-4- "Sen nasılsın bıcıdık?"

212 9 1
                                    

Slm canişkolar. Çooook geç oldu ama napim birden yazlığa gittik ve yazlıkta ne internet var ne de telefon çekiyo. bende dün gece döndüm sabaha kadar yazdım. Yazım hatalarım olursa süleyin. Bir de Rüya'nın konuşmalarını yazmak zor oluyo. Normal yazcam. İsteyenler bebiş diliyle okusun. Multimedya Damla'nın kıyafetleri ve medyadaki müzikle okumanızı tavsiye ederim (Demi <3). İyi okumalar....

*YORUMMMM*

Gözlerimi açtım. Iyk yaa! Yine hastanedeyim. Pff. Etrafa baktım. Rüya yanımdaki koltuğa oturmuş telefonla oynuyodu. Arkada da Mert'i gördüm. Elleri çenesinde duvara bakıyordu.

"Rüya?" 

"Damla abla? ABİ! DOKTOR ÇAĞIR!" Rüya telaşla ayağa kalkıp tepinmeye başladı. Mert bana döndü. Hızla kapıyı açıp dışarıya çıktI.

"Nooldu bana?" diye sormadım tabii ki. Ne olduğunu biliyorum. Kalbim durdu. Mert de beni hastaneye getirdi. Ne olduğunu detayla anlatmayacağım ama küççükken de buna benzer bir korku tüneli tarzı birşeye binmiştim. Sonuç yine aynıydı. Doktor bana 'Kapalı ve karanlık alanlara girme. Gerekirse yanında fener taşı.' Tarzı bişe söylemişti. Bende yanımda küçük bir fener taşıyordum. Ama evden kaçarken yanıma almamıştım.

  Birden içeriye doktor, hemşire ve Mert girdi.

"Hanfendi Hostrofobi ( Ben uydurdum öle bişe yok asdfg :D )  hastalığınız olduğunu biliyor muydunuz?"  Tabii ki. Ben yıllarca bununla yaşadım. Ama şimdi evet dersem Mert'e falan anlatmam gerekecekti. 

"Şey.. hayır."

"Dar ve karanlık alanlarda uzun süre kalma sonucunda kalp ritmi bozulur. Birde etraftan sizi korkutacak cisimler ortaya çıkınca durumunuz biraz ağırlaşmış. Ve malesef bu hastalığın bir tedavisi yok. Böyle bir olayla daha önce karşılaştınız mı?"

"Evet. Bir kere. Doktor bana birşey dememişti." Yalan.

"Eğer birkez daha böyle birşey başınıza gelirse durumunuz ağır olabilir. En basit yöntemle yanınızda bir el feneri falan taşımanızı öneririm. Çıkışınızı yaptırabilirsiniz. Geçmiş olsun." Kızla birlikte dışarıya çıktılar. Mert koşup yanıma çömeldi.

"İyisin değil mi?"

"Evet. Ne kadardır buradayız?"

"Bir saat."

"Ben çıkış işlemlerini halledip geleyim."

"Tamam. Kıyafetlerim nerede?" Hastanenin mal kıyafeti ile duruyordum.

"Dolapta."

"Tamam." Mert dışarıya çıktı. Yatakta doğruldum.

"Niye bize sölemedin?"

"Boşuna kaçmadım ben ordan. Mert sağolsun birden bindirince ben çıkamadan tünelin içine girmiştik." Dolaba yeni aldığımız kıyafetlerden koymuşlardı.Belin biraz yukarısında biten beyaz bişey, hafif yırtık bir şort, kahverengi bir sandalet, siyah, üzerinde gül desenleri olan, transparan hırka gibi bişey, çiçekli küpe, değişik bir kolye ve kalp şeklindeki gözlüğü çıkarıp hazırlandım. Saçımı salıp gözlüğü şaçıma yerleştirdim. Kapı çaldı.

"Gir!" Kapı açıldı ve Mert içeriye girdi.

"Hazırmısınız kızlar?"

"Evet."

"Akşam oldu. Yemeğe gidelim mi?"

"Abi eve gidip üzerimi degiştirsem?"

"Peki tatlım. Haydi çıkalım." Kapıya yöneldim. Rüya benden önce davranıp çoktan odadan çıkmıştı. Mert beni kapıda durdurdu.

Just ImagineHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin