Konser.

305 18 0
                                    

Uyandığımda saat çok erkendi. Kimse kalkmamıştı. Ben de üzerimi değiştirip yürüyüşe çıktım. Yola bakarak koşarken önümdeki ayakkabıları gördüm. Kafamı kaldırdığımda karşımda Aras duruyordu. Üzerinde kaslarını belli eden beyaz dar bir t-shirt ve siyah eşortman vardı.

"Bu kasları bir yerden hatırlıyorum bayım." dedim sırıtarak.

"Bu güzelliği bir yerden hatırlıyorum bayan."

"Bırak dalgayı, napıyorsun?"

"Gördüğün gibi, yürüyüş."

"Tamam. İzninle geçeceğim."

"Tamam." dedi ve yolumdan çekildi. Bir kaç adım attım. Aras seslendi.

"Akşam konser var. Gidelim mi?"

"Bakarız!"

Adımlarımı hızlandırarak koşmaya devam ettim. Pastahaneden gelen poğaça kokusu beni kendine çekti. Gidip poğaça ve simit aldım. Eve gittiğimde hala kimse uyanmamıştı. Kahvaltılıkları hazırladım ve masaya taşıdım. Meyve sularını da masanın başına koydum. Odama çıkıp Ceren'i çağırdım. Sonra da annemi...

Yarım saat geçmişti ve nihayet masaya gelebilmişlerdi.

''Uykucular.'' diyerek gözlerimi devirdim. Kahvaltı yapıp, masayı topladık. Ceren odadaydı. Ben de yanına gittim. Telefonla mesajlaşıyordu.

''Hayırdır. Kimle mesajlaşıyorsun?''

''Mete.''

''Hiç görüştünüz mü siz ya?''

''Pizzacıdan sonra hiç görüşmedik.''

''Oo.''

''Şey diyecektim. Bugün konser varmış. Mete dedi. Biz de gidelim Aleynaşkımm!''

''Aras'da sabah bana dedi.''

''Sabah? Ne zaman görüştünüz?''

''Yürüyüşe çıktım canım.''

''Beni neden çağırmadın!''

''Çağırsam kalkacakmıydın? Öküz gibi uyuyodun.''

''Öhö öhö. Ayıpsın karşiim.''

''Biliyodum olum ya. Senin içinde öküzün yattığını biliyodum!''

''Sürekli hatırlatmasan. Hem o öküz değil. İnek, milkanın mor ineği.''

''Mete. Çocuğa acıyorum.''

Kısa bir süre yüzüme baktı ve gözlerini devirerek telefonuna döndü. Bir kaç dakika geçmeden, yüzünü telefondan kaldırmadan bana seslendi.

''Aleyna!''

''Hıı.''

''Konsere gidiyor muyuz?''

''Bilmem.''

''Poyraz'a da soralım mı?''

''O ayı hala uyuyordur.''

''Gel onlara gidelim.''

Ayaklarımı sürüye sürüye evden çıktım. Arkamda Ceren, önde ben kapının önünde dikiliyorduk. Zile üç dört kez basmama rağmen kimse açmadı. Oflayarak Ceren'e döndüm.

''Kimse yok!''

''Nereye gittiler ki?'' dedi yüzünü telefondan kaldırmayıp.

''Bil--'' derken kapı açıldı.

Kapının önünde duran Eylül'ü görür görmez yüzümüzü buruşturduk. Ceren arkamdan bunun ne işi var burada diye huysuzlanıyordu.

''Poyraaaz! Arkadaşların gelmiş canıım!'' diye cırladı Eylül.

Hayatını Sen SeçHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin