Buluşma.

190 15 0
                                    

Ben sevinçten ağlarken Kaan ''Tamam, buradayım işte.'' diyerek beni sakinleştirmeye çalışıyordu. Kaan'ın omzundan ayrılıp anneme kaş gözle gitmesini söyledim. Onlar Ceren'le taksiye bindiler. Kaan beni kolumdan tutup alışveriş merkezinin önünde bir banka oturtturdu.

''Nasılsın bakalım?'' dedi Kaan.

''Şuan çok çok iyiyim, sen?'' dedim.

''Bende.'' dedi. Kafamı omzuna koymuştum. Saçlarımı öptü.

Kaan kim mi? Kaan benim çocukluğum. Eskiden aynı mahallede oturuyorduk. Her gün beraberdik. Okula, gezmeye her yere beraber gidiyorduk. Daha sonra Kaan'ın annesi ve babası boşandılar ve Kaan annesiyle taşındı. Bizim mahalledeki evlerini kiraya verdiklerini hatırlıyorum. Şuan kimse oturmuyor orada. Hemen karşı binada... Bizim yazlığımızın olduğu yere taşındıkları için yazdan yaza görüşebiliyorduk. Çocukluğumu onunla geçirip beraber büyüdük. Liseye geçeceğimiz zaman Kaan İstanbul'da bir yatılı okula gitti. Nermin teyze -Kaan'ın annesi- buna nasıl izin verdi hala aklım almıyordu. Lise birinci sınıfta okula orada başlamıştı. Üç yıldır orada okuyordu. En son 8. sınıfın yaz tatilinde görüşmüştük Kaan'la. O İstanbul'a gideli bir daha göremedim. Üç yıldır konuşamamıştık ve çok özlemiştim. Çocukluğumda iki tane yakın arkadaşım vardı. Enes ve Kaan. Kaan'lar taşındıktan bir yıl sonra Enes'ler de taşınmıştı. En yakın arkadaşlarımın erkek olmasından dolayı küçükken bende erkek gibiydim. Okuldan gelir gelmez Kaan, Enes ve ben dışarı çıkar akşama kadar futbol oynardık. Genelde mahalledeki çocuklarla oynardık ve bunlar çoğu zaman haksızlık yaptığı için Kaan dayanamaz itiraz ederdi. Her seferinde onlarla oynamayı bırakıp üçümüz top oynardık. Her tarafım toz, kir içinde eve döndüğümden annemden ufak azar işitir ve bir şekilde kendimi affettirirdim. Kaan'la daha iyi anlaşıyorduk. Kardeş gibiydik biz...

Kafamı kaldırıp yüzüne baktım. O sıcak gülümsemesiyle içim ısınmıştı yine. Küçük gamzeleri çıkıyor ve gözleri parlıyordu Kaan'ın. Hayatım da güvendiğim tek erkekti o. Yanaklarını tutup sıktım. Gülümsemesi yüzüne daha çok yayılırken ''Nasıl gidiyor okul?'' dedim.

''Berbat Aley! Kaydımı aldırdım okuldan.''

''Nolur bizim okula geldiğini söyle?''

''Evet öyle cadı.''

''Bitanesin sen bitane!'' diyerek sarıldım.

''Yine beraberiz yani.'' dedi.

''Yine beraberiz.'' dedim ve yanağından öptüm.

Ayağa kalktı ve beni de kaldırdı.

''Gel bak pamuk şeker.''

''Unutmamışsın.'' dedim.

''Unutur muyum kardeşimin sevdiği şeyleri!'' diye yakındı.

Elime bir pamuk şeker tutuşturup ''Hadi seni eve bırakayım.'' dedi.

''Yürüyerek gidelim ama.'' dedim.

''Tamam, hem daha konuşacak çok şey var.''

Çocukluğumuzda ki gibi elinden tuttum. Diğer elimle pamuk şekerin paketini açıp bir parça kopardım ve yedim. Bir parça daha koparıp Kaan'ın ağzına tuttum. O gülümseyerek yerken telefonuma mesaj geldi. Pamuk şekeri Kaan'ın eline verirken mesajı açtım. Anıl?

''Yanında ki kim?''

''Sanane.''

''Kim Aleyna?''

''Akşam görüşürüz.'' dedim ve telefonu cebime koydum.

''Ee anlat bakalım Kaan bey.'' dedim.

''Gittim geldim.'' dedi.

''Neler yaptın orada?''

''Ders, okul, yatılı.''

''Manita yapmadın mı kuşum?''

''Kuşum ha?'' dedi ve güldü. Sonra ekledi. '' Vakit olmadı ki. Hem kız gördün mü diye sorsana.''

''Kıyamam sana ya.'' dedim ve gülüştük.

''Ee sen yaptın mı manita?'' dedi.

''Ah, nerede o günler.'' diyerek sırıttım.

Yol boyunca havadan sudan konuştuk. Ben Ceren'i, Poyraz'ı, Aras'ı ve Anıl'ı anlattım. O da orada tanıştığı arkadaşlarını ve yaramazlıklarını anlattı.

Bizim evin önüne geldiğimizde ona kızdım.

''Numarana ne oldu senin!''

''Hattımı kaybettim. Numaramı değiştirdim o yüzden'' dedi. Telefonumu çıkarıp numarasını aldım. Bende ona verdikten sonra ''Eve gelsene'' dedim.

''Yok şimdi gideyim. Annem bekliyor. Hem daha bugün geldim, daha çok zamanımız var beraber'' dedi. Vedalaştıktan sonra ben eve girene kadar bekledi. Kapıyı açıp eve girdiğimde el salladı ve yürümeye başladı. Ben hala gülümserken odama çıktım.

''O kimdi?'' dedi odaya girdiğimde Ceren.

''Çocukluk arkadaşım. Sonra anlatırım sana'' dedim. Hala gülümsememe engel olamıyordum. Banyoya girip, soğuk suyla duş aldım. Şarkı söyleyerek duştan çıktım. Odama gidip üzerimi giyindim. Saçlarıma havlu bağlayıp rahat koltuğuma geçtim. Mutfakta olan anneme seslendim.

''Kurt gibi açım anniiiş!''

''Yarım saate hazır!'' dedi annem.

Ayaklarımı yerdeki masaya uzattım. Televizyonu açıp düzgün bir film aradım ancak bulamadım. Ben halının desenlerini incelerken Ceren'in sesini duydum.

''Çizgi film mi izliyorsun sen?''

''Ne çizgi filmi?'' diyerek Ceren'e baktım. Televizyonu gösterdi. Tekrar televizyona baktım. Çizgi film açıktı ve farkında değildim. Annem'in seslenmesiyle mutfağa gittik. Masaya oturup yemeğimizi yedik. Anıl'la buluşacağımı Ceren'e söylemem gerekiyordu. Ceren'e kaş göz hareketleri yapıp odama çıkarttım. Odaya çıkıp, kapıyı kapatır kapatmaz ''Anıl'la buluşacağım. Saat sekiz buçukta. Barda. Ama evden nasıl çıkacağımı bilmiyorum.'' dedim.

''Hallederiz.'' dedi.

Ben üzerimi giyinmek için dolabıma yöneldim. Yeni aldığım elbiseyi giyecektim tabiki. Onu almak için Ayça'yla kavga ediyordum neredeyse. Elbiseyi giyip, saçlarımı düzleştirdim. Takılarımı taktım ve makyajımı yaptım. Pembe, dolgu topuklu ayakkabılarımı da giyip saate baktım. 20.33'idi. Üç dakika gecikmekten bir şey olmaz diyerek Ceren'le birlikte evden çıktık. Annem sahile ineceğiz dedik. Ceren, Mete ile buluşacaktı. Ceren'den ayrılıp arabada bekleyen Anıl'a baktım. Yavaş adımlarla arabaya gittim ve bindim. Merhaba demek için ağzımı açacakken bileğimi kavradı ve sıkıca tuttu.

''O çocuk kimdi Aleyna?!''

Bir günde iki bölüm yazdım! Daha sık yazmaya çalışıyorum. Okuyucu sayısı çok olsa da vote sayısı çok az. Daha çok vote gelirse daha çabuk hikaye paylaşmayı düşünüyorum. İyi Okumalar.

Multide elbise.

Hayatını Sen SeçHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin