-40- "Oyun başlasın."

58 0 0
                                    

 SU

Ağlamaktan bitap düşmüş olarak birbirimize yaslanarak uykuya dalmıştık. Ta ki, Hayal'in telefonu çalana kadar. Kafamı kaldırıp Hayal'in kalkmasına izin verdim. Ekrana bakıp gülümsedi.

"Efendim Arel?" Yüzündeki gülümseme yavaş yavaş kaybolurken gözleri dolmaya başlkamıştı. Hızla ayağa kalkıp Mira'yı da kaldırdım. En sonunda cılızca bir 'Tamam.' diyip telefonu kapattı ve merdivenlere ilerledi.

"Hazırlanın gidiyoruz." Elleri saçlarındaydı. Arel ne demiş olabilirdi ki...

"Nereye?"

"Hazırlanın işte." Koşarak odasına çıktı. 

"Hadi Mira." Hemen odama gidip elime ilk geçen siyah dar paça pantolonla beyaz benekli siyah kazağı giydim. Spor ayakkabılarımı giyerken Hayal aşağıdan bağırdı.

"Kızlar hızlı. Acele edin." Kapı sesi duyuldu. Ayakkabımı giyerken merdivenlerden indim. Mira koşarak peşimden geldi. Kenardaki anahtarı alıp evden  çıktım. Hayal bir taksiye binmişti. Biz de binince gitmeye başladık.

"Ne oldu Hayal?" Sessizce ağlıyordu. Yaşlar gözlerinden süzülürken kafasını kaldırıp ellerimle yüzünü kuruladım.

"Anlarsınız." Sesi yine çok çaresiz çıkmıştı. Benim gözümdeki Hayal değildi. Benim gözümdeki Hayal hiçbir zaman üzülmez, her zaman gülerdi. Çok güçlüydü. Ama gerçeği öyle değildi. Öyle görünüyordu sadece. Araba durunca etrafa baktım Hastahanedeydik. Mira telaşla konuştu.

"Neler oluyor Hayal?!" Hayal cebinden çıkardığı paraları öne uzatıp indi. Sürekli olarak '2. kat.' diye mırıldanırken hastahaneye girdik. Asansörün önündeki uzun sıraya bakıp merdivenlerden çıkmaya başladı.

İçimden umarım kötü bir şey olmamıştır diye geçirirken 2. kattaki koridora girdik. Ameliyathanenin önünde yere oturmuş -ve dağılmış- bir adet Bertan duruyordu. 

"Bertan!" Bertan, Hayal'i görünce ayağa kalktı. Hayal Bertan'a sarılıp ağlamaya başlayınca Mira'ya döndüm. Hala anlayamamıştım. Mira ona bakan şaşkın bakışlarımı görünce mırıldandı.

"Sanırım Arel'e bir şey oldu." Kafamda taşlar yerine otururken Hayal'in tarafına döndüm. Koltuğa oturmuştu. Bertan da yanındaydı. Bertan'ın yanına oturdum.

"Ne oldu?"

"Arel'i bıçaklamışlar." Sesi ağlamaklı ve titrek çıkmıştı. Kafamı eğdim ve dolan gözlerimdeki yaşları serbest bıraktım. Yanıma Mira oturdu.

"Arel'i bıçaklamışlar Mira."

"Ne?!" 

"SUSUN! Lütfen susun. Demeyin öyle. Ona birşey olmayacak. Birazdan buradan bir doktor çıkıp iyi olduğunu söyleyecek!" Gözlerimi sımısıkı yumdum. Evet, Hayal'i anlayamazdım. Yeni tanıştığı kardeşi ölümün eşiğindeydi. Mira kolumu dürtüp dikkatimi çekti.

"Gelsene." Ayağa kalkıp takip ettim. Lavaboya girdiğimizde beni kenare çekti.

"Su... ya Arel'i şu Ömer bıçaklatmışsa?" Beynimin kavradığı gerçekler gözlerim fal taşı gibi açıldı. 

"B..." Kapıdan gelen sesle yutkundum.

"Ne?" Yeni yeni kurumakta olan yaşları yeniden yüzünü işgal edince yere çöktü Hayal.

"Beni eve götürün." Hayal'in kollarına girip ayağa kaldırdık. Dengesini sağlayınca ilerlemeye başladık. Koridordan geçerken Bertan bizi gördü.

"Nereye?"

"Eve gidiyoruz. Bir haber alırsan ara."

"Bırakayım mı?"

Just ImagineHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin