Aldatmak.

187 9 0
                                    

''Sanane?'' diyerek karşılık verdim Anıl'a.

Yüzüme 'tam ergen ya' bakışını atıp önüne döndü. Arabanın içindeki sessizlikten Anıl'ın nefes alışverişini duyabiliyordum. Göz ucuyla ona baktım. Direksiyonu sımsıkı tutmuştu. Damarları belli olacak kadar sıkı tutuyordu. Derin bir nefes aldığını duydum. Arabanın camını açtı. Arka koltuktaki deri ceketini aldı. Önce bana ve elbiseme baktı. Ceketinden sigara paketi çıkardı ve ceketini bacaklarımın üzerine fırlattı. Eteğimin kısalığından rahatsız olmuştu. Ben dışarıya bakarken sigarasını yaktı ve arabayı çalıştırdı.

Yaklaşık 15 dakika süren yolculuktan sonra bir sokağa arabayı park etti. O arabadan indiğinde ceketini arka koltuğa atıp bende indim. Biraz yürüdükten sonra sokaktan sola döndü. Bende onun peşinden döndüm. Bir sigara daha yaktı. Dumanı içine çekerken onu izliyordum. Geldiğimiz yerde çok kasvetli bir hava vardı. Güneş yok olmuş yerini bulutlar almıştı. Gökyüzü mavi değilde grileşmişti. Sokakta yürürken ileride dağınık insan topluluklarını farkettim. Yaklaştıkça ne yaptıklarını görebiliyordum. Bazıları sigara ve içki içiyor bazıları sevgilileriyle yiyişiyordu. Ben onlara 'hepinizden tiksiniyorum' bakışlarımı gönderirken yüzümü buruşturdum. Anıl'ın adımlarına ayak uyduramıyordum. Çok hızlı yürüyor ve ona yetişmeye çalışıyordum. Biraz yavaşlayıp bileğimi kavradı. Bu çocuğun bileğime takıntısı vardı galiba. O normal tuttuğunu zannetse de canımı acıtıyordu. Ona gönderdiğim halimden rahatsızım sinyallerimi algılayamıyordu. Bir anda durdu. Ayakkabım sayesinde ayağım bir anda burkuldu ancak hemen toparladım.

''Bir saniye burada bekle'' dedi ve karşıda duran iki çocuğun yanına gitti.

Ben çantamı önüme siper edip duvara yaklaştım. Çocuklardan biri iri yarı diğeri biraz daha kısa ve zayıftı. Anıl elini arka cebine atıp bir paket çıkardı. İri yarı olan çocuğa uzatırken, küçük bir poşette beyaz bir şey vardı. Eroin olarak tahmin ettiğim şeyi çocuğa verdi. İri çocuk ceketinin iç cebine koyarken kısa olan önlerini gizlemeye çalışıyordu ancak her şey apaçık ortadaydı. İri çocuk elini yumruk yapıp hafifçe Anıl'ın omzuna vurdu. Anıl'da çocuğun omzuna dokunup bir şeyler söyledi ve bana doğru yürümeye başladı. Yanıma ulaştığında çenemi tutamadım ve kelimeler ağzımdan dökülmeye başladı.

''O neydi?'' dedim.

''Fazla soru sormak yok ufaklık.'' dedi umursamaz tavırlarıyla.

''Anıl o pakette ne vardı?'' diyerek direttim.

''Duymakta zorluk çekiyorsun galiba. Soru sormak yok dedim.'' dedi ve yüzüme baktı.

''Sen de mi kullanıyorsun?'' dedim tek kaşımı kaldırarak.

''Aleyna sus ve yürü.'' dedi. Sinirlenmişti ve bu sebepten adımla hitap etmişti.

Hiç bir şey söylemeden yavaş adımlarla yürümeye başladım. Tekrar bileğime götürdü elini ve sağa doğru çekti. Poyrazlar'la geldiğimden daha değişik bir bara gelmiştik. Kapısında korumalar bulunan bir yerdi ve dışarıya göre içerisi daha güvenli izlenimine kapılmıştım. Anıl'ın hafif çekiştirmeleriyle içeriye girdik. Barmen'in yanına doğru ilerlerken bir çocuk geldi ve önce bana daha sonra Anıl'a baktı.

''Bu fazla değerli galiba'' dedi beni gösterip iğrenç bir şekilde gülümserken.

''Diğerlerinden farklı, küçük bir arkadaşım.'' dedi Anıl.

Arkadaşım demesi biraz koydu. Ama başka bir şekilde bahsedemezdi benden. Diğerleri diye kastettiği kimdi? Kimlerdi? Anıl'ı yavaş yavaş tanımaya başladıkça anlıyordum. İyi biri değildi. Ama bana karşı kötü davranacağını sanmıyordum. Çocuğa görüşürüz diyerek barmene seslendi.

''Bana her zamankinden, ufaklığa da kokteyl yolla'' dedi.

Dayanamayıp konuşmak için ağzımı açtığımda parmağını dudağıma tutup ''Şş! Fazla konuşmana gerek yok. Gözlerin ve yüz ifadelerin her şeyi açıklıyor.'' dedi ve ''Küçük.'' diye ekledi. Çarpık bir gülümsemeyle yüzüme baktı ve elimi tutup yürümeye başladı. Kalbim dakikada 986489752 kez atarken yürümeye çabalıyordum. Dans eden insanların farketmeden çarpmasıyla Anıl'a biraz yaklaştım. Hiç güvenli bir yer olmadığı belliydi. Ne işim vardı burada...

Köşelerde bir yere otururken etrafa göz gezdiriyordum. Herkes kendini kaptırmış, müziğin ritmiyle dans ediyordu. Anıl paketten bir sigara daha çıkardı. Sigarayı yakarken onu inceledim. Neyini sevmiştim ben bu çocuğun diyerek içimden düşünürken kendime aptal demeye başladım. Her yönüyle mükemmeldi. Saçları, gözleri, dudakları, fiziği... Sigara tutuşuna bile aşık olmuştum. Bir anda kendime gelip içimden sayıklamaya başladım. Hayır aşık değilim! Hayır aşık değilim!

Anıl'ın sigarayı küllüğe bastırarak söndürmesiyle iç sesimi susturdum. Aşırı kaslı ve her tarafı dövmeyle kaplı olan bir çocuk masanın önünde durdu. Anıl'ın önüne içkiyi bırakırken benim önüme de kokteyli koydu.

Ben kokteylden bir yudum alırken, çocuk konuştu.

''İyi eğlenceler kardeşim.''

Ben ağzımdakini püskürtmemek için zor dururken çocuk Anıl'a göz kırptı ve uzaklaştı. O tip ve fiziğe o ses... En az bir kız sesi kadar inceydi sesi. Ergenliğe girmemiş mi acaba diye düşünürken yaşını tahmin etmeye çalıştım. En az yirmi yaşındaydı. Anıl'ın kulağıma doğru yaklaşmasıyla kokteyli masaya bıraktım.

''Neden sırıtıyorsun?'' diye sordu.

''İşte'' diyerek onun gibi kısa cevaplar vermek istedim.

''Tamam'' dedi ve içkisinden içmeye başladı. Ben kokteyli yavaş yavaş içerken, o içkiyi hızlı hızlı içiyordu. Bu sefer bende onun kulağına yaklaştım.

''Sarhoş olma sakın'' dedim.

''Ben sarhoş olmam'' dedi ciddi yüz ifadesiyle.

''Fazla iddialı konuşuyorsun'' dedim.

''Evet'' dedi.

Biraz mütevazi olmasını istiyordum bu egolu pisliğin. Ama tabiki Anıl öyle biri değildi, olamazdı. En azından tanıdığım kadarıyla öyle düşünüyordum onun hakkında.

O içkisini bitirip paketteki son sigarasını çıkardı. Üzerinde kartal kabartması olan gümüş çakmağı eline aldı. Sigarasını yaktı ve çakmağı cebine attı. Ben ona dönüp ''Hangi takımlısın?'' diye sorarken güldü ve ''Takım tutmuyorum'' dedi. Ben gözlerimi devirirken ''Sen hangi takımlısın?'' diye sordu. ''Beşiktaş... Fanatik...'' dedim.

Gülümsemesi yüzünde dağılırken sigarasından bir kere daha çekti o zehirli dumanı içine. Ben ona bakarken bana döndü ve tüm dumanı yüzüme üfledi. Önüme dönüp öksürmeye başladım. Ben öksürürken o keyifle gülüyordu. Elimi yumruk yapıp göğsüne vurmak için yeltendiğimde ani bir hareketle yumruğumu tuttu. Ben tek kaşımı kaldırarak ona bakarken o da tek kaşını kaldırdı. Önüme döndüm ve kokteylden son yudumu aldım. Telefonuma mesaj geldiğini gördüm. Kilidi açıp mesaja baktım.

Gönderen: Çakma Sarışın

''Aley, Mete gelmedi.''

''Sap gibi bekliyorum şuan.''

''Sıkıldım lan!''

''Cevap versene.''

''Pki .s öyle olsun. Sen de mi Aley? Sen de mi? :(''

Tam ergen diyerek gözlerimi devirdim. O sırada karşıda dans eden Mete'yi gördüğümde gözlerimi kıstım ve daha dikkatli baktım. Evet Mete'ydi. Karşısındaki kıza baktım. Bir kaç saniye onları izlerken kızı öptüğünü gördüm. Mete... Ceren'i... Aldatıyor muydu? Çabucak mesaja cevap yazdım.

''Ceren. Mete burada.''

*Multide karakterler var.
*Hikaye hakkında yorumlarınızı bekliyorum. :)
*Arkadaşlar bazı bölümlerdeki multimedialar siliniyor. Tekrar eklemeye çalışıyorum. Good Reads falan sjsj

Hayatını Sen SeçHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin