Öncelikle uzun süredir yeni bölüm yazmıyordum. Hikayeyi bitirdiğim adına duyuru paylaşmıştım. Okuyuculardan tepki aldım. Hikayeyi devam ettirmeye karar verdim. Yeni bölüm sınırı +5 vote. Bu bölüm biraz kısa oldu, üzgünüm. Beğenmenizi umuyorum. İyi okumalar :)
*Multide Kaan ve Aleyna.
Gözlerimi araladım. Güneş ışığına küfür ederken, yeni küfürler üretip kelime dağarcığımı geliştirdim. Odayı inceledikten sonra anımsadım. Gece burada mı kalmıştım ben. Poyraz neredeydi? Derin bir of çekip tekrar gözlerimi kapattım. Kapı sesini duyduğumda yavaşça gözümü araladım.
''Ya sen napıyorsun! Sapık mısın? Böyle girilir mi odaya!'' dedim ardarda cümleleri sıralarken.
''Duştan çıktım. Sapığım evet. Benim odam farkındaysan istersem çıplakta girerim'' dedi sakinlikle Poyraz.
''Yeteri kadar çıplaksın!'' dedim kapıya yaslanmış Poyraz'a. Belinde havlusu vardı sadece. Üzerimdeki pikeyi atıp yataktan kalktım. Kapıya yaslanmış Poyraz'a doğru yürüdüm. Ona bakmamaya özen gösteriyordum. Kapıyı açmaya çalıştım ancak kapı kulbunu tutuyordu.
''Çekilir misin?'' dedim sessizce.
''Hayır'' dedi.
''Çekil''
''Hayır''
''Neden?''
''Çünkü seni seviyorum''
Duraksadım. Yutkundum. Sonra sinirle ''Ne alaka!?'' dedim.
''Çok alaka''
''Poyraz nolur çekil''
Kapının önünden çekilip sandalyenin üstündeki t-shirtünü tek hamlede üzerine geçirdi. Gözlerimi devirip odadan çıktım. Banyoya gidip yüzümü yıkadım. Tekrar Poyraz'ın odasına girdim. Oda da kimse yoktu. Telefonumu yatağın üzerinden aldım ve odadan çıktım. Hızlı adımlarla alt kata indim. Kapıya doğru ilerlerken Poyraz'ın annesi seslendi.
''Aleyna?''
Topuklarımın üzerinde yavaşça arkama döndüm.
''Efendim'' dedim en sıcak gülümsememi takınıp.
''Burda mıydın canım? Hiç görmedim''
''Şey, telefonumu burda unutmuşum. Onu aldım. Neyse ben gideyim''
''Gelsene kahvaltı yapardık, Poyraz da gelir birazdan'' dedi ve Poyraz merdivende göründü.
''Günaydın sultanım.. Aa sana da günaydın Aleynacığım''
''Günaydın'' dedim zoraki gülümseyerek. Sonra
ekledim ''Neyse ben gidiyorum, sonra görüşürüz!''
Hızlı adımlarla evden çıktım. Bizim eve doğru yürümeye başladım. Kapının önüne geldiğimde Kaan'la karşılaştım.
''Kaan? Ne arıyorsun burada ?'' dedim şaşkınlıkla.
''Seni almaya gelmiştim. Denize gidelim diyecektim. Nerden geliyorsun sen?''
''Şey. Yürüyüş, yürüyüşe çıkmışt..''
''Kimi kandırıyosun cadı? Nerdeydin?''
''Poyrazlarda''
''Sabah sabah?''
''Eve girsek artık''
''Herneyse tamam''
Eve girdik. Herkes uyuyor olmalıydı ki evde hiç ses yoktu. Kaan koltuğa otururken bende yanına yerleştim. Kafamı geriye atarak ''Off başım ağrıyor'' dedim.
''Hap iç. Bugün bir yere gidecek miydin kanka?''
''Yok. Denize gideriz'' dedim. Ceren uykulu gözlerle yanımıza geldi.
''Deniz mi?''
-----
''Ben bu kadar sıcak görmedim abi'' dedim.
''Resmen fondötenim akıyo ıyk'' dedi Ceren yüzünü ekşiterek.
''Onu bunu bırakın şu kızın gideri varmış lan'' dedi Kaan.
Hep birlikte kaldırımdan geçen kıza baktık. Kız rahatsız olmuş olmalı, kafasını yere eğerek hızlı adımlarla yanımızdan uzaklaştı.
Plaja geldik. Şezlonglara doğru ilerledik. Kendime bir tanesini seçip havlumu şezlonga serdim. Sırtıma birinin çarpmasıyla bağırdım.
''Dikkat etsene be''
Arkamı döndüğümde karşımda Anıl vardı.
''Her yerden çıkmak zorunda mısın sen?'' dedi alayla gülerek.
''Evet canım. Beğenemediysen git kendine başka sezlong bul''
Gözlerini devirip şezlonguna yattı. Lacivert çantasından siyah kapaklı bir kitap çıkardı. Kitabın adına baktım. 'Siktir et' hm. Şezlonguma yattım. Bir yandan Kaanla konuşuyor bir yandan Anıl'a göz gezdiriyordum. Gözlerini kitaptan ayırmayarak ''O sinir bozucu gözlerini üstümden çek'' dedi.
Ona doğru dönüp ''Bana mı dedin?'' dedim.
''Başka kime diyebilirim salak?'' dedi.
''Sana bakmıyordum!'' dedim ufak bir yalan uydurup.
''Tamam çekici olabilirim. Kaslarım ve pürüzsüz vücudumu her kız beğenir de-'' dedi alayla. Lafını bölüp ''Egolu kas yığını!'' dedim. Güneş gözlüğümü çıkarıp ayağa kalktım.
Kaan'a döndüm. ''Hadi denize girelim''
Yavaş adımlarla suda ilerledim. Bugün olduğundan daha fazla soğuktu deniz. Ben yavaş yavaş suda yürürken yanımdan biri geldi ve bir anda suya atladı. Sıçrattığı suyla irkildim.
''Anıl!''
Kahkaha atarak sudan çıktı.
''Lanet olası yaratık!''
Yüzüme bakıp kahkaha atmaya devam ediyordu. Bir anda suya daldı. Sinirle gözlerimi devirdim. Kaan'a biraz daha ilerleyelim dedim. Bir kaç adım attım ki ayaklarım yerden kesildi. Anıl suyun altından bacağımı tutup suyun dibine soktu. Önce çırpındım sonra suda kendimi bırakıp gözlerimi açtım. Nadiren onu böyle gülümseyerek görüyordum. Suyun içinde burnumu sıktı ve tekrar sudan çıktı. Bende şaşkınlıkla sudan çıktım. Ona baktığımda kıyıya gidiyordu. Kaan, Cerenle konuşuyordu. Yanlarına gittim.
''Yarışa varmısınız?''
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hayatını Sen Seç
Chick-LitBoşluktaymış gibi, kimsesiz çaresiz bir genç kız... Her şeye rağmen gülümsemeye çabalayan ve hayata tutunan... Tek varlığı üvey annesi. Yemyeşil doğanın ortasındaki kara melek... Gerçekler acı verecek ama Aleyna her şeye rağmen hayatını kendisi seç...