Orda ne kadar kaldık bilmiyorum.
Ama içim acıyarak ağladım.Aşığım diye her seferinde haykırdığım kişi gelmeyecekti artık .
Hâlâ kabullenemiyorum.En sonunda sakinleşince ayağa kalktım .
Çaya ihtiyacım vardı. Belkide biraz tütsü .
Beni rahatlatıcak tek şeye .Friskede elimi uzatıp onuda kaldırdım .
Sonrasında arkamı dönüp ormana doğru yürürken son bir kez konuştum."İnk ve diğerlerine söylersin . Ben bu gece yokum . Onlar anlarlar zaten ." Dedim ve yürümeye devam ettim.
Ormana gelince ağaç eve çıktım .
Ağaç evin içinden bir ağaç gövdesi geçiyordu .
Ordaki kovuktan tütsü ve çay çıkardım.
Çaydanlığa çay koydum ve altını yakıp çayın olmasını bekledim .
Bu sıradada tütsüleri tahta boşluklara yerleştirdim .Ben bunu yavaşça yaptım .
Bu sırada çay oldu ve tütsüleri yaktım.
Sonrada bir bardak çay koyup içtim .
İçimdeki ateş şimdilik dinmişti .
Biraz rahatlamıştım .Biraz .
O ateş asla sönmez .
Sönmeyecekte.Çayımı bitirince ağaç evde bulunan en değerli eşyama gittim .
Bu bir kolçaklı sandalyeydi .
Oldukça yumuşak bir şeydi.
Sans la çok yorgun olursak genel olarak onun ağaç evi olan ama benimde sonrasında tamire yardım ettiğim yere giderdik.Sans herzaman onun küçük yatağında yatmamı isterdi .
Oda bu sandalyede uyuyakalırdı.
Sonrasında bende onun kucağına oturup uyurdum .Sandalyeye oturunca yan döndüm ve sandalyenin sırt kısmına bir kolum üstte diğeri de yanda olacak şekilde sarıldım ve orda öylece ağlamaya başladım.
Onun kokusunu içime çektim.Bir insan nasıl oluyorda aşkı bu kadar yoğun yaşayabilir.
Sanırım sırılsıklam olanlar.Ben orda sadece ağladım .
Kendimi asla affedemedim .
Eğer zayıf olmasaydım hala benimle olurdu. Yine kör olsaydım ama yanımda olduğunu bilmem yeterdi .Orda bir süre ağlamanın ve tütsünün içeri doldurduğu hoş kokuyla uyuyakaldım.
Friskin gözünden
Eve varınca çok garip hissediyordum .
Bu aşk nasıl bir şeydi böyle .
İnsanın kalbi paramparça olduruyordu.Biraz hava alma kararı aldım ve bir balkona çıktım.
Balkonda yüzüme vuran rüzgar beni sersemletiyordu .
Aslında ne hissetmem gerektiğini bile bilmiyordum ."Zor bir konuşma oldu anlaşılan ." Dedi bir ses birden .
Arkamı dönünce İnki gördüm .
Başımı salladım ve biraz yana çekildim.
Oda yanıma geldi."O çok şanssız . Bunu inkar edemem . Çok aşık bir kızın çöküşü . O günden beri bitkin düşmediği sürece asla düzgün yatmaz . Hep oturur pozisyonda uyurdu. " dedi İnk derin bir nefes alarak .
Ben ona baktım . İlk başta birşey demedim . Ama sonra konuştum.
"O nasıl hayatta ? Yani bilirsin . Gözleri ve . . ." Dedim . Devamını getiremedim .
Ama İnk beni anlamış olacak ki başını salladı.
"Aslında buda bir ayrı garipti." Dedi İnk .Bakışlarım onu buldu .
"Ne demek istiyorsun?" Dedim merakla.
İnk bana bakıp konuşmaya başladı.
"Onu bulduğumuzda yüzü kan içindeydi . Hareketleri kontrolsüzdü kendi dünyasının Sansından geriye kalanlara doğru gitmeye çalışıyordu.
Ama asıl sorun biraz daha farklıydı . Orda bir ruh vardı.
Ruha ulaşamadı. Ama ruh onun içine girdi.
Bütün yaraları temizledi . Ve E.Frisk orada baygın kaldı . " dedi İnk .Ben sadece başımı sallarken ağzımdan bir esneme döküldü . İnk bana baktı .
"Biraz dinlensen iyi olur . Sans da yattı zaten . Ve birde . . . Lütfen bundan kimseye bahsetme. E.Frisk kendi hayatı konusunda fazla hassas. " dedi İnk .Ben başımı salladım ve içeri girerken ona iyi geceler diledim.
Oda bana aynı şekilde karşılık verdi .Odaya girince Sans yatakta yatıyordu .
Onun yanına gittim ve başını okşamaya başladım .
Sans Birden gözlerini açtı .
Ben elimi direk geri çektim .
"Oh . Pardon . Uyandırmak istemedim. " dedim gergince .
Sans uyku sersemliğiyle gülümsedi.
"Heh sorun değil. " dedi .
Ben ona sadece baktım . Ama sonrasında ona sıkıca sarılıp yanına yattım."Sans lütfen beni bırakma ." Dedim sesim fısıltıyla çıkarken .
Sans ilk başta sadece durdu. Ama sonra benimde üstüme battaniye yi nazikçe örtüp oda bana sarıldı.
"Bırakmayacağım . Sen benim için çok değerlisin . Seni bırakmayacağım. " dedi Sans.Birden bakışları bana odaklandı bende onun gözlerinin içine bakarken kaybolduğumu hissettim .
Göz kapaklarım ağırlaşırken kendimi uyanık tutmaya çalıştım .Ama Sansın saçımla oynaması bunu imkansız hale getiriyordu .
O saçımla oynarken bende o gözlere bakarak en sonunda kendimi derin bir uykunun kollarına bıraktım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kör Gözler
AksiKararlılık. Dünya üzerindeki en güçlü ve sadece tek bir kişide bulunan özel bir ruh. O ruh olmadan dünyada denge sağlanmaz . . . Peki eğer cidden bu ruh değerliyse her boyuttan kararlılıklar birleşse ne olur ? Friskin canavarları özgür bırakmış o...