Yandaki Ev.

818 56 0
                                    

Eve doğru yürüyordum. Bir numara beni aradı. İlk önce Ceren olduğunu düşündüm fakat Ceren'i kaydetmiştim.

''Alo?'' dedim.

''Selam Aleyna'' dedi tanıdık bir ses.

Tereddütle ''Selam'' dedim.

''Naber?'' dedi ve konuşmasındaki farklı aksanı sayesinde kim olduğunu anladım. Poyraz'dı. Numaramı nasıl bulmuştu ? WTF!!?!

''İyiyim senden naber?''

''İyiyim, napıyorsun bakalım?'' dedi.

''Arkadaştan dönüyorum. Sen napıyorsun?''

''Maç başlayacak on dakika sonra'' dedi ve o anda aklıma geldi.

''Seni sonra ararım. Bol şanslar!'' dedim ve daha sonra dediğimin saçma olduğunu düşündüm. Bir şey demesine fırsat vermeden telefonu kapattım.

Cafe'nin bulunduğu caddeye gelmiştim. Eve yakındı aslında. Kimin, neden beni buraya çağırdığını düşündüm. Cafe'nin tabelasını gördüğümde yolun ortasında duraksadım. Arkamdan küçük bir çocuk:

''Yürüsene be abla, ağaç olduk!'' dedi çok bilmiş.

''Pardon tatlım.'' dedim ve çocuğun önünden çekildim. Kaşlarını çattı ve bacağıma tekme atıp kaçtı.

''Hey! Ne yaptığını sanıyorsun sen?'' dedim peşinden ancak çocuk kalabalık cadde de insanların arasına karışmıştı bile.

Başıma kötü şeylerin gelebileceğini düşündüm ve eve geri dönmeye karar verdim. Caddeden çıkıp ara sokağa girmiştim. Kaykayımın hala elimde olduğunu düşündüm, yorulmuştum. Yere koydum ve sürmeye başladım. Evin önüne geldiğimde derin bir nefes alıp içeri girdim.

Uykumun geldiğini hissedene kadar TV izleyip telefonla uğraştım. Odama çıktım ve pandalı geceliklerimi giydim. Laptobu açtım. Edd Sheeran -All Of The Stars şarkısını açıp kitaplığıma yöneldim. Gece Evi Serisinden olan kitabımı alıp yatağa ışınlandım.

Kitabım bitmişti. İzmir Center'a (alışveriş merkezi) gittiğimde kitabevinden yeni kitap almam gerekiyordu. Kitabımı komidinin üstüne bıraktım. Laptobu kucağıma aldım. Biraz oyalandıktan sonra pencerenin açık olduğunu ve birinin beni gözetliyo olduğu hissine kapıldım. Ev dublexti. Alt katta salon, oturma odası, yatak odası, mutfak ve banyo vardı. Üst katta tek benim odam ve bir de banyo vardı. Annem aşağıdaydı, tek olduğum için birazcık (!) korkmuştum. Evin yan tarafına bakan pencerenin önüne geldim. İki tane pencerem vardı. Biri evin yan tarafına diğeri ön tarafına bakıyordu. Pencerenin karşısında bir ev vardı. Yaklaşık iki yıldır eve kimse taşınmamıştı. En son orada oturan adam karısını evde öldürmüştü. Evin içerisine bir kez girmiştim ve evde o adam vardı ancak bana çok iyi davranmıştı. Ev aslında filmlerdeki gibi korkunç veya pencereleri rüzgarda çarpan evler gibi değildi. Çok güzel şirindi ama az da olsa ürkütücüydü. Bir anda evin penceresinin önünden biri geçti. İlk önce halüsinasyon gördüğümü düşündüm ancak gerçekten birisi geçmişti. Hızlıca pencereyi ve perdeyi kapattım. Laptobu kapattım yerine koydum ve hemen yattım.

Yaklaşık bir kaç dakika sonra telefona mesaj geldi. Bilmediğim numara olduğunu düşündüm. Telefonu elime aldım. Poyraz mesaj atmıştı.

''Uyudun mu?''

''Hayır. Sen?''

''Uyudum, rüyamda yazıyorum sana canım -,- ''

''Ahaha öyle yeteneklerinde mi vardı? -,- ''

''Daha çok yeteneğim var tatlım :* ''

''Hep böyle ukala mısın?''

''Sence?''

Konuyu değiştirmek istedim.

''Daha düne kadar beni görmemiştin bile. Bir anda tanıştık'' yazdım.

''Görmediğimi nerden biliyorsun?''

''Tamam ya neyse'' dedim ve beni çoktandır tanıdığını öğrendim. Hm iyimş :3

''Ee'' diye mesaj yollamıştı. Tam bir APTAL.

''Ee?'' yazdım.

''Ee??''

''Ee!?''

''İyi Geceler.'' yazdım. On saniye sonra cevap vermişti.

''Tatlı Rüyalar..''

✴✴✴✴

Ürkütücü eve girmiştim. Bir odanın kapısından baktım. Yerde saat vardı, erkek saati. Saate doğru ilerledim. Aniden birisi boğazıma bıçak dayadı. Boğazım çok acıyordu. Çığlık bile atamadım. Beni odanın ortasındaki sandalyeye bağladı. Ağzım açık olmasına rağmen ne desem sesim çıkmıyordu. Bağırmaya çalışıyordum ancak hiç birşey olmuyordu. Karşımda duran adam/çocuk silahı bana doğrulttu. Bam!

Çığlık atarak yataktan fırladım. Çok terlemiş, ağzım kurumuştu. Pencereye ilerledim ve camı açtım. Karşı evin penceresi bir anda çarptı ve tekrar açıldı. Gözlerime inanamamıştım. Hala rüyanın etkisindeydim. Pencerenin mermerine huysuz bir kedi atladı. Pencereyi de o çarptırmıştı herhalde...

Formama uygun blazzer ceket ve ceket ile aynı renkte vans giymiştim. Kahvaltı yapmak istememiştim. Hızlıca evden çıktım. O iğrenç evin önünden geçmek zorundaydım. Tedirgin adımlarla ilerliyordum. Evin bahçesinde küçük bir köpek olduğunu gördüm. Ağlıyormuş gibi havlıyordu. Yanına gittim. Tüyleri yumuşacıktı. Okşamaya başladım, köpek bana doğru sokuldu. Tasması vardı ve sahibi olmalıydı. Alıp eve götürmeyi düşündüm ancak sahibinin geliceğini düşündüm. Geri yerine bıraktım. Yanımda köpeğin yemesi için birşey yoktu. Okul çıkışı hala burda olursa yiyecek birşeyler getirirdim.

Cerenlerin evinin önüne geldim. Tam zile basıcakken Ceren'in babası kapıyı açtı. Çok soğuktu. Bana tek bir kelime söylemedi. Ayakkabılarını giyen Ceren babasının yanağına öpücük kondurup evden çıktı.

''Günaydın'' dedim.

''Günaydın''

''Ceren, ailenden bahsetsene biraz.''

Derin bir nefes aldı ve konuşmaya başladı.

'' Annem ben küçükken ölmüş. Babam başka bir kadınla evlenmiş. Daha sonra da beni alıp başka bir yere taşınmış. Yani evi terk etmişiz.''

Ow my god!

''Ceren. Annem ben küçükken ölmüş. Babam başka bir kadınla evlenmiş. Daha sonra babam evi terk etmiş. Üvey annemle ben kalmışız.''

''Oww tesadüfe bak.'' dedi. Çok şaşırmıştı.

''Ceee!'' diye bağırdı arkamızdan biri. Şapşal Poyraz -,- Sonra ortamıza geçip kollarını omuzlarımıza attı.

''Sabah sabah çok hiperaktifsin'' dedim.

''Ben hep böyleyim güzelim'' dedi ve benden tokat yedi. Hala sırıtıyordu. Ceren söze girdi.

''Bunun dışında ukalasında kuzen'' dedi Poyraz'a.

''Aa, deme öyle alınırım bak'' dedi Poyraz dalga geçermiş gibi. Ceren'le kahkaha atmaya başladılar. Bir süre sonra Poyraz ciddileşti ve dikkatlice yüzüme bakmaya başladı. Rahatsız olmuştum. Gözlerimin içine bakıyordu ve ben bunu yine (!) anlam veremiyordum.

Saçma bir yerde bitmiş gibi oldu :Dd Oloynoylo Poyroz sodoco orkodoş tomom moğğ -,- Bundan sonra hikayeyi biraz hızlandırmayı düşünüyorum. Hikayeye göre iki hafta sonra tatile girecekler (oh ne güzel -,-) Diğerlerinden daha uzun bir bölüm oldu herhalde. Vote sayısına göre iki veya üç günde yeni bölüm paylaşmayı düşünüyorum. Multide Ceren Sonra görüşürüüzz :*

Hayatını Sen SeçHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin