ve ellerimi önde tuttum.

"Geri çekilin . " dedim ve suyu hissedip onu büktüm.
Karın erimesi çok hoş geliyordu kulağa .
Ama işimi hızlandırdım ve bütün karı onların üzerinden çektim.

Böylece iki bedenin enerjisini daha kolay hissetmeye başladım .
Sonrasında Sans ve Blue onları kaldırmakla uğraşırken bende toprağı sertleştirdim ve bir çeşit büyük el arabası elde ettim.

İkisinide oraya yatırınca geri snowdine dönmek için yol aldık.


Yolda giderken enerjilerin konumunu görebiliyordum .
İki birbirine sarılmış beden .
Oldukça üşümüş insan bir umut ısınabilmek için diğer iskelete sarılmış.

İskelette buna karşılık vermiş.

Bir süre daha yürüdükten sonra Sansa baktım.
"Şey . Sabah olanlar için. Frisk iyi mi ?" Dedim biraz çekinerek .
Sans bir mırıldanmayla bana döndü .

"Sadece biraz korktu . Ama şimdi iyi." Dedi .
Suçluydum ve bu can yakıyordu.
"Ona bir açıklama borcum var. En azından hassaslığımın kaynağını bilmeye hakkı var . " dedim gözlerim yine sulanırken.

Sans sadece hafif bir gülme sesi çıkardı .
"Sadece kendini çok kemikli (bonly) duruma düşürme . Her zaman konuşacak birisi vardır." Dedi .

Ben ilk başta şakaya güldüm. Sonrada cevap verdim.
"Sanırım haklısın . Teşekkürler Sans." Dedim .

Sansdan bir ses çıkmadı . Bu başıyla onayladı demek sanırım .

Bende sesimi çıkarmadım ve bizimkilerin yanına dönmek için yürümeye devam ettik .
  

Kör Gözler Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin