Kolye Mi?

141 7 0
                                    

Aras ve Ceren'i gördüğümde içimde bir şeyler oldu. Aras'ın beni sevdiğinin yalan olduğu mu, Ceren'i o şekilde Arasla görmemden mi bilmiyorum garip duygular hissetmiştim. Arka mı dönüp ateşin etrafına oturmaya gidecektim ki arkamda Anıl'ın olduğunu gördüm.

''Yakışıyorlar'' dedi. Aras ve Ceren'i kastetmişti.

''Evet, aşık olmayı hak eden iki insan.''

''Peki sen aşık olmayı hak ediyor musun?''

''Güzel soru. Bilmem sence ediyor muyum?''

''Doğru kişiye aşık olmayı hak ediyorsun ancak sen yanlış yoldasın'' dedi Anıl.

Onu sevdiğimi anlamışmıydı yoksa öylesine bir laf mı atmıştı ortaya bilemiyordum. Kafamı yere eğip ayaklarıma bakmaya başladım.

''Nereden biliyorsun yanlış yolda olduğumu?'' dedim sakin ses tonunda.

''Gözlerin... Düşündüğün şeyleri, duygularını çok açığa veriyorsun. Şuan gözlerindeki şaşkınlığı, endişeyi ve ufacık da olsa mutluluğu sezebiliyorum'' dedi.

Tam konuşacaktım ki sözümü bir çocuk böldü. Koyu kahverengi saçları vardı. Boyu çok uzundu ve tek kolunu kaplayan dövmesi vardı.

''Getirdin mi?'' dedi Anıl'a bakarak.

Anıl elini ceketinin iç cebine attı. Avuçlarının arasına aldığı uyuşturucu paketini gizlemeye çalışarak çocuğa verdi. Çocukta cebinden para tomarını çıkartıp Anıl'a uzattı. Hızlı adımlarla yanımızdan uzaklaştı.

''Sen içiyor musun?'' dedim çenemi tutamayarak.

''Ne önemi var'' dedi.

''Merak ettim sadece'' dedim kafamı tekrar yere eğerek.

''Bilmesen de olur'' dedi kestirip atarak.

Kafamı kaldırarak yüzüne baktım. Direk gözlerimin içine bakarak ''Benimle gelir misin?'' dedi.

''Nereye?'' diyerek sorusuna soruyla karşılık verdim.

''Her nereye olursa olsun. Bana güvenir misin?'' dedi.

''Bilmem...'' dedim. Kesin bir cevap istermiş gibi gözlerimin içine bakıyordu.

''Güvenirim... Herhalde...'' dedim tekrar.

''Biraz yürüyelim mi?'' dedi.

Gözlerim Ceren'i aradı. Aras ile birlikte ateşin önüne oturmuş ısınmaya çalışıyorlardı.

''Olur'' dedim Anıl'a.

Yavaş yavaş yürümeye başlamıştık ki. Bir anda durdum. O da neden durduğuma bakmak için arkasını döndü. Anıl beni izlerken, ben ayakkabımı çıkartıyordum. Denize biraz daha yaklaşıp yürümeye başladım. Ayaklarım soğuk suya değdiğinde çocukça gülümsedim. Anıl'da bana dalga geçermiş gibi gülüyordu. Sonra o da durup beyaz spor ayakkabılarını çıkarttı. Yürümeye devam ettik.

''Konuşmayacak mısın?'' diye sordum en sonunda.

''Sevgilimden ayrıldım, aşk acısı çekiyorum'' dedi bir anda.

Ben kafamı buna çevirip şaşkınlıkla bakarken, büyük bir kahkaha patlattı.

''Şaka yaptım tabikii. Umrumda bile değil'' dedi. Ben susmaya devam ederken ''Şu Mete diye bir çocuk varmış. Onunla çıkmaya başlamış. Ama iki gün sonra onu da bırakır'' dedi ve alayla güldü.

''Mete mi? Bizim Mete'yle... Oha'' dedim.

''Tanıyor musun?'' dedi Anıl.

Tabiki der gibi elimi oynattığımda, elim kolyeme takıldı ve zinciri kopup yere düştü. Anıl yere eğilip kolyenin küre şeklindeki ucundan tuttu. Karanlıkta farkettiğim kadarıyla küre ortadan ikiye kırılmıştı. Anıl kolyeye bakarken ''Daha önce bunu açmış mıydın?'' dedi.

Hayatını Sen SeçHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin