Selen.

915 84 2
                                    

Poyraz evine gitmişti. Ceren arkadan telefonla konuşarak geliyordu. Ceren'in yanıma gelmesini bekledim, telefonunu kapattı ve sessizce yürümeye başladık. Eve girdim, annem işteydi. Kendime yiyecek birşeyler hazırladım. Sonra ilk ve tek arkadaşım olan Selen'e gitmeye karar verdim. Üzerime kırmızı kareli gömlek ve kot şort giydim. Gömleğimi şortun içine koydum. Hava çok sıcaktı. Haziran ayına girecektik ancak olduğundan kat kat sıcaktı. Kapıya yöneldim, ayağıma kırmızı vanslarımı giydim ve yola çıktım. Selen'lerin evi bir kaç sokak ileride olmasına rağmen kaykayla gitmenin iyi fikir olduğunu düşündüm. Garaj tarzında bir bodrumumuz vardı. Evin arkasında kalıyordu. Bodruma ilerledim ve anahtarla kapıyı açtım. Çoktandır içerisi havalandırılmamıştı, etrafta kötü bir koku vardı. Tahta kutuyu sürükleyerek pencerenin altına getirdim. Kutunun üzerine çıktım, pencereyi -zor da olsa- açtım. Kaykayımı bulamıyordum. Bisikletle gitmeyi düşündüm. Bisikletin bulunduğu yöne ilerlerken ayağım bir şeye çarptı. Bunun kaykayım olduğunu farkedince ayağımın acısını unuttum ve garip sevinç dansı ederken kafama ufak bir taşın gelmesiyle afalladım. Hemen bodrumdan çıktım. Evin etrafında dolaştım ancak kimseyi göremedim. Kaykayımı kaldırıma koydum ve Selen'lerin evinin yolunu tuttum.

Kapılarının önüne geldiğinde aşırı derecede anlamsız bir sevinç yaşıyordum. Bir iki aydır görüşmüyorduk. Zile bastım, kapıyı annesi açtı. Annesi kısa, kızıl, kıvırcık saçlı ve sempatikti. ''Aa Aleynacııımm hoşgeldin!'' diyerek sıcak bir şekilde sarıldı. İçeri davet etmesiyle girdim. Selen'in odasında olduğunu söylemişti. Odasının kapısının önünde durdum. İçeride hıçkırarak ağlıyordu Selen. Kapıya vurdum. ''Girebilirsin.''dedi boğuk bir ses. Kapıyı yavaşça açtım. Selen yatağın üzerine oturmuş, gecelikleri ve topuz saçıyla çok tatlıydı. Ama -ağlamaktan olsa gerek- gözleri kızarmıştı. ''Noldu bitanem sana'' diyerek yanına oturdum. Sarıldığımda ağlaması daha da şiddetlendi. Sakinleştirmeye uğraşıyordum. Neler olduğunu soruyordum ancak kekeleyerek bir kaç kelime söyleyebildi. ''Canım git elini yüzünü yıka. Toparlan biraz. Hadi koş bakalım bekliyorum'' dedim ve yanağına öpücük kondurdum. Selen zorla da olsa kalktı ve lavaboya gitti. O sırada Selen'in annesi Selma teyze geldi. ''Tatlım cupcake ve meyve suyu getirdim.'' dedi bir kaç saniye durakladı ve ''Selen nerede?'' ''Lavaboya gitti, gelir şimdi.'' dedim ve o sırada Selen odaya girdi. Daha iyi görünüyordu. Yanıma oturdu. Kısa bir sessizlik oldu. Küçük şirin odasında neşeyle konuşan, dans eden Selen gitmişti. ''Noldu bakalım anlat?'' dedim. ''Aleyna ayrıldık! İnanabiliyor musun iki kızı yürüten bir piçmiş.'' ''Takma kafana canım, kaybeden o olmuştur emin ol.'' dedim anlayışla. ''Ama...Ama onsuz olmaz! Olmuyor!'' ''Onsuz olur ve olucak. Artık onu düşünmeyi bırak. Lütfen. Bu sene senin için önemli. Seneye liseye gideceksin. Derslerine çalış. Hem bizim hayalimiz neydi?'' dedim. Selen önce duraksadı sonra ''Aynı liseye ve üniversiteye gitmek.'' ''Hıh şimdi derslerine çalışıcaksın ve benim liseyi kazanıcaksın. Anlaştık mı ?'' dedim ve göz kırptım. '' Ama sen bir sene erken bitiriceksin -,-'' dedi bıkkınlıkla. ''Senin için sınıfta kalırım'' dedim. Kahkaha attı. ''Aman ha sakınn'' ''Şaka yaptım canım. Şimdi benim gitmem gerek. Daha sonra tekrar gelirim.'' ''Peki.'' dedi ve kapıya kadar beni geçirdi...

Multide Selen var. Artık hikayeleri sık sık paylaşacağım. İyi okumalar

Hayatını Sen SeçHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin